— Sabahın köründe uyanıp kusmuştum. Bir daha da uyumadım. Ne güzel uyuyacaktım şimdi yine soktuğumun balkonundayım. "Bak bu son perde, oyun yok bundan sonra!" Kendimce şarkı mırıldanırken kapının açılma sesini duydum. Ayağa kalkıp içeri geçtim.
Yine ve yine kim sizce?
Kuzey.
"Sabah sabah ne yapıyorsun balkonda?" Dedi. Tek kaşımı kaldırıp ellerimi arkada birleştirdim. Sonra da yavaş bir şekilde halay çekmeye başlayınca güldü. "Gelsene bak çok eğlenceli!" Dedim sert sesimle. Durup yüzüne baktım bir süre. "Ne oldu niye geldin?" Yatağa uzanıp bana baktı. "Kahvaltı hazırlaman için." Üfleyip giyinme odasına geçtim. Kapıyı kilitledim, her an Kuzey basabilirdi çünkü. Dolabımı açıp dizilen eşyalara baktım. Ben ne ara yerleştirdim bunları. Belki Eslemler yaptı.
Kendime siyah ve büyük bir içlik aldım. Üstüme de beyaz bir crop altıma ise kapalı yeşil bol, çok cepli bir pantolon. Hızlıca giyinip jordan şapkamı taktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şapkamla uygun air beyaz ayakkabılarımı alıp giydim. Aynaya son kez bakıp içliğimi yukarı çekip pantolonu indirdim. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Kuzey başını telefonundan kaldırmış beni süzüyordu. "Daha indirsene hepsi görünsün!" Dedi kaşlarını çatarak. "Bu ne?" Ayağa kalkmış bana doğru geliyordu ki hızlıca odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım. Son dört basamak kala atlamıştım. Kendimce gülüp mutfağa ilerledim.
Takır-şıkır işleyen Eslem ve Şeymayı gördüğümde yanaklarına bir öpücük kondurup onlara yardım etmeye başladım. Salatalık doğrayan Eslemi görünce çıtır ve sert bir salatalık yiyesim geldi.
Sulu sulu. Mm...
Yutkunup dudaklarımı yaladım. Eslemin elindeki salatalığı alıp ısırdım. Eslem bana bakıp gülümsemişti. "Kız ne yapıyon?" Dediğinde tezgaha oturup salatalığı tuza bana bana yemeye başladım. "Hiç sen napıyon?" Başka bir salatalık alıp yıkadığında Kuzey mutfağa girmişti. Şeyma be Eslem yaptıkları işleri bırakıp çıkmıştılar. Tam tezgahtan inecekken Kuzey bacak arama geçip salatalığa baktı. "Bende de bir salatalık bar ister misin?" Dedi sırıtıp. Onu itip tezgahtan indim. "Sapıklaşma bir de terbiyesizleşme!" Eslemin ve Şeymanın işlerini tamamlayıp tabakları,bardakları,çatal-bıçak-kaşıkları dizmiştim masaya. Yiyecekleri ve içecekleri getiren Peline gülümseyip salona geçtim. Kendimi tekli koltuğa bırakıp bacak üstüne bacak attım. Salona giren Kuzey'e gözlerimi devirdim. "Bir sal amınakoyim!" Diyip mutfağa koştum. Arkadan Kuzey'in sesini duymuştum "Kaç bakalım daha nereye kadar kaçacaksın!" demişti.
Ay götüm, onu boşverip birkaç şey atıştırdım onlar gelmeden. Zaten iştahım yoktu. Ağzıma peynir ve zeytin atıp bahçeye çıktım. Hamağa uzanıp sallanmaya başladım. Kulaklıklarımı açıp piano sesini açtım. Belki biraz uyurum.
