Teneffüs olunca Amy'nin yanına dolabının iç kapağında fotoğrafları bulunan yosun yeşili gözleri olan kız ve dalgalı karamel rengi saçları olan erkek geldi. İkisi de gülümsüyordu.
Kız, Amy'ye sarılarak:
-Öleceksin sandık! İyi misin?!
dedi ve geri çekildi.
Amy ise yüzüne sahte ama ikna edici bir gülümseme yerleştirerek:
-İyiyim de... Sizin hakkınızda hiçbir şey hatırlamıyorum.
Erkeğin gülümsemesi buruk bir hal aldı:
-O zaman baştan tanışırız. Değil mi? Ben Ethan Thomas. Yanımdaki kız ise Doris Camus.
Amy:
-Bende Amy Jordan.
dedi suçluluk duygusunu bastırmaya çalışarak. O okuldaki çoğu insanın zihniyle oynanmıştı ve bu konuda kendini suçluyordu. Her ne kadar bir suçu olmasa da bu duygu elinde değildi. Doris ve Ethan, Amy ile yakın arkadaş olduklarını sanıyordu. Amy ise bağırarak her şeyi söylememek için kendini zor tutuyordu...
Öğle arasına kadar Amy her dersi ilgiyle dinledi. Teneffüslerde Doris ve Ethan, ona 'eski anılarını' anlatıyorlardı. O kadar güzel ve gerçekmiş gibi anlatıyorlardı ki Amy neredeyse kendisinin bir Normal olduğuna inanacaktı.
Üç arkadaş yemekhanede yemeklerini alıp uzun masalardan birine oturdular.
Yemekhanedeki uzun masada otururken, Amy, Doris ve Ethan'ın çevresindeki diğer öğrencilerin gürültüsü arasında sessizce yemeğini yiyordu. İkisiyle samimi görünmeye çalışırken, içindeki suçluluk duygusu onu rahatsız ediyordu. Doris ve Ethan'ın anlattıkları "eski anılar", sanki gerçekmiş gibi gelmesine rağmen, Amy'nin içinde bir şüphe ve karanlık bir endişe vardı. Bu anılar "arkadaşlarının" zihnine nasıl yerleştirilmişti?
Masadaki diğer öğrencilerin gürültüsü arasında, bir sessizlik anı geldi. Bu sessizlikte, yemekhanenin duvarlarının titrediği ve gölgelerin dans ettiği gibi hissetti. Bir an, Amy'nin etrafında olanlar gerçek değilmiş gibi geldi. Belki de bu sadece bir rüyaydı ya da bir kabusun içinde sıkışıp kalmıştı.
Doris'in ani bir hareketiyle Amy gerçekliğe geri döndü. Doris ve Ethan, diğer öğrencilerle neşeli bir şekilde sohbet ediyordu.
Tam o sırada yemekhanenin kapısından bir gürültü duyuldu. Herkesin dikkati kapıya çevrildi. Kapıdan içeri, güçlü bir şekilde adımlarını atan bir grup öğrenci girdi. Amy'nin kalbi hızla atmaya başladı. Bu grup, okulun popüler ve güçlü öğrencileriydi. Onların gelişiyle birlikte yemekhanede bir gerginlik hissedildi.
Amy, Doris ve Ethan'ın yanı başına gelen bu grup, masadaki diğer öğrencileri gözleriyle taradılar. Bir an, her şey durmuş gibi oldu. Sonra grup lideri Dean Delmar, keskin bakışlarıyla Amy'ye doğru döndü ve yüzünde bir gülümseme belirdi. Ancak bu gülümseme, içinde bir tehdit barındırıyordu.
Amy'nin içindeki endişe ve korku arttı. Onun bu yeni hayatta karşılaştığı zorluklar ve tehlikeler, her geçen an artıyordu. Ancak Amy, kendisini ve dostlarını korumak için kararlıydı. Bu, sadece bir okul değil, aynı zamanda bir mücadele alanıydı. Amy, bu mücadelede güçlü olmak zorundaydı.
Grubun diğer üyeleri olan Mona Marley, Marlane Taylor ve Magnus Mason da arkadaşlarının yanında durarak etrafa sert bir bakış attılar.
Dean, kumral saçları ve deniz mavisi gözleriyle dikkat çekiyordu. Zarif bir duruşu vardı ve etrafındaki havayı hakimiyeti altına alıyordu. Diğer üyeler de kendi özellikleriyle dikkat çekiyordu; Mona'nın çıtı pıtı görünümü, Marlane'ın albino sarısı saçları ve Magnus'un uzun boyu ve kumral saçları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amy Morris ve Gölgeler Birliği
Fantasyİleriki bölümlerden bir kesit: -Direkt konuya giriyoruz. Öyle mi sevgili kahin? Tamam, senden gölgeler birliği liderini bulup onu öldürmeni istiyorum. *** Amy şimdi ne yapacaktı? Kendini karanlığa mı bırakacaktı? yoksa uzaklardan gelen ışık hüzmesin...