Arkadaşlar bana birkaç editçi gerek😰
İyi edit yapanlar bana dmden yazabilir mi?—
Elimin birkaç kez dürtülmesiyle uyandım. Kuzey gülümseyip bakarken kollarımı iki yana açıp geriliyordum. Olduğum yere bakınca ise hızla doğruldum. Yataktaydık ve benim üstümde gecelik vardı. "Ne? Nasıl?" Kelimeleri kaçtı ağzımdan. Kuzey geceliğin askısını indirip omuzumu öperken konuştu. "Dün geç uyandım seni uyurken görünce buraya getirdim. Üstünü değiştirirken birazcık yaramazlık yapmış olabilirim."Kuzey'in kafasını ittim parmakla. Elimi tutup öptü birkaç kez. Sonra da elini karnıma atıp okşadı. "Kontrole mi gitsek? Hem senin sağlığını hemde bebeğin sağlığını öğrenmiş oluruz."
Bu adamın en çok bu hallerini seviyorum ya!
Beni salak sanıyor çok iyi!
Onca lafı unuttuğumu sanıyor!
Göstereceğim ona! Zamanı gelince göstereceğim!
Go girl!
Geldi bizimki!
Hiç gitmemiştim ki.
İç sesimi boşverip Kuzey'e döndüm. Gözlerimi uzunca kırpıp başımı omuzuna yasladım. Birazcık rol iyi olurdu. "Kamel hadi kalk hazırlanalım gidelim. Annemleri görmedim kaç gündür." Diyip hızla yataktan kalkmıştı.
Kesinlikle annesini özlemişti!
Kessinlikle!
Başımı sallayıp ayağa kalktım. Eski kıyafetlerimden beyaz uzun kollu cropumu ve bol pantolonumu alıp giydim.
Aynada saçlarımı tarayıp makyajımı yaptım. Kuzey bir anda arkamda belirip ellerini belime sardı. "Hatunum senin bu tarzına hayranım!" Dediğinde yüzümde bir sırıtış belirdi. Bu sırıtışa gülünce omuzuna vurdum. "Ne gülüyon?!"
Yanağımdan makas alıp "Bu sersem haline." dedi gevşek gevşek. Telefondan saatine bakarken elimi tutmuş aşağıya iniyorduk. Telefonunu cebine sokup bana döndü. "Bizim evde yaparız kahvaltıyı." Başımı sallayıp gülümsedim. Garipsemiş gibi baş ve işaret parmağıyla çenemi okşadı.
"Bebeğim beni o güzel melodi gibi sesinden mahrum etme."
Yanaklarıma bakıp gülünce yine kızardıklarını anladım. Yüzüme yaklaşmaya başladığını görünce geri çekilmek istedim. Ama ellerini belime sarıp izin vermemişti. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında içimde birşeylerin özgür kaldığını hissettim.
Sanki özgürlüğe uçan bir kuş gibi.
Sanki hüzünlüyken bir anda gülmeye kapılmışsın gibi.
Sanki içinde birşeylerin yetiştiğini hissettiğin gibi...
Kendimi o kadar huzur dolu hissetmiştim ki Kuzey'in sesini bile duymamıştım. "Kamel!" Kendime gelip gözlerine baktım. "Gidelim!" Dedi sırıtarak. Anlamıştı işte! Ah benim salak kafam!
Arabaya bindiğinde bende peşinden binip hızla şarkıyı açtım. Keşke radyo da normal olsaydı. Sena Şener'in şarkısı Teni Tenime çalmaya başlamıştı. Gözlerim Kuzey'e kaydığında gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu. Arabayı sürdüğü için vurmadım ama araba şuan durmuş bir şekilde olsaydı sert tokatlarımı çoktan yapıştırmıştım iki cm pipisi olan Kuzey'e.
Dakika bile geçmeden konağın önünde durunca şaşırmadım değil. "Kaldırma öyle kaşlarını. Kısa yollardan geldim. Mardini benden iyi tanıyan yoktur burda, övünmek gibi olmasın." Arabadan inip kapıya ilerledim. Korumalar yere bakarak kapıyı açtılar. Adımı içeri atar atmaz birinin koşarak bana doğru geldiğini gördüm. Şeymaydı bu. Hızla sarılıp bağırdı. "SELEN HANIMIM GELİN AĞAM GELMİŞ!" Selen anne kalın kısa topuklularını yere basa basa koşarak yanıma geliyordu.
Düşmemesi için hızla yanına koştum gülerek. "Ana dur düşeceksin." Dediğimde gözlerime bakıp sıkıca sarıldı. "Oy kuzum! Nasılsın? Aç mısın? Bebeğin iyi mi?" Geri çekilip gülümsedim iyi niyetli yaşlı kadına. "İyim ben. Sadece kahvaltı yapmadık." Ben lafımı bitirir bitirmez yanımda bir beden belivermişti. Kim olduğuna baktığımda Kuzeydi. Selen anne kaşlarını çatıp topuklusunu çıkardı.
"Eşek sıpası! Sen gelinimi aç mı bırakırsın?!" Diyip Kuzey'i kovalamaya başlamıştı. Kuzey hazırlanmış masanın etrafında dönerken hem sövüyor hem konuşuyordu. "Ana ne yaparsın?!" Diyip masanın etrafında dolanıyordular. "Gel buraya eşek!"
Ben Şeymayla evren değiştirirken evden gelenlerde bir bize bir Kuzeyle Selen anneye bakarak bize katılıyordular. "Patladım!" Dedim gülerek. Kuzey ise bana bakıp kaşlarını çattı. "Sus be Çinli!" Kuzey'e bombastic side eye bakışını gönderirken Selen anne onu hâlâ kovalıyordu. "Ana bir bu yaşta dövülmediğim kalmıştı!"
Bahçedeki koltuklardan yastık alıp Selen anneye katılmıştım. "Ama böyle olmaz ya ikiye tek!" Diyince yastığı kafasına hedef alıp fırlattım. "Sus be Asyalı!" Selen anne topuklusunu yere bırakıp giydi. Masanın baş kısmının yanına oturup bize baktı. "Ne beklersiniz! OTURSANIZA!" Herkes ayağı dolabmış gülerek bir şekilde masaya oturmuştu.
Ben kahvaltımı yerken çaktırmadan Kuzey'i izliyordum. Elis sürekli birşey konuşuyordu ama Kuzey dinliyor gibi yapıp sürekli gözlerini benim olduğum tarafa çeviriyordu. Son lokmamı ağzıma atıp çayımı içtim. Taze portakal suyunu alıp arkama yaslandım.
Bacak üstüne bacak atıp uzakları izlemeye başladım. Uzakları izlerken bir yandan da portakal suyumu içmeyi ihmal etmiyordum. Gözlerimi Kuzey'e çevirdiğimde arkasına yaslanmış bana bakıyordu. Portakal suyumu içip boş bardağı masaya bıraktım ona bakarak. Başıyla evi işaret edince başımı sağa-sola salladım. Kaşlarını çatıp ayağa kalktı. Hızlı adımlarla eve ilerlediğinde tam Elis kalkacakken hızla kalkıp peşinden ilerledim.
Eve adım atacakken bir el elimi tutup banyoya sokmuştu. Kim oldupuna baktığımda yine Kuzeydi. Başını boynuma atıp burnunu boynuma sürterek derin nefes aldı.
"Senden ayrı kalmaya dayanamıyorum... Neden bu kadar güzelsin zalımın kızı?"
—
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Kız (Kuma) +18
Novela Juvenil19.11.23 İnsta: kamelkalpkuzey Uyarı! Cinsellik ve şiddet içerir.