Uzun zaman önce, kimsenin hatırlamadığı bir zamanda ve keşfedilmemiş bir kıtada yer alıyordu Sonsuzluk ve Hiçlik ülkeleri. Adlarından anlaşılacağı üzere sonsuzluk ülkesi sonsuz güzelliği barındırırken, Hiçlik ülkesi ise güzel hiçbir şeyi barındırmıyordu. Sonsuzluk ülkesinde ceza almış kişiler Hiçlik ülkesine gönderiliyordu.
İşte böyle bir zamanda Hiçlik ülkesinde, bir vampir ve bir şekil değiştirenin çocuğu olarak doğdu AmyMorris. Hiçlik ülkesindeki her on üç yaşında olan birey gibi bir tarafı heyecanlı bir tarafı üzgündü. Çünkü o gün hayatını değiştirecek kişilerle konuşacaktı.
Eğer onun hakkında olumlu bir karar verirlerse sonsuzluk ülkesindeki yatılı okulların birinde -Rise Akademisinde- okuyacaktı. Eğer okuldayken olumlu bir etki bırakırsa Sonsuzluk ülkesinde istediği kadar kalabilecekti. Annesi Emily ve babası Nicolas, Amy'nin gidip kendini kurtarmasını istiyor ve Amy'de ailesini bırakmak istemiyordu. Fakat ailesinin isteği üzerine değerlendirmeye gitmeye karar vermişti.
O gün için siyah kelebekleri olan mor elbisesini giymiş, açık sarı rengi saçlarını örmüş ve mor gözlerine sıcak bir ifade yerleştirmişti. Çatlak aynasında son kez kendine baktı. İyi göründüğüne karar verince odasından onu bahçede bekleyen anne-babasının yanına gitti.
Gergin gergin gülümsedi:
-Nasıl olmuşum?
Emily:
-Çok güzel olmuşsun Amy!
Dedi ve kızına sarıldı. İkisinin de gözleri dolmuştu. Sarılmayı bıraktıklarında
Nicolas:
-Aralarında en iyi kalpli ve en güzel sen olacaksın kızım.
Daha fazla bahçede durmadılar ve yürüyerek yaşadıkları kasabanın merkezindeki değerlendirme binasına gittiler. Binanın bahçesinde Amy gibi yaklaşık on tane çocuk vardı. Hepsi aileleriyle gelmiş heyecanla bekliyordu.
Amy'nin gözüne düz kızıl saçlı, sert bakan yeşil gözlü bir kız takıldı. üzerinde siyah bol bir elbise ve ayağında postallar vardı. Diğer aileler bu kız ile yanındaki dalgalı kızıl saçlı, mavi gözlü ve erkek gibi giyinen kızdan olabildiğince uzak durmaya çalışıyordu. Dalgalı kızıl saçlı kız on üç yaşından yaklaşık dört yaş büyük duruyordu. Siyah elbiseli kızın ablası olmalıydı. Böyle önemli bir günde kardeşinin yanında olmak için gelmişti herhalde.
Amy, annesinin dürtmesiyle önüne döndü. Emily kızının kulağına:
-Kimseye böyle uzun süre bakma.
diye fısıldadı. Amy sıkıntıyla başını "tamam" anlamında salladı. Birkaç saniye üzgün gözükse de yüzüne mutlu bir ifade yerleştirdi ve değerlendirme binasına pür dikkat bakmaya başladı. Ne kadar öyle durduğunu bilmiyordu. Ama nihayet bedensiz bir ses duyuldu:
-Raine North ve Amy Morris içeri geçebilirsiniz.
Amy kapıya doğru yürüdü ve onunla beraber siyah elbiseli kız da içeri girdi. Amy'yi bir odaya götürdüler ve arkasından kapıyı kapattılar. Kız biraz paniklese de belli etmemeye çalışarak odayı incelemeye başladı. Gerçi odada çok bir şey yoktu. Bir masa, masanın etrafında iki sandalye ve masanın üzerinde küçük bir kutu vardı.
Amy, kapıya dönük sandalyeye oturduğu an karşısında canlı kahverengi saçlı, karşısındakini aşağılarcasına bakan mavi gözleri olan bir kadın belirdi. Oldukça ciddiydi. Yaklaşık iki dakika Amy'yi tartarcasına inceledikten sonra yüzüne sahte oldu belli olan bir gülümseme geldi. Kız da karşısındakini karşısındakini taklit ederek gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amy Morris ve Gölgeler Birliği
Fantasyİleriki bölümlerden bir kesit: -Direkt konuya giriyoruz. Öyle mi sevgili kahin? Tamam, senden gölgeler birliği liderini bulup onu öldürmeni istiyorum. *** Amy şimdi ne yapacaktı? Kendini karanlığa mı bırakacaktı? yoksa uzaklardan gelen ışık hüzmesin...