— Hemen gözlerimi sert bakışlarından çekip odada gezdirmeye başladım. Allah Allah sanki ben istedim kuma gitmeyi. Odadakilerin sohbetlerini dinledim. En sonunda ayağa kalkıp konuştum. "Müsaadenizle." Selen hanım ve babam başlarını yukarı-aşağıya salladı. Üç adım geri-geri yürüdüm sonra hemen arkamı dönüp dışarı çıktım. Bahçede derin derin nefes alıyordum. "Oh be Dünya varmış amınakoyim! Hem o bakışlar ne be klişe klişe. Pabucumun Ağası! Herhalde Kuzey Ağa o?" Dedim. Arkamda birinin gülmesini duyunca hemen arkaya döndüm. "Pabucumun ağası demek!" Diyen adama baktım. Gözleri o kadar serttiki bir bakan birdaha bakmaz. "Sen kimsin?" Derin nefes alıp verdi. Sakin olmak istercesine. "Kuzey Ulus!" Dediğinde kaşlarım kalktı. "A şey..." Üzerime yürüyüp. "Ney?" Geri geri yürüdüğümde parmağını kaldırıp bana doğru salladı. "Konakta eğer böyle laflarından herhangi birşey duyarsam elimde kalırsın!" Dedi. 'Ciddi misin?' Der gibi baktım. "Ayrıca karımdan da uzak dur! Onu üzdüğünü görmeyeyim, he olurda kavga edersen veyahut onun canını sıkacak şeyler yaparsan kendini ölü bil!" Hırladığını duydum. "Sen kendini ne zannediyorsun?" Diyip benimde hırlamam başlamıştı. Ama benimki onunkinden daha belli oluyordu. Bana garip bir şekilde bakıp kaşlarını çattı. "Yarın kuma geliyorsun, yani yarından itibaren benimsin!" Başımı havaya kaldırıp ellerimle yüzümü sıvazladım. "Bu kadar çabuk mı?" Dediğimde oda ellerini ceplerine koyup konuşmaya başladı. "Beş yıldır annem torun hasreti çekiyor. O yüzden, yoksa sana meraklı değilim." Dudağımı az yukarı kaldırıp gözümü kıstım. "Vheee! Kesin karının suçu yoktur sen yapamamışsındır! Pis varlık!" Diyip içeri koşmaya başladım, arkaya bi baktığımda peşimden koşuyordu. "Gelme üzerime katil!" Daha çok hızlanıp odama koştum. "Pis varlık!" Hemen aynanın karşısına geçtim. Bu elbise çok seksi gösteriyordu. İçindeki seksi olunca tabi. Çok mu güzelim ne?
Telefonumu alıp bizim gruba yazmaya başladım.
Kamel'in Haremi
Kamel: Arqadaslar muhim bi konu konuscaz Toygar: Nolıyı Ela: Hadi Bismillah Kamel: Yarın kuma gidiyorum bu yuzden bugun Mardine gelseniz de kafa mı dagıtsak Kamel: Sizinle son gecem olabilir Melis: Niye öyle diyosun Allah Korusun Akın: Konum at ben babamın arabayı alıp yola koyuluruz Ela: Hadi hazırlalın o zaman Alperen: Millet nereye ayol Kaan: Bizsiz kafa dağıtmaca mı☹️☹️ Kaan: Hazırlanmaya gidiom ben — Telefonu yatağa bırakıp gözyaşlarımı sildim. Hemen dolabıma geçip yeni alınan kıyafetlere baktım. Ay bunlar ne? Bune bune? Direk o dolabı kapatıp eski eşyalarımın olduğu dolabı açtım. Dantelli bir crop ve çok cepli pantolona benzeyen eşofmanımı aldım. Ayakkabılara gelince ise. Beyaz spor ayakkabılar idealdir. Hemen giyinip makyaş masama geçtim, ince normal bir eyeliner çekip açık bordo tonlarında bir ruj sürdüm. Saçlarımı da tarayıp ellerimle dalgalandırdım. Telefonumu alıp aynada fotoğraf çektirmeye başladım.
—
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@pigaçuKamel: Yine günlerden Kamel
238K Beğeni 112K Yorum
@paranoyakalperen: Aman güzel yavaş yürü
@zencikaan: İnsanın arkadasları nıye bu kadar guzel olmak zorunda + @guzellerguzeliEla: Ay cen buyudunde bize iltifat mi ediyon cen
@korkulukToygar: Çok guzelsin canim kizim🙈🤍
— Telefonumdaki yorumları okumayı bırakıp aşağıya indim. Misafirler hâlâ burdaydı. Yine büyüklerimin elini öpüp gençlerle tokalaştım. "Özür dilerim, arkadaşlarım çağırıyor. Yarın eveleneceğim diye son gece hep beraber eğlenmemizi istiyorlar." Dediğimde Osman amca ve Selen teyze başını salladı. Onlara gülümseyip hemen evden çıktım. Konağın kapısını açacağım sırada arkamda bir ses duydum. "KAMEL!" Dedi Kuzey, daha doğrusu ağa bozuntusu. Arkamı dönüp ellerimi açıp kaldırdım. "Ne?" Hemen yanıma gelip konuştu. "Yarın evleniyorsun ne diye dışarı çıkarsın? Ayrıca bu ne, her tarafın gözüküyor!" Diyip elini cropun askılarını tutup gerdi ve bıraktı. Kaşımı kaldırıp ellerimi göğsümde birleştirdim. "Sen git karını kıskan! Bana karışma!" Tam kapıyı açakken birşey dedi. "Yarın o yatakta görücem ben seni!" Ona bakıp çıktım konaktan. He he. Gerizekalı.
Çocuklarla bulaşacağım yere gittim. Büyük bir araba gördüğümde gülümsedim. Bu Akın'ın babasının arabası olmalıydı. Hemen oraya gidip cama vurdum. Cam açıldığında Akın gülümseyip kapıyı açtı. Hemen içeri geçtiğimde hepsi bana sarıldı. "LAAAN! KUALALAR BIRAKIN BENİ! Helppp?!" Dediğimde hepsi geri çekilip bana güldü. "Amınakoyim, Akın bu kombiyi nerde buldun. Mafya arabası gibi anasını satayım." Akın gülüp aynadan bana baktı. "Babam malları bu arabayla götürüyor." Dediğinde gözlerimi kısıp ona kınayıcı bakışlarımı gönderdim. "Biz bu durumda mal mı oluyoruz?!" Hepsi bir anda kahkahayı patlattığında onlara bakıp güldüm. Toygar elini omuzuma atıp saçımı öptü. "Yerim seni!" Diyip birdaha öptü. Araba bir süre sonra durduğunda geldiğimizi anladım. Akın arabadan inip arka kapıyı açtı. Ben ilk inip etrafa bakmaya başladım. Çok büyük bir bar vardı karşımda. Etrafı korumalarla sarılıydı, hepsi arabadan inince bara girdik. "Şaka mı burası? Çok iyi abi!" Diyen Melise bakıp konuştum. "Harbi, efso bura amınakoyim." Diyip ayaklarımın üstünde sekerek barmenin yanına gittim.
Sek sek sekerek İsmail.
"Vişne suy-." Bitirmeden Ela gelip lafımı böldü. "Yedi shot tekila." Barmen Elaya gülümseyip konuştu. "Limon ve tuz mu? Yoksa acı domates suyu mu?" Ben Elaya bakıp kafamı sağa-sola salladım. Ela ise beni takmayıp konuştu. "Limon ve tuz. Biz şurda arkadayız getirirsin herhalde." Diyip yerimizi gösterdi ve barmene göz kırpıp benim ve Melisa'nın koluna girdi. "Hayırdır siz?" Dedi Melisa. Ela sadece gülümsedi. Ben onları takmayıp Ela'nın gösterdiği yerin en başına geçip ayaklarımı masaya bacak üstüne attım.
— "GELİYOR GELİYOR!" Diyen Alperene baktım. "HAVALI GELİYOR!" Bütün herkes dönmüş şarkı söyleyen Alperen ve Kaana bakıyordular. Ela, Melis, Toygar ve Akında ayağa kalkıp eşlik etmeye başladılar. "GÜZELLİĞİ DİLLERE DESTAN. BAKIN KİM GELİYOR." Alperen beni elimden tutup kaldırdı. Ellerimi döndürdüğü için benimde dönmem gerekti. "MİLİYONLAR TRİLİYONLAR, HERYERİNDE HAVASI VAR. SOYU SOPU BELLİ ONUN." —
"Abi çok iyidi bu gece ya." Diyip güldü Kaan. "He ya, oğlum Kamel iyiki çağırmışsın lan bizi." Toygar gelip bana sarıldı. Kafamı omuzuna yaslayıp gözlerimi kapattım çok uyukum vardı. "Hadi evlere dağılalım geç oldu." Diyip gözlerimi açtım ve ayağa kalktım. Akınla Kaan çoktan hesabı ödemeye gitmişti. Telefonumu alıp cebime soktum. Yürümeye başlayacakken her tarafın döndüğünü hissettim. "Oha, Dünya bu kadar hızlı dönüyor muydu ya!" Alperen hemen yanıma gelip elimi omuzuna attı. Az bişi kafamı sağa-sola sallayıp kendime geldim. Diğerlerine baktığımda uyuyan Melis ve Elayı kucağına alıyordular. Akın ise yanıma gelip bir diğer elimi kendi omuzuna attı. İkiside beni arabaya kadar götürüp üzerimi birşeyle örttüler. Ben o sırada kafamı cama yaslayıp kendimi uyukuya bıraktım. Keşke yarın olmasa...
