Artık Kuzey'e sövmeyin ua😰!?!?!?
—
Kuzeyden ellerimi çektim. "Yeter tamam." Diyince ellerini belime doladı. "Yetmezz!" Dedi 'z' harfini uzatırken. Boynuma öpücükler bırakmaya başlayınca anladım bizim mesainin başladığını. "Hasbinallah!" Dedim ellerini belimden çekerek. Kuzey burnumu da öpüp güldü. "Kontrole gidelim mi bebeğimizi?" Başımı sağa-sola salladım. İçeriden bir kız gelmeye başladığında kıza takıldı gözlerim."Efendim ben yeni çalışanım. Gülsüm abla'nın akrabasıyım." Dediğinde gülümseyip başımı salladım. Biz ne zamandır çalışanlarımıza dar kısa etek ve iki-üç düşmesi açık gömlek giydiriyorduk? Kuzeye baktığımda telefonunla uğraşıyordu. Elini tutup salona götürdüm. "Bakamak bile geçmesin aklından! O iki gözünü oyarım!" Diyip işaret ve orta parmağımı gözlerine yaklaştırıp kıstım. Kuzey parmaklarımı öpüp elimi çekti. "Ben neyine bakayım onun Allah aşkına Kamelim!"
Ellerimi öpüp devam etti. "Benim hamile minik karım varken neden ona bakayım bunu da anlamadım esmerim."
Ne dedi o?
Esmerim mi?
Çişini tut akacak salak!
Geldi haspam.
Kuzey önümde el sallayınca ona döndüm. "Daldın gittin. Ne düşünüyordun?" Derin nefes alıp verdim. "İç sesimle konuşuyordu-!" Hızla sağa-sola salladım başımı. Kuzeye baktığımda ise koltuğa oturmuş gülüyordu.
Artık eve git amınakoyim kaynanan kızar!
Doğru diyon aslında. Aferin lan Pikachu!
Kuzey'in yanına oturup gözlerine baktım. "Bakma öyle daha çok aşık oluyorum!" Dedi bağırmak istercesine. Dusaklarımı birbirine bastırdım ve utanarak önüme döndüm. "Eve gitsek mi artık? Annenler kızmasın sonra." Diyince başını salladı. Arkama yaslandım. "Gülsüm teyze!"
İçeriye Gülsüm teyze gelince ona baktım gülümseyerek. "Benim eşyaları makineye atsana teyzem." Gülümseyip gözlerini kapattı ve açtı. "Tamam kuzum şimdi ayırır atarım." Diyip önce merdivenlerdem yukarı çıkmaya başladı. Kuzey'in telefonun çalmasıyla sehpanın üzerindeki telefona kaydı gözlerim. Elisim yazıyordu.
Ayağa kalkıp televizyona doğru ilerledim. Kuzey telefonu açmış olacak ki konuşmaya başlamıştı. "Ne var Elis?" Diye sorduğunda ses hoparlörde olmamasına rağmen Elis'in sesi yüksek çıkmıştı. Televizyonun altındaki komidinden kumandayı alıp yerime geçtim. "Aşkım ne zaman eve geliyorsun? Bitmedi mi işin?" Kuzey elini belime atıp yanağımdan öptü. Kafamı geri çektim hızla.
Derin nefes alıp gözlerini kapattı iki saniyeliğine. "Elis uzun sürer ne var ne istiyorsun?" Dedi sert sesle. Elis ise öncekinden daha üzgün bir sesle konuştu. "Arkadaşlarımla gezmeye çıkıyorum da param bitti." Gözlerini gözlerimden ayırmadan konuşuyordu. "Korumalardan iste veririm ben sonra onlara." Dediği an telefon kapanmıştı. Bu neydi amınakoyim? Parası için mi seviyor bu adamı?
Kuzey telefonu kulağından çekip birkaç şey tuşladı. Telefon çalmaya başlayınca hoparlöre alıp bekledi. Telefon üçüncü çalışta açılınca hızla konuştu. "Elis'i takip edin!" Deyip telefonu kapattı. Telefondan birkaç şey daha yapıp bana uzattı. "Bak kontrol et." Kaşlarımı çatıp telefona baktım. "Niye?" Durup dururken bu neydi şimdi? "Bilmem güvenmezsin diye." Telefonunu alıp kapattım. Komidinin üzerine bıraktıktan sonra da çalışanı çağırdım.
"Efendim Kamel hanım?" Dedi. Kuzey'e bakarak demişti. Elimi gözü önüne yaklaştırıp şıklattım. "Hayırdır?" Dedim başımı sallayarak. Kız hızla önüne döndü. "Kuzey ağada birşey isteyecek sandım efendim özür dilerim." Dedi ağlamaklı sesle. "İki soda getir bize." Diyip koltuğa oturdum. Kuzey elini omuzuma atıp kafamı göğsüne yaslatmıştı.
Anında gelen bulantı ile karnımı tuttum. "Ne oldu iyi misin yavrum?" Başımı aşağı-yukarı salladım. Başımı bacağına atıp ayaklarımı koltuğa uzanttırdı. Bir elini saçıma bir elini karnıma atıp okşamaya başlamıştı. Birkaç dakika okşadıktan sonra karnımdaki elini dudaklarıma atmıştı. İki dudağımı sıkıp oynuyordu. Baş parmağını ağzıma sokunca gözlerine baktım. "Bakma öyle amınakoyim daha çok aşık oluyorum!" Kıkırdayıp önüme döndüm.
—
Gözlerim yavaş yavaş açıldığında hâlâ salondayım. Doğrulunca Kuzey'in de uyukuya daldığını gördüm. Küçük yastığı başlığa yaslayıp iki elimi yastığa yasladım. Çenemi de ellerime bastırdıktan sonra Kuzey'i izlemeye başladım.
Kıvrık çirpikleri, kahve gözleri, kokusu, karışık saçları, dolgun dudaklarıyla hayatıma renk katmıştı.
Bu yaşadıklarımı birine anlatsam gerizekalı mısın niye hâlâ ordasın gibi şeyler söyler ama, o birinin daha haberi yoktur istediğim intikamdan. Yaşadıklarımın en beterini yaşattıracağıma kimsenin akli dengesi yetmez anlamaya.
Karnımdaki melek bir doğsun görecekler ben kimim hele sen Kuzey Ulus en beterini göreceksin. Canın olcağım sonrada canından can koparan can olacağım. Kimse boş yere tokat yemez ama sen her seferinden cani gönülden attığından dolayı o tokatları derini çakmakla yakıp çakıyla kazıyorlarmış gibi bir his verdirerek atacağım.
Unutma bunu hiçbir zaman Kuzey Ulus.
Karşında edebileceğin biri yok.
Hiçbir kadın bunları hakketmez.
Hiçbir insan senin iğrençliklerini barındırmayı hakketmez!
Kuzey'in yüzüne yaklaşıp dudağından öptüm. Birkaç saniye sonra çıkan hıçkırık sesimle geri çekildim. Yeni aktığını farkettiğim gözyaşlarımı sildim. Kafamı tekrar yastığa yatırıp düşündüm bir süre.
Keşke herşeyden önce tanışsaydık çünkü ben bunları hak edecek ne yaptım?
Benim ne zararım vardı da reşit olmadığım halde bu çocuğu doğurmak zorundayım?
Allah'ım kim beddua etti de hayatım böyle oldu?
Bu düşüncelerle delireceğimi düşündüğümden Kuzey'in uyanmasını bekledim bir süre. Kuzey'i beklerken gözlerim kapanmaya başlamıştı bile...
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Kız (Kuma) +18
Fiksi Remaja19.11.23 İnsta: kamelkalpkuzey Uyarı! Cinsellik ve şiddet içerir.