Hih

2.7K 102 65
                                    

BEN GELDİMMM

Kamleden

Aklıma gelen kekle Kuzey'i üstümden ittim giyinme odasına koşup altıma gri bir eşofman üstüme de sütyen sonra da siyah bir tişört giydim. Hızla odadan çıktığımda Kuzey hâlâ bıraktığım yerde anı anlamaya çalılıyordu. "Ah Kuzey ah! Kek yandı kek!" Diyip kapıyı açacakken Kuzey'in sesini duydum. "Anam aşağıdaydı o halletmiştir." Dediğinde içim rahatlamıştı. Kapıyı kapatıp paytak paytak yürüyerek yatağa gittim. Kuzey bana bakarken ben kendimi yatağa atıp tavana bakmaya başladım. Kuzeyde yanıma uzanıp elini başına attı. Diğer elinide tişörtün altından karnıma attı. "Acaba cinsiyeti ne olacak?" Dedim heyecanlı bir sesle. Kuzey gülümseyip saçıma bir öpücük kondurdu.

Aklıma gelen şeyle doğrulup yatak başlığına yaslandım. "Kuzey!" Dedim bir anda. Kuzey tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Efendim yavrum." Ne yavrum mu ÖLÜRÜMM BİTERİMM.

Neyse konuya dönelim.

"Elis ne yapıyor?" Dediğimde karnımı okşuyordu. "Bilmem ne yapıyor?" Diyince Kuzey'in çenesini kaldırıp yüzüne baktım. "Nasıl bilmem? O karın değilmi senin?" Derdemez Kuzey birşeyler mırıldanmıştı.

Yazardan

Kuzey "Keşke olmasaydı." Diye mırıldanırken. Kamel dediğini anlamamıştı. Kuzey ve Kamel yatakta birbirine bakarken. Dilem ve Yağmur odanın kapısının önünde kendilerince sinsi planlar yapıyordular.

Dilem elindeki kek ve meyve suyu tepsisini elinde tutarken Yağmur ise konfetiyi tutuyordu. "Hadi girelim!" Dedi Dilem heyecanlı bir şekilde. Yağmur ise aklına gelen düşünceyle kıkırdadı. "Düşünsene çiftleşiyorlar." Dediğinde Dilem alt dudağını dişleyip "Hih!" nidası çıkardı ağzından. "Abim Vallah'i keser bizi öyle birşey olsa." Dedi sonra da. Yağmur elini aman dercesine salladıktan sonra hızla kapıyı açıp içeri girdi ve konfetiyi patlattı.

Kamel ise Kuzey'in elini sıkıca tutarak kapıdan içeri giren Yağmur ve Dilem'e baktı. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki Kuzey bunu duyup hızla komidinin üstündeki sürahiden bardağa su doldurdu sonra da Kamel'e verdi. Gözlerini Dilem ve Yağmur'a çevirdiğinde Yağmur iki elini yana açıp "SÜRPRİZ!" Diye bağırdı olaydan sıyrılmak için. Kamel suyu içip Kuzey'e uzattı. Dilem'in elindeki kek ve meyve sularını görünce ellerini birbirine çarptı birkaç defa gülerek. "Kek ver!" Dedi çocuksu bir sesle. Dilem tepsiyi yatağa bırakıp yatağı inceledi. "Birşey yapmadınız demi sonra spermler bize spawnlanmasın." Derken Kamel'in yutmak üzere olduğu kek parçası boğazında kalmıştı. Kuzey Kamel'in sırtına hafifçe vururken Dilem'e uyarıcı bir sesle konuştu "Dilem!".

Dilem ve Yağmur gülerek yatağa oturdular. "Ağabey ben diyorum ki bugün ben, Dilem ve Kamel dışarı mı çıksak?" Dedi gözlerini birkaç defa kırpıştırarak Yağmur. Kuzey Kamelden gözlerini çekmeyerek "Nereye gideceksiniz?" diye sordu. Dilem hızla atladı lafa "Bilmiyoruz çarşıya veya herhangi biryere canımız çok sıkıldı, ayrıca yeğenimizde gezmiş olur." diyince Kuzey'in yüzünde bir gülümseme oluştu. Yağmur ve Dilem gülümseyen Kuzey'e baktılar uzun bir süre. Kuzey ise Kamelin karnındaki olan eliyle karnını okşadı. "Çıkın gezdirin bebeğimi." Dedi sonra da yataktan kalkarak yerdeki tişörtünü aldı. Hızla üstüne geçirip kızlara baktı. Kamel ise ağzındaki son lokmayıda yutup Kuzey'e baktı. "Elis de gelse?" Dediği an hepsi Kamel'e döndü.

Yağmur hoşnutsuz bir sesle "Elis ne alaka şimdi Kamelim ya!" dedi. Kamel yataktan kalkıp ona bakan gözlere baktı teker teker. "Benden önce o vardı o da gelsin." Dedi ellerini arkasında birleştirerek. Kuzey Kamel'in başını öpüp odadan çıktı. Kamel de arkasından çıkıp Elis'in odasına gitti hızla. Kapıyı tıklatıp yarım açtı. Elis ise yatakta uzanıp telefonuna bakarken tıklatılan kapıya baktı ve Kuzey olduğunu zannederek hızla doğruldu. Kamel'in olduğunu görünce ise yüzü düşmüş gene uzanmıştı. "Müsait misin? Geleyim mi?" Diyen Kamel'e ters bir bakış atıp "Geldin zaten." dedi umursamaz bir tavırla. Kamel içeri geçip odasına göz gezdirdi. Bütün oda Kuzey ve Elis'in fotoğraflarıyla kaplıydı. Bir anlık gözleri doldu Kamel'in. Kendini silkeleyerek Elis'e baktı. "Bugün akşama dışarı çıkacağız gelmek ister misin?" Diye sorduğunda Elis doğrulup bacağını bacak üstüne attı. Kamel bir süre Elis'in konuşmasını beklerken birdaha aynı soruyu sordu. Elis ise bu sefer ayağa kalkıp Kamel'e yaklaştı. "Kocamı çaldığın yetmezmiş, yüzsüz gibi benim görümcelerimle beni çarşıya mı davet ediyorsun?" Dedi yılan dilli kadın. Kamel ise sadece Elis'e baktı. Elis ise susmayıp gülerek ve ellerini açıp duvardaki resimleri göstererek konuşmaya başladı bu sefer. "Bak! Bak! Bak! Bak bu bizim sen gelmeden önceki hayatımız!" Kamel'in omuzlarından itip tekrar konuştu. "Sen geldin mahvettin hayatımızı!" Dediğinde Kamel'in gözyaşları akmıştı bile.

Kamel bir tokatla yamultacağı kıza sadece kuması olduğu için birşey yapamıyordu. İstese onu duvardan duvara vururdu ama içi el vermiyordu. Kamel hızla odadan çıkıp titreyen vücuduyla basamaklardan inmişti. Kimseye fark ettirmeden dışarı çıkmayı başaran Kamel bahçenin en kenarında duvara yaslanılmış bir bisiklet gördü. Bisikletin yanına gidip bindi. Etrafa bakarken arka bahçenin kapısının açık olduğunu gördü. Hızla ordan çıkarak kendini sokaklara attı. Pedalları çevirebildiği kadar hızlı çevirirken gözyaşları sel gibi akıyordu. Az önce Elis ona fahişe muamelesi yapmıştı. Ve bu Kamel'in fazlasıyla ağrına gitmiş gururuna dokunmuştu. O istememişti Kuzey'i zorlaydı bu evlilik. Ama kimse anlamıyordu.

Kamel pedalları çevirirken aklına küçükken her dertlendiğinde gittiği uçurum kenarı geldi. Bisikletin yönünü gideceği yere çevirip pedalları çevirdi hiç yorulmadan. Kamel'in gözyaşları akar sel olurken hava da bozmaya başlamıştı. İnsanlardan bazıları ise Kamel'i tanıyıp hemen Kuzey'i aramıştılar bile. Kuzey ise duydukları şeye inanmayıp Kamel'i aradı bütün evde. O sırada ise Elis kahvesini yudumlayıp sinsi sinsi gülüyor keyifleniyordu. Kuzey hem ev kameralarına bakıp hemde bir yandan evin etrafındaki herkese Kamel'i soruyordu. Kameralardaki Kamel'in görüntülerini gördüğünde ise sinir başına vurmuştu işte. Kamel'i Elis'in odasından ağlayarak çıktığını sonrada bahçeye çıkıp bisikletle kaçtığını görmüştü.

Kuzey Elis'e sinirli bir şekilde bakıp derin bir nefes aldı. "Dua et ikisine de birşey olmasın." Diyip arabasının yanına gitti bir hışımla. Kuzey arabasına binerken Dilemle Yağmurda gelmişti peşinden. "Ağabey bizde gelelim n'olursun!" Dedi Dilem yalvarırcasına. Kuzey birşey demeyip arabaya bindiğinde Dilem ve Yağmurda binmişti. Kuzey korumalarına mesaj atarken arabayı hızla bahçeden çıkartıp sokakları gezmeye başlamıştı. Arabayı sürerken bir yandanda telefonuna bakıyordu. Kamel'in en büyük ağabeyi Harun'u aradı ve olayları anlattı. Harun ise bunları duyar duymaz birkaç tanıdığını arayıp Kamel'i bulmalarını söyledi. Sonra da kardeşlerini de alarak onlarla birlikte biricik kızkardeşi göznuru Kamel'i aramaya başladı.

Kamel ise o sırada beş dakika kalan yolu tamamlamaya çalışırken önüne çıkan arabalar yüzünden direksiyonu hızla çevirip yere yığıldı. Arabalar etrafında daire oluştururken Kamel ayağa kalkıp arabalara baktı bir süre. Tam bisikleti alacağı zaman bir arabanın kapısı açıldı ve çıkan kişi...

Yıllar sonra hayatta olduğumu belirtmeye geldim

Okuyamadığım yorumlar için kusuruma bakmayın bazıları silinmis bazılarına cevap verilmiyor falan 💗💗

Deli Kız (Kuma) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin