28. Bölüm

129 11 11
                                    

İyi okumalar...

☆ÇARŞAMBA☆

Dolabının karşısında ne giyineceğime bakıyordum bügün Ateş ile seansım vardı ve ne giyineceğime karar veremiyorum.

Saate baktığımda sekiz buçuktu ve randevu ise 9.10'da başlıyordu ve buradan kiliğiniye 10 dakika yani yarım saatim vardı, daha fazla vakit kaybetmemek için hızlıca elime gelenleri aldım.

Evet evet,  o kadar zaman kaybettikten sonra elime ilk geleni aldım.

Elime gelenler ise mavi,  beyaz karışık bir yarımkol ve mavi bir alt gelmişti. Ayakabımda beyaz olduğu için tam kombin olmuştu.

Hızlıca dün akşam yaptığım sandaviçten elime bir tane alıp dışarı çıktım.

Merdivenleri koşar adım indikten sonra arabaya bindim ve gaza bastım, bir yandanda sandiviçimi yiyordum ki telefonum titreyene kadar. Telefonu çıkartıp göz hizama getirdiğimde mesajın Ateş'ten geldiğini görmüştüm.

Ateş:
    Bugün ki seans iptal. Bu seans yerine yarın seninle görüşelim.

                                 Tabii ki bana verdiğin ilgi için teşekkürler

Yazdığımda bana görüldü bile atmamıştı. Umursamayıp arabaya bindim ve askeriye doğru sürdüm. Bugün ziyaretçi günüydü, timimi uzun zaman sonra beni heyecanlandırıyordu.

Askeriyenin kapısının önüne geldiğimde görevlinin beni tanımasına rağmen kapıyı açmamasınsa şaşırıp arabanın camını indirdim. Görevli bana bakıp.

"Kimlik lütfen." dedi ona şaşkınlıkla bakıp "Apo açsana kapıyı." dedim. "Kimlik lütfen." diye tekrarladı kendini, bense karşılık olarak arabanın kapı koluna elimi koyup kapıyı araladığımda telaşla. "Komutanım tamam kimliksiz alamayız." dedi.

Tek kaşımı kaldırıp ona baktım "Nedenmiş" diye sorduğumda hiç beklemeden cevapladı "yeni sistem geldi gelnelerin kimliklerini alıp bilgisayara kaydediyoruz" dedi. Burdayım daha fazla oyalanmamak için kapıyı sertçe kapatıp kimliğimi ona uzatım.

Kimliğimi alıp giriş işlemlerini halletiğinde "tamamdır komutanım geçebilirsiniz" diyip kimliğimi uzattı. Kimliğimi sertçe çekip "birde geçirmeseydin." Dedim ve açılan kapıdan içeri sürdüm.

İçeri geçince ortalıkta insan olmadığını gördüm. Çardaklarda parkur alanında ya da açık alanda antrenman yapan kimse yoktu. Ne olduğunu anlamak için ezbere bildiğim için ezbere bildiğim timin odasına yürüdüm.

Odanın önüne geldiğimde içeri kapıyı çalmadan bodoslama giriş yaptım fakat kimse yoktu. Merakla başımı bizim odanın yanındaki odalara çevirdim, ilk başta kapıyı tıklayarak sonra ise açarak hepsine baktım. Yine kimseyi bulamadım.

Bu sefer adımlarımı askeriyenin altındaki büyük toplantı odasına çevirdim. Hızlıca bodrum kata inmeye başlamıştımkı merdivenlerin sonundaki kapıda iki Asker vardı. Onlara hayırdır bakışı attığımda onlar ise silahlarının emniyetini açmadan bana doğrultu.

İki adamdan siyah saçlı olan adam "Kimsin." dedi sert bir sesle. Kahverengi saçlı adam ise onun karnına dirsek atıp bana yaklaştı.

"Galiba yolu karıştırdınız hanımefendi ben sizi dışarı çıkartıyım." dedi ve elimin tersini öptü. Ona garip bakışlar atarken. Siyah saçlı olan ise kahveliyi omzundan tutup geri çekip.

"Cıvıtma hemen." dedi. Tam kahveli ağzını açmıştı ki "beyler bölmek istemem ama benim içeri girmem lazım." dediğimde kahveli açık ağzını kapatmış siyahlı ise bana dönüp "hadi ya." demişti.

"Siz yenisiniz galiba ilk defa görüyorum ama sizinle uğraşamam toplantı bitiyor." Dedim. O sırada kahvelide ciddileşip "kimsin" diyip siyahlının ilk dediğini tekrar etti.

Yanımda ne olur olmaz taşıdığım Eski  Asker kimliğimi çıkartıp gösterdim. Onlar ise bir kimliğe bakıp birbana bakıyorlardı. "Hadi canım." Dedi kahveli şok içinde.

"Kimlik şu an geçersiz ama içeride ne oldugunu anlamak zorundayım" dediğimde. Siyahlı bu sefer emniyeti açarak bana tutu "zor kulanma hakkımız var." dedi.

O sırada içerken yüksek ve gür bir ses yükseldi "Yine haklızlık yapıyorsunuz Nil bunu hakketmiyor." Dediğinde ona cevap veriliyormuş gibi bir kaç anaiye susup konuşmaya devam etti "Yakında göreceksiniz nasıl bir asker kaybetiğinizi" dedi. Sonra başka bir ses yükselıp onu susturdu.

İçeride ne oluyordu bilmiyorum ama beni ilgilendirdiği çok  açıktı. Askerlere  bir süre bakıp arkamı döndüm ve indiğim merdivenlerden geri yukarı çıktım.

Ne olduğunu anlamaya çalışarak arabaya binip, evime doğru sürdüm. Yolda dalgın ilerlerken telefonumun titrediğini fark ettim. Sağa çekip baktığımda ise bilinmeyen numara olduğunu görmüştüm. bu susmamışmıydı.

Ne olduğun fark etmez
İster sivil ister Asker
Lakin seni ben isterim
İster Asker İster sivil
Meraklanma çok yakında

Beceriksiz bir akrostiş olduğu çok belliydi. Bana mı aşıktı gizemli numara ?

Askeriz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin