27.BÖLÜM

3.9K 496 112
                                    

Merhabalar canlarımmm.

Bölüme geçmeden önce yıldıza basmayı ve satır arası yorum yapmayı unutmayııın.

Lütfen okuyun!!!
Arkadaşlar geçen bölüm de hatırlarsanız, Beyza'nın Ömer'in kasları için 'Ömer abinin çok iyi kasları varmış' dediği bir söz geçmişti. Çoğu kişi bunu yanlış bulmuş ve Beyzaya hakaret etmiş. Burada bu konuyu son kez bir açıklık getirmek istiyorum. Bir daha da anlatmayacağım. Beyza, ailesi tarafından şiddet gören ve bir adama satılmaktan son an da kurtulan çok güçlü bir kadın. Ömer de geldiği mahalledeki herkesi araştırdı ve geçmişlerine ulaştı. Beyza'nın geçmişine üzüldüğü için onun yanında bir abi gibi davranıyor ve bu durum da yanlış bir şey yok. Asıl konu ise Beyza o sözü söyledikten sonra zaten kısa bir an gözüm kaydı diyor. Ben neden başkasının kasına bakayım diyor. Yani yanlışlıkla olduğunu belirtiyor ve sadece fazla kaslı biri olduğunu belirtiyor. Tamam bu yaptığı yanlış ama lütfen iğrenç imalar yapmış veya kötü şeyler yapmış gibi hakaret etmeyin karakterime. Nisa'nın onca sözüne ve yaptıklarına bile sessiz kalan çoğu kişi, Beyza'nın bir sözüne ayaklandı. Ben bu konuyu anlamadım ve anlamak istemiyorum. Nisa'nın onca yaptığı alçaklık kitabımda normalleşiyor da, Beyza'nın tek bir sözü mü sorun oluyor? Ayrıca bu sözü herkes üstüne alınmasın lütfen. Ben Beyza karakterine aşağılık biriymiş gibi davrananlardan bahsediyorum ve öyle yorumlar yazan kişilerin yorumları, an itibari ile silinecektir.

Umarım üstte dediğim laflar için alınmazsınız. Ben bunca zaman Nisa karakterine hangi hakaret edilse sustum ama Beyzaya bir şey denmesine izin vermiyorum. Umarım beni anlayışla karşılarsınız. Sizi fazla tuttuysam özür dilerim.

İyi okumalar dilerim...

Yazardan:

Motorunu son hız sürüyordu Nazlı. Gitmesi gereken yere, her an biraz daha yaklaşıyordu. Albayın verdiği dosyayı, karakol amirine götürmesi gerekiyordu.

Normal de bu dosyayı direkt Ömer abisi alır, koşarak karakola giderdi. Ama bugün Tomris ve Ömer yarım gün izinli olduğu için, albay onun gitmesini istemişti.

Eh, onun da bariz işine gelmişti. O kadar çok incelemesi gereken dosya varken, o dosyaları Murat'a yıkıp dışarıya çıkmak gayet keyif verici bir aktiviteydi.

Görünen karakolla, daha da gaza yüklenip hızlandı. Karakolun önünde hafif kaydırarak durdurduğu motordan inerken, bir kaç kişi ona bakıyordu.

Kafasındaki kaskı çıkarıp, kolunun altına alarak diğer elindeki dosyayla karakola giriş yaptı. Üstündeki askeri üniforması, balık sırtı örülü kızıl saçları ve büyüleyici güzelliği ile oldukça dikkat çekiyordu.

Karakolun içindeki klimaya teşekkürlerini iletirken, bir yandan da saçını ördüğü için Ahmet abisine de teşekkür ediyordu. Yoksa bu sıcakta açık saçla duramazdı. Kendi de örmeye üşeniyordu zaten.

Kendinden emin adımlarla amirin odasına ilerleyip, dosyayı sahibine verdi. Önceki karakol maceralarından dolayı, içini biraz da bildiğin karakolda etrafına bakındı.

Sağ taraftan giderse istediği yere ulaşacağının bilincinde, hızla o tarafa doğru ilerledi. Biraz ilerleyip döndüğünde, üç dört metre ilerisinde sırtı dönük bir şekilde duran Selim'i gördü.

Bir an geçen gün ki konuşma aklına gelse de, hemen düşüncelerini dağıtmayı çalıştı. Sonuçta şaka yapmış olabilirdi Selim. O da onunla şaka yollu flört etmiş olmalıydı. Evet, kesinlikle öyleydi.

Sırıtarak hızla ileri atılıp, önündeki adamına ensesine bir tokat geçirip yanına geçti.

" Laaan!"

Binbaşı Ve Başkomiser KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin