15-Final

494 46 31
                                    


İstediğim oy sayısına ulaşmadı ama bitirmek için atıyorum.

Yorum ve oy gelmediği için erken bitireceğim😞

-

Elimde tuttuğum kırmızı bileklik ile uzanmış tavanı izliyordum. Düşüncelerimin yoğunluğundan gözlerime uyku girmedi. Gerçekten düşündüğüm şeyi yapıp Minho'yu kendisi cezalandırılmış olabilir miydi?

Ne kadar inanmak istemesem de görünen oydu. Yine de ondan dinlemek istiyordum. Onun bu denli çıldırmış olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Buraya geldiğimden beri bana verdiği değer yeniden kendimi mutlu hissetmemi sağlamıştı. Eğerki bu değer benim yüzünden başka birinin canını yakmaya kadar gidecekse buna engel olacaktım.

-

"Jungkook Yüzbaşı Kim seni çağırdı."

"Geliyorum."

Üstümü giyinmiş görev saatini hazır bir şekilde bekliyordum.

"Bu sabah Taehyung'un çok sinirli olduğunu gördüm. Umarım onu sen sinirlendirmemişsindir."

Eun-U yanımdan omzuma çarparak geçmişti. Onu dinlemiyormuş gibi yaparak odadan çıktım.

-

"Gel."

Kapıyı tıklayıp gir komutunu alınca yavaş adımlarla içeri girdim.

Deri koltuğa oturdum. "Minho neden ortalıkta değil?" Kafamdaki soruları daha fazla susturamayıp konuştum.

"İzinde." Yalan.

"Neden kimsenin bundan haberi yok. Kimseye haber vermeden bir anda gitmiş olamaz öyle değil mi?"

"Gizli olması gerekiyordu."

"Hm anladım."

Gözlüğünün üstünden beni süzdü. Kaşları çatık bir şekilde işini yapmaya döndü.

"Beni neden çağırdın?"

"Gözümün önünde ol istedim."

"Hım. Peki hala o odada ne olduğunu söylemeyecek misin?"

"Neyin var Jungkook?"

Bir an duraksadım. Çok mu ileri gidiyordum. Anlamış olabilir mi?

"Yok bir şeyim, yok yani."

"Depo orası Jungkook, özel dosyalarım var. Girilmesini istemiyorum."

"Senin önemli çok gizli devlet sırlarının olduğu oda olduğu için mi girmem yasak?"

"Aynen öyle." Yalan.

-

Yemekhanede oturmuş ara ara konuşarak yemek yiyorduk.

"Pizza çok güzel dimi?"

"Evet lezzetli."

"Doymazsan dışarıda da yeriz."

"Doydum, çok güzel."

"Güzel. O zaman bugün eğlenmek için çıkabiliriz. Burada bildiğim bir futbol sahası var. Ne dersin?"

Bu çok harika bir teklifti. Reddetmek elde değil.

"Olur! Harika olur." dedim heyecanla. Kocaman bir gülümseme sunup yemek yemeye devam ettim.

"Üzgünüm seni bu aralar çok önemseyemiyorum. İşler çok yoğun. Hem biliyorsun senin olayın da eklenince-"

Konuşmasının ortasında öksürmeye başladım. Aklıma dün geceki odada bulduğum bileklik gelmişti. Eğer benim olayımla hâlâ ilgileniyorsa ve suçluyu cezalandırmak istiyorsa...

Hug And Cry |TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin