6 | MASUMLAR VE GÜNAHLAR KÖTÜLER

226 20 11
                                    





KARTALLAR YÜKSEKTEN
UÇMAKTAN KORKMAZ

6 | MASUMLAR VE GÜNAHLAR KÖTÜLER

🦅


Altında bulunduğumuz gök gitgide kötülere çatı oluyordu.

Devir değişiyor, akrep yelkovanı takip edereken zaman su gibi akıp gidiyordu. Bizler ise akıp giden zaman içinde kendi benliğimizi kaybediyor ve değişiyorduk. Kimiler içindeki merhamet duygusunun üstüne bir kibrit çakıp ateşe veriyor, o ateş harlanarak küle dönüyordu. En sonunda ise içinde tek bir merhamet kırıntısı kalmayana dek içindekileri yakıyordu. Ancak yaktığı tek şey içindeki merhamet ve iyilik değildi. İçindeki vicdan duygusunuda yok ediyordu günden güne. Vicdanı olmayan bir insanın robottan ne farkı vardı?

Hep çelişkide kaldığım bir konu vardı.

Vicdan doğuştan mı vardı? Yoksa sonradan mı oluşuyordu?

Ve bu sorular beni tek bir cevaba götürüyordu. Vicdan sonradan oluşuyor veya oluşmuyordu. Eğer ki vicdan az da olsa doğuştan gelseydi altında boğulup kaldığımız bu gökyüzü nasıl göğü altında bu kadar vicdansız insanların yaşmasına izin verirdi?

Eğer vicdan bize doğuştan bahşedilseydi nasıl dünya bu kadar kötü insanlarla dolup taşabilirdi?

Vicdan değil, mahkemeler vardı, olması gerekenin aksine. Vicdan mahkemeleri kurulmalıydı kalpte. Çünkü mahkemeler, müebbetler, insanların suç işlemesine engel olamıyordu. Eğer ki vicdan bize doğuştan bir lütuf gibi verilseydi gece kafamızı yastığa koyduğumuzda kurulurdu vicdan mahkemeleri.

Devir artık bambaşkaydı. İyilerin hor görülüp çoğu zaman ise görülmediği bir dünya düzeni vardı. Kötülerin sokak aralarında cehennemin ilk katındaki şeytan gibi cirit atıyorlardı.

Zaman giderek hızını attırıyor bizim ona yetişmemizi engelliyordu. Akıp giden zamanla yarış içindeydik ve bizim en baş düşmanımız bize ters akıp giden zamandı.

İnsanlar bana göre ikiye ayrılıyordu.

Masumlar ve günahkar kötüler.

Bazıları vardı, içinde sadece merhamet tohumu gömülü olan. Kalbi sevgiyle dolup taşan, Tanrı'nın cennetine kabul ettiği insanlar vardı.

Bazıları vardı, kalbi taştan ruhu saf kötülükle kaplı, içinde vicdandan eser olmayan. Tanrı'nın cehenneminin kor dolu ateşinde yakacağı insanlar vardı.

Şervan ve onun gibilerde günahkar kötülerdi. İçlerinde acıma duygusu olmayan, masum canları gözünü bile kırmadan ölürebilecek kişiler vardı bu göğün altında. Ve ben hepsini bu dünyadan silene kadar durmayacaktım. Gerekirse bu yolda canımı bile verirdim. Verecek canım olsun, alınacak bir masum hayat değil.

İki gün sonra bu karargâha gelecektim. Şervan'ı bitirme operasyonunun içinde olacak ve onun canını alana dek durmayacaktım. Bu operasyonda önemli bir rol oynayabilirdim. Çünkü Şervan'ın inine sızarak onunla aylar geçirmiştim. Onun hakkında çoğu bilgiye sahiptim.

En önemlisi onun zaafını biliyordum. Şervan'ı tanımadan önce zaafının güç olduğunu düşünürdüm lakin onun bu hayatta güçten daha kuvvetli bir zaafı vardı. Çocuğu. Bu bilgiyi istihbarat ile paylaşmıştım. Ancak çocuğunun nerede olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Onu sır gibi saklıyor ve kimseye yerini söylemiyordu. En yakını bile. Sadece yerini kendisi biliyordu. Ancak çocuğu hakkında bazı şeyler öğrenmiştim. Cinsiyetinin erkek olduğunu ve bacaklarını bir patlama sonucu kaybetmiş olduğunu Şervan'dan duymuştum. Herkesin zaafı vardı. Onun zaafı ise çocuğuydu.

KARTALLAR YÜKSEKTEN UÇMAKTAN KORKMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin