7. Bölüm: Kaptan W. Harlow

2 0 0
                                    


Amy sabahın çok erken bir saatinde uyanmıştı. Öyle ki hava yeni yeni aydınlanıyordu. Birden ayakucunda simsiyah kıyafetli bir silüet belirdi. Amy tam çığlık atacaktı ki silüet ondan önce davranıp onun ağzını kapattı.

Silüet, diğer eliyle de pelerininin başlığını indirdi. Amy bu sefer merakla karşısındaki adamın elektrik mavisi gözlerine, kıvırcık kızıl saçlarına ve köşeli çenesine baktı. En fazla otuz - otuz beş yaşındaydı. Gözleri 'sana zarar vermeyeceğim' der gibi bakıyordu. Amy'nin sakinleştiğini gören adam yavaşça elini kızın ağzından çekti.

Adam:

-Ben William Harlow. Herkesin tabiriyle kaptan Harlow. Gölgeler birliğinin lideriyim.

Amy, bir süre şaşkınlıkla bakakaldı. Sonra kendini toplayıp:

-Neden benim yanıma geldiniz kaptan Harlow?

Kaptan, gizemli bir şekilde gülümsedi:

-Çünkü Comte, sende dünyayı değiştirebilecek bir güç var: Geleceği ve geçmişi görebilme yeteneği. Bu yetenek sen on dört yaşına girince ortaya çıkacak. Eğer kontrol edemezsen çok ilgi çekersin.

Amy'nin kaşları çatılmıştı. Kaptan az önce ona daha kabullenemediği soy adı ile hitap etmiş ve görü yeteneğinin olduğunu söylemişti. Peki inanmalı mıydı? İç güdüleri, Kaptan Harlow'un doğru söylediğini söylüyordu. Fakat kararsız kalmıştı.

Bunu fark eden Kaptan Harlow:

-Sana gece yarısına kadar zaman veriyorum, Comte.

diyerek ortadan kayboldu. Amy bir kaç saniye önce kaptan'ın durduğu yere öylece baktı. Odasının kapısının açılma sesiyle kendisine geldi. Kapıya doğru baktığında karşısında sıcak kahverengi gözlerine zıt soğuk cam mavisi gözleri olan solgun yüzlü bir kadın duruyordu.

Amy bir şey demeden kadın yüzündeki güzel gülümsemesiyle odaya girdi ve Amy'nin ayakucuna oturdu. Kadın, Amy'ye bir yerlerden tanıdık geliyordu. Fakat kadını nereden tanıdığını hatırlamıyordu.

Amy kibar bir sesle:

-Affedersiniz, siz kimsiniz?

Kadın yumuşak bir sesle:

-Carl bana çoğu şeyi hatırlamadığını söylemişti, Lily. Ben Vivian Comte. Senin annenim.

Amy'nin gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ayrıca belli etmese de biraz sinirlenmişti. Çünkü yine ona 'Lily' diye seslenilmişti. Fakat belki 'annesi' daha fazla şey anlatır diye bu konuda bir şey demedi.

Merakla:

-Peki neden iki gündür burada değildiniz efendim?

Vivian, kızının ona "siz" ve "efendim" gibi kelimelerle hitap etmesine bozulmuştu ama belli etmemeye çalıştı.

Yüzündeki sahte gülümse ile:

-Hadi kahvaltıya gidelim.

dedi. Fakat soruya cevap vermedi. Amy bunu fark etti ama bir şey demek yerine yatağından kalktı ve Vivian ile beraber yemek salonuna gittiler. Amy, Edward'ın yanına en köşeye oturdu. Masadaki konuşmaya dahil olmak yerine tabağına biraz kahvaltılık doldurup Kaptan Harlow'un dediklerini düşündü.

'Pek yalan söyleyecek birine benzemiyor' dedi içinden. Üç gün sonra on dört yaşına girecekti. O zaman görü görüp görmediği de belli olacaktı. Önündeki kahvaltılıkları bitirince kararını da vermişti. Kaptan'ın dediklerine inanmayı seçti...

Kahvaltıdan sonra Amy, Edward'a merak ettiği bazı soruları sormaya karar verdi. İki kardeş malikanenin kütüphanesine gittiler. Amy içeri girince hayran hayran etrafını incelemeye başladı. İki - üç metre yüksekliğinde kitaplıklar tüm duvarları sarmıştı. Odanın içinde belli aralıklarla masalar ve etrafında yumuşak olduğu belli olan sandalyeler vardı. İkisi de bir masaya oturdu.

Amy Morris ve Gölgeler BirliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin