Amy gözlerini yavaşça açtı. Baş ucundaki Esta'yı görünce rahatladı. Odasındaki yatakta uzanıyordu. Konuşmaya bile hali yoktu. En son okuldaydı. Sınıfa doğru yürürken Dean ile çarpışıp yere düşmüştü. Sonrasını hatırlamıyordu.
Esta sanki Amy'nin Annesi gibi davranmaya başladı:
-iyi misin, Amy? Ne oldu?
Dedi endişeyle.
Kız "İyiyim" anlamında başını sağladı:
- uykusuzluktan oldu. Bayılmadım. Sadece uyuyakaldım.
Esta ayağa kalktı:
-kendine geldiğinde seninle bir yere gideceğiz. Hadi iki - üç saat daha uyu.
Amy bunu bekliyormuş gibi hemen gözlerini kapattı. Tamamen farklı bir rüya görürken birden her yer karardı.
Sanki boşlukta düşüyormuş gibiydi. Sonra sert bir şekilde ayakları zemine bastı. Her yer hala karanlıktı. Fakat bir yerden acı dolu "yardım edin" nidaları geliyordu. Bir kadına aitti. Amy, kadına ulaşıp yardım etmek için karanlıkta koşuyordu.
İleride bir ışık görünce oraya doğru gitti. Işık netleşerek yerde kanlar içinde yatan bir kadın şeklini aldı. Tıpkı Amy gibi açık renk sarı saçları ve mor gözleri vardı. Amy aralarındaki benzerliği fark edince içi ürperdi. Hızla kadının yanına oturdu. Ne yapabileceğini bilmiyordu.
Kadın, Amy'yi görünce gülümsedi. Sol elini kızın dizine koydu:
-Nihayet karşılaştık Amy Morris. Şimdi beni dinlemeni istiyorum. Adım Ella Morris. Senin gerçek annenim. Comtelar seni kandırıyor. Senin ailen değiller. Karanlık konsey için çalışıyorlar. Beni Esta'ya ya da başka birine anlatma.
Amy göz yaşları içinde annesinin elini tuttu:
-Bana nerede olduğunu söyle! Seni kurtarabilirim! Lütfen ölme!
dedi ve Ella'ya sarıldı. Şimdi Amy'nin de her yeri kana bulanmıştı.
Ella'nın yüzünde acı dolu bir gülümseme belirdi:
-Üzülme, kızım. Ölmeyeceğim. Sadece acı çekiyorum. Sana nerede olduğumu söyleyemem ama şunu bil, bir gün kavuşacağız.
Ella'nın bedeni yavaş yavaş kaybolmaya başladı.
Amy, annesine daha sıkı sarıldı:
-Neler oluyor?!
Bu sefer Ella'nın sesi yankılanmaya başlamıştı:
-Uyanıyorsun kızım. Sadece uyanıyorsun...
Amy gözlerini açtığında gözyaşlarının yastığını ıslattığını gördü. Sessizce ağlamaya devam etti. Gücü kalmayıncaya kadar ağladı. Sonra ayağa kalkıp mutfakta yemek yapan Esta'nın yanına gitti ve ona sarıldı.
Amy uzaklaştığında, Esta onun yüzündeki harap İfadeyi görünce:
-Amy, iyi misin?
Kız, bu soruyu duyunca rüyasını anlatmamak için kendini zor tuttu. Annesi Ella'yı dinleyip Bu konuyla ilgili hiç kimseye bir şey söylemedi. Onun yerine kabus gördüğünü söyledi. Yalan da sayılmazdı. Büyük bir sessizlik de öğle yemeklerini yediler. Sonra hazır almak üzere odalarını gittiler. Amy, üzerine mor bol bol sweatshirt ve mavi pantolon giydi.
Saçlarını ördü. Onu Oturma odasında bekleyen Esta'nın yanına gitti ve birlikte evden çıktılar. Amy nereye gideceklerini bilmiyordu. Ama her nereye gideceklerse ışınlanmaları gerekiyordu. Evden ışınlanamazlardı. Çünkü öyle bir şey yaparlarsa Esta'nın dediğine göre arkalarında bir çeşit "iz" bırakıyorlarmış ve bu da onların evini açık hedef yapıyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amy Morris ve Gölgeler Birliği
Fantasyİleriki bölümlerden bir kesit: -Direkt konuya giriyoruz. Öyle mi sevgili kahin? Tamam, senden gölgeler birliği liderini bulup onu öldürmeni istiyorum. *** Amy şimdi ne yapacaktı? Kendini karanlığa mı bırakacaktı? yoksa uzaklardan gelen ışık hüzmesin...