10. Bölüm: Gözler ve Gizemli Hayran

2 0 0
                                    


O hafta başka bir olay olmadı. Sadece Amy arada Dean'in ve onun çetesinin tuhaf bakışlarına maruz kalmıştı. Amy gerçekten onların aklından ne geçtiğini çok merak ediyordu. "Acaba bana kötü bir sürpriz mi hazırlıyorlar?" diye düşünmeden edemedi.

O hafta sonu için bir planı yoktu. O yüzden Esta ile o çağın giyim tarzına uygun kıyafetler almaya gittiler. Çünkü Amy'nin kıyafet namına sadece okul kıyafetleri ve bu çağa gelirken giydiği kıyafetleri vardı.

Bir mağazaya girdiler ve Amy refleks olarak kulaklarını kapattı. Mağazanın içinde müzik çalıyordu ve o müzik ona çok yüksek gelmişti. Sonra alışınca ellerini yavaşça kulaklarından çekti ve üst katlara ona uygun kıyafetler bulmaya gittiler.

Amy, genç kız bölümünde pantolon ve eşofman bulunmasına çok şaşırmıştı. Çünkü onun geldiği çağda kızlar elbise giyiyordu. Bu çağda ise kızlar istediğini giyebiliyordu...

Eve geldiklerinde üzerlerinde tatlı bir yorgunluk vardı. Esta oturma odasında tıp ile ilgili bir belgesel izliyordu -kendisi cerrahtı-. Amy ise aldıkları kıyafetleri dolabına yerleştiriyordu. Keşke Coraline de yanında olsaydı! Çünkü hem Amy'nin canı sıkılıyordu hem de içten içe bu hayatı arkadaşının hak ettiğini biliyordu.

"Kahin olmasaydım diğer melezlerden farkım ne olurdu?" diye düşünüp durdu. Sonra aklına hiçlik tarafında bıraktığı, ona on üç yıl boyunca bakan aile geldi. Onları o kadar seviyordu ki! Ama herhalde karanlık konsey'i yenmeden kendi zamanına ve kendi kıtasına dönemeyecekti.

Öz ailesini de özlemişti. Özellikle kardeşi Edward'ı... Bu işler bittiğinde kendi kıtasına döndüğünde özlediği herkesle bol bol vakit geçirecekti.

***

O gün oldukça soğuk ve kapalı bir hava vardı. Amy okul formasının içine bir tane sweatshirt ve hepsinin üzerine de paltosunu giyip beresini taktı. Çantasını da sırtına aldığında gitmeye Hazırdı. Okula doğru yürürken etrafına bakıyordu ve insanların davranışlarını inceliyordu.

Amy'nin en büyük eğlencesi insanları incelemekti. Ne kadar sıradan, ne kadar normallerdi! Bu onun asla sahip olamayacağı iki şeydi. İç çekerek adımlarını hızlandırdı. Saf kan vampir olmadığı için damarlarında kan vardı. Yani biraz üşüyordu.

Onun vücudu sonsuzluk ve hiçlik ülkesinin iklimine alışıktı. Oralarda hiç şu an bulunduğu zamanda olduğu gibi keskin bir soğuk olmazdı. Böyle düşünerek okulun bahçesine varmıştı bile. Hızlı hızlı sınıfına koşar adım yürüdü ve kaloriferin yanında olan sırasına oturdu.

Dışarısının aksine sınıf çok sıcaktı. Hemen paltosunu çıkarttı ve askılığa astı. O sırada içeriye buz tutmuş gibi ama mutlu görünen Doris girdi. Çantasını Amy'nin yanındaki sıraya koydu. Amy'de arkadaşının yanına gitti. Birlikte sıraya oturdular. Doris paltosunu bile çıkartmamıştı. yüzündeki ifade saf mutluluktu.

Heyecanlı bir ses tonuyla:

-Bil bakalım yarın günlerden ne?!

Amy düşündü. Yarın hiç bir özel gün değildi:

-Çarşamba?

dedi sorarcasına.

Bunun üzerine Doris'in gülümsemesi daha da büyüdü:

-Yani sevgililer günü! Birine açılmak için harika bir gün!

Amy gözlerini devirdi:

-Yapma Doris daha on dört aşındayız. Ne açılması?! (Gözlerini kocaman açarak) Yoksa sen birinden mi hoşlanıyorsun?

Amy Morris ve Gölgeler BirliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin