13 | ÖZÜR ÇİÇEKLERİ

93 15 2
                                    













KARTALLAR YÜKSEKTEN
UÇMAKTAN KORKMAZ


13. BÖLÜM |
ÖZÜR ÇİÇEKLERİ

🦅




'Özür dileseydin belki, geçmez sandığım yaralarım geçerdi. Neyse ki yara bandı yara kabuk bağlayana kadar, merhemler yara kapanana kadar...'







Hatalar yapılırdı, gün sonunda kırılan kalplere özürler bahşedilirdi. Tıpkı yaraya sunulan geçici yara bandı gibi... Oysaki yara kabuk bağlayınca yara bandı söküp alınırdı. İşte yaralar kabuk bağlayınca özürler geçersiz sayılırdı, tekrar kanayana dek.

Bazen kalbin kapısını özürler yıkıp geçebilirdi, ancak bazı kalplerde vardır ki o kadar yara almış ve sert kabuğuna çekilmiştir. Böylesine yaralı kalpleri özürler bile yıkamazdı.

İşte özrün bile yetersiz kaldığı yerde devreye çiçekler girerdi. Özür çiçeği. Beyaz lale. Beyaz laleler özür çiçekleridir. Derler ki; özrün bile yapamadığını bir çiçek düzeltebilirdi. Bu yüzdendi pişman olduğumuzda çiçek almamız?

Bu yüzdendi mezarların çiçeklerle dolup taşması... Geçen bir yerde okumuştum. Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır. Çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür.

Kırılan kalpleri özür tamir edebilir miydi? Biz özür halledebilir miydi, sahiden?

Ne birbiri ardına sıralanmış güzel birkaç sözcük ve ardından bir özür ne de bir çiçek yapılan hataların üstünü örtemez, kırılan kalpleri onaramazdı.

Çünkü şu bir gerçekti; edilen güzel birkaç sözler unutuluyor, birinin aldığı çiçek soluyor, kayboluyor ve kuruyordu. Tıpkı o kişiyle olan bağınızın bittiği, o kişiyi unuttuğunuz gibi. Hiçbir şey baki değildi.

Derler ki; beyaz masumiyeti temsil eder. Halbuki beyaz en ufak hatamızda kendini belli edip hatalarımızı yüzümüze çarpmaz mıydı?

Yerde patlamadan dolayı etrafa saçılan toz dumanın etkisiyle siyaha bulanmış beyaz laleler duruyordu. Beyaz laleler özür çiçekleriydi... Peki, özür bile geçirmiyorsa geçmişi.

Önümüzde alevlenen kulübeden yükselen gri dumanlar etrafımızı sarmıştı. Göz gözü görmüyor, dumanlar ciğerlerimize dolup nefes almamızı engelliyordu. Etrafta bakmaya giden Alparslan kulübenin yanındaki sağ yoldan geri yanıma doğru geliyordu. Hemen avuç içimdeki notu büzüp cebime attım. Şu anlık bunu öğrenmesine gerek yoktu. Çünkü bu şahsi bir meseleydi.

Yanıma gelen Alparslan "Kar Tanesi..." diye fısıldadı. "Bana anlatmadığın bir şey var mı? Heyet veya başka bir şey hakkında..."

Seslice yutkundum.

"Hayır." Evet. "Yok." Vardı.

Başını olumlu anlamda salladı. Özür dilerim Yüzbaşım, geçmeyeceğini bilsem de özür dilerim.

Vicdanım Alparslan'a yalan söylediğim için sızlıyordu. Göğüs kafesimin içinde sıkışmış kalbime ağrı girmişti.

Fark etmemiş olsam da elimi kalbime doğru götürmüştüm bunu fark eden Alparslan "İyi misin?" diye sordu ve benim cevabımı beklemeden hızla beni kucağına aldı. Beni kucağına alması ile afalladım. "Dumandan etkilenmiş olmasın." deyip arabaya doğru beni taşıdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARTALLAR YÜKSEKTEN UÇMAKTAN KORKMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin