24.BÖLÜM

4.7K 534 238
                                    

Merhabalar canlarımmm.

Nasılsınız bakalım? Keyifler yerinde mi?

Beni soracak olursanız pek iyi değilim açıkçası. Bütün sene sınava çalışıp, sınav da panik atak geçiren biri olarak depresyona girmemeye çalışıyorum. Bütün emeklerin çöpe gitmesi insana çok koyuyormuş. Ama iyi tarafından bakmaya çalışıyorum. En azından ambulansta yolculuk nasıl oluyormuş onu gördüm :)

Kısa bir aradan sonra tekrardan beraberiz. Ben burayı çok özledim, umarım sizde beni özlemişsinizdir. Sizi daha fazla bekletmeden bölüme geçmek istiyorum. Ama ondan önce küçük bir hatırlatma yapacağım. Karakterleri unutanlar burayı okuyabilir.

Binbaşı Ömer KURT - 34 yaşında
Başkomiser Tomris KURT - 28 yaşında

Aynur ve Mustafa ÇELİK, Anne ve Baba

Oğuz ve Beyza ÇELİK, Abi ve Yenge

Mert ÇELİK, Abi

Çınar ÇELİK, Kardeş

Nisa ÇELİK, Tomrisle karışan varlık

Pusat Timi;
Yüzbaşı Ahmet KARA, 31 yaşında
K. Üsteğmen Nazlı BARAN, 29 yaşında
Üsteğmen Murat AKYURT, 28 yaşında
Teğmen Ali GÜNEŞ, 25 yaşında

Gökbörü Timi;
Başkomiser Selim HARBAY, 34 yaşında
B. Yardımcısı Yasmin KIRAÇ, 26 yaşında
B. Yardımcısı Yiğit AYAZ, 27 yaşında
B. Yardımcısı Sıla ATEŞ, 24 yaşında

Doktor Şebnem FERAH, 28 yaşında

Karakterler hakkında sormak istediklerinizi buraya yazın. Unutmuş olabilirsiniz, cevaplarım.

İyi okumalar dilerim...

Tomris KURT:

" Lan çekilsene it!"

" Asıl sen çekil şerefsiz!"

" Lan bırak beni!"

" Önce sen beni bırak!"

" NAH! Senden önce asla bırakmam."

" Çocuk musun sen? Bir çekil de geçeyim."

" Sen beni bırak, ben de seni bırakayım."

" Yok yaa! Bırakayım da, kürek gibi ayaklarını götüne vura vura koşarak odaya gir değil mi? Yemezler Selim Bey, yemezler."

" İyi bunu sen istedin enişteciğim."

Duyduğum konuşma, ardından da boğuşma sesleri ile uykumdan uyanmıştım. Hâlâ tam olarak gözlerimi açamasam da, sesler daha net gelmeye başlamıştı.

Abimin acı çekercesine çıkan sesleri ile gözlerim hızla açıldı. Ne olduğunu anlamadan hızla yataktan kalkarken, pufun üstündeki sabahlığı üstüme geçirip hemencecik odadan çıktım.

Odadan çıkmama rağmen ilerleyemedim ama. Neden mi? Çünkü iki ayı, kapının açılmasıyla benimle birlikte yere devrildi.

Üstümdeki ağırlıklarla nefes alamazken, ne yapacağımı bilemiyordum. Hızla kendimi toparlamaya çalışıp, hâlâ üstümde yatan ayılardan hangisine gelirse artık diyerek son gücümle tekme attım.

" AAHHH! YANDIM ANAAAMMM! GİTTİ EVLATLARIM!"

Selim abimden gelen böğrüme seslerinin ardından, üstümdeki yük bir anda azaldı.

Ömer'in baya ama baya baya büyük gövdesinden dolayı, sadece abimin koşarak giden ayaklarını görebilmiştim.

Üstümdeki olup da hâlâ kalkmayan Ömer'den bir ses gelmemesi ile ona seslendim.

Binbaşı Ve Başkomiser KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin