Amy otuzuncu odaya adımını attı ve yuvarlak, üç kişilik bir odayla karşılaştı. Valizi kapının karşısındaki kırmızı çarşaflı, mavi örtüleri olan bir yatağın üzerindeydi. Her yatağın ayakucunda çift kapaklı kahverengi dolaplar vardı.
Amy, vakit kaybetmeden valizini yerleştirdi. O sırada odaya Raine ile siyah kıvırcık saçları, dipsiz siyah gözleri ve kumral teni olan bir kız girdi.
Raine, Amy'yi fark edince içtenlikle gülümseyerek:
-Selam, Ben Raine North. Yanimdaki kızda Coraline Jordan. Tanıştığımıza memnun oldum!
Amy, bu içten gülümsemeye karşılık neşeyle:
-Bende Amy Morris!
Kızlar, Amy'nin yatağının solundaki baştan aşağı kahvrengi olan yatağa oturdular. Coraline, annesi dışında tüm ailesinin saf kan olduğu için kendisinin kimseyle eşleştirilmediğini ve çoğu saf kan aileyi tanıdığı... gibi şeyler anlatıyordu.
Raine hayranlıkla, Amy ise biraz kıskançlıkla dinliyordu. Bu şekilde sohbet uzayıp gitti...
Öğle yemeği vaktinde Amy her ne kadar yeni arkadaşlarıyla oturmak istese de, Edward onu kendi masasına sürükledi.
Amy homurdanarak:
-Öğlen yemeğini istediğim kişilerle yiyebilirim Comte!
Edward soğuk bir gülümsemeyle:
-Ama bu gün benimle oturacaksın Morris.
Amy, diklenmenin anlamsız olduğunu anlayınca Edward'ın oturduğu masadaki sandalyelerden birine oturdu. Masada üç kişi daha vardı. Bunlardan ilki Hera'nın bahsettiği şu Gray çocuğuydu. Amy, ister istemez onun ne yapıpta ceza için Hiçlik ülkesine gönderildiğini ve nasıl affedildiğini merak ediyordu.
Diğerinin koyu kızıl saçları ve çekik yeşil gözleri vardı. Amy, onun Darian Dawson olduğunu
Gray'in ona sinirle:
-Sen uslanmazsın Darian Dawson!
Demesinden öğrenmişti. Son olarak masada Amy'nin sağında oturan koyu sarı saçları ve gri gözleri olan bir kız vardı. Boyu en kısa olan oydu.
Yemekler önlerinde belirince Edward, Kane ve Darian kendi aralarında konuşmaya başladı. Amy yeni oda arkadaşlarının yanına çaktırmadan gitmeye çalışınca
Edward kırmızıya dönen gözlerle:
-Emin ol gitmek istemezsin Morris. Yoksa senden beslenirim!
Amy gözlerini devirerek:
-Senden korkmuyorum Comte. Unutma ki bende yarı vampirim ve seninle başa çıkabilirim!
Kısa boylu, gri gözlü kız hafif endişeyle:
-Bak Morris şimdi olay çıkarma lütfen. Tartıştığın kişi bir saf kan.
Amy burnundan soluyarak ve içinden lanetler okuyarak o kız ile Edward'ın arasında ki yere oturdu.
Gri gözlü kız:
-Ben Tina Brave.
Dedi dost canlısı bir sesle.
Amy ise somurtarak:
-Amy Morris.
Yemek boyunca Edward dışında herkes bir şeyler yedi. Amy önündeki tabağı bitirir bitirmez Edward onu çekiştirerek taş koridorlarda sürüklemeye başladı. Gözleri iyice kırmızı olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amy Morris ve Gölgeler Birliği
Fantasyİleriki bölümlerden bir kesit: -Direkt konuya giriyoruz. Öyle mi sevgili kahin? Tamam, senden gölgeler birliği liderini bulup onu öldürmeni istiyorum. *** Amy şimdi ne yapacaktı? Kendini karanlığa mı bırakacaktı? yoksa uzaklardan gelen ışık hüzmesin...