11. Bölüm

219 23 7
                                    

  Bölümü iki kez yanlışlıkla yayınlayıp kaldırdım, hepinizden özür dilerim olayları Sancar'ın gözünden de dinlememiz önemliydi bence...

Artık ikiside birbirini daha iyi anlıyor ve Hakim evliliklerinin gerçek olma ihtimali ile yüzleşti.

Bundan sonrası daha eğlenceli olacak gibi...

Sancar'dan

    Kırk...

    Birce'nin yanındaki komidine bıraktığı telefonun ışığı bir kere daha güzel yüzünü aydınlattı, yanıp sönen ışığa rağmen her zaman ağır olan uykusundan zerre feragat etmeden uyuyor oluşunu izlemek bile hayaller ötesiydi benim için.

    İri dalgalı siyah saçları yastığına dağılmış, uzun kıvrık kirpiklerinin gölgesi yüzüne düşüyordu. Onu izlemeye çocukken alışmıştım, konağın her yerinde gözlerim birtek Birce'yi arardı, bazen Farukla oyunlar oynardı, bazen kendi kendine evcilik... O varsa herşey tamdı, o yoksa herşey eksik. En çok da bebekken beklerdim uyuyan masum bedenini, öne büzülmüş dudakları, arada çıkardığı mıkırtıları, derin uyuduğun da düşen emziğini arayışını...

   Kırkbir...

   Yorgundum, işin aslı uykusuzdum da ama onu izlerken gözlerimde zerre uyku emaresi yoktu.

    Saçlarını açıp yattığı için yüzüne dökülen tutamlardan rahatsız olup burnunu kırıştırdı. Küçük homurtular çıkararak sırt üstü dönüp yüzük olan elini yastığın üzerine bıraktı. Bebekliğindeki kadar masum değildi artık bu seyir, üzerinde ki pijama masum olmayan her detayını gözler önüne seriyordu. Başımı yukarı kaldırıp kapattım gözlerimi, haddim olmayan sınırlardan çektim bakışlarımı.

     Bir gün benim ona baktığım gözle bana bakar mıydı?

  Kırkiki...

   İçinde benim adım yazan bir yüzükle uyuyor olduğuna inanmak, imkansızın gerçekleştiğini görmek beni mutlu etmiyordu.

   Bunun hayalini bile kurmamıştım, nasıl onu uyurken izlemeyi hayal  etmediysem, yüzüğümü takacağını, adımı abi eklemeden söyleyeceğini asla düşünmemiştim.
 
   Ama olmuştu işte hemde Birce kendi gelip elini uzatmıştı, beni sen kurtarırsın deyip, kıyalacak nikaha razı gelmişti. Bu güveni bir adım öteye taşımanın hiç bir yolu yok muydu?

     Yıllarca kandığım yalanlar aramıza aşılmaz duvarlar örmüşken oluru var mıydı?

    Kırküç...

 Neydi bunca yıldır planım ... O Hâkim'i seviyordu, onlar evlenip mutlu olacaklar bende burdan çekip gidecektim. Amcam beni bu yalana öyle inandırmıştı ki asla aksini düşünmemiştim. Benim kendime dahi itiraf edemediğim sevdamı, benden önce görmüş önüme koca bir taş koymuştu.

    Birce lise son sınıftı, tüm gayretiyle sınavlara hazırlanıyordu. Hatta o kadar dert edinmişti ki kendine, ergenlikte bile çıkarmadığı sivilceler vardı güzel yüzünde. Ben okulu bitirip dönmüş şirkette çalışmayı düşünürken, amcam tarla işlerini üstüme yıkmıştı. Ne zaman şirkete elim uzansa bir şekilde önümü kesiyordu.

    Yorgun argın geç vakit konağa gelip kendimi sedire bıraktığım da gözlerimi kapatıp sakinliğin tadını çıkarmak istemiştim. Ta ki benim küçük cadı dibimde bitene kadar, varlığını fark ettiğim gibi toparlandım.

Çıkmaz Sokak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin