Bu bölüm Mark'ın anlatımından ⋆˙⟡
Sakin ol. Sakince dinle.
Haechan ağzını açıp gözlerini yummuş Jaemin'e sonunda hak ettiklerini, aklından geçenleri söylerken ikisinin arasında kalmış gibi hissetmeyi uzun zaman önce bıraktığımı fark ettim. Sadece Jaemin'in aklını başına almasını istiyordum. Özellikle aklında hiçbir şey yokmuş gibi davranırken. Hayır, aklındaki hiçbir şeyi söylemeyip benim konuşmamı beklerken. Hâlâ yüzsüzce yardım bekliyordu benden. Ne zamandan beri benim kelimelerime ağızlık ediyorsun? Ne zamandır kendini sıyırdın başkalarının duygularının sorumluluğundan? Ailene karşı da böyle misin? Onlara da mı sadece benim verdiğim kelimelerle konuşabiliyorsun artık? Renjun de derdim ama onunla konuşmuyorsun bile.
Sana acırdım normalde, üzülür ve sebebini anlamaya çalışırdım. Ama şu an sadece sinirlenebiliyorum. Donghyuck'un yaşadıklarının karşısında aldığın duruş midemi bulandırıyor.
"...Ama bir kere ihtiyacım varken yanımda da olmadın. Çocuk gibi davrandın bana." Hayır Donghyuck. Ben davrandım sana çocuk gibi. Çünkü tanımıyordum seni. Bilmiyordum ne demeliydim. Jaemin dediklerine baktı, mesajlarını açıp bana fikir sordu, sonrasında birebir dediklerimi yaptı. Aradaki bekleme süresinde de delirdin sen. İnanamıyorum olanlara. Gerçekten komedi gibi.
"Seni düşündüğümden..." Sanırım tetiğimin çekilmesi için üzerine sadece bunun da basması gerekiyordu. Onca sefer, daha parçaları tam yerleştirememişken de uyardım seni. Neden böyle yapıyorsun diye sordum. Diyecek hiçbir şeyin yok mu dedim. Daha önce de vurdum sana. Bu yumruğu hak ettin bu yüzden. Karaktersiz, duruşsuz, omurgasız biri oldun çünkü. Böyle değildin sen, bu yüzden de kızgınım. Böyle olmadığını bildiğim için.
Çekip odama soktum onu. Hyuck arkamızda, yine karanlıkta kaldı hiçbir şey bilmeyerek ama şu an, onca şeyin arkasından ona bu ağırlığı da yükleyemezdim. Bu kadar sinirimle her şeyi yıkardım çünkü. Bir şeyler düzelebilecekse de artık düzelmezdi. Bu yüzden çektim odama Jaemin'i. Kapıyı çarpıp suratına baktım. Vurduğum gözü moraracak. Ailesi sorular soracak kesinlikle.
"Seni düşündüğümden" Taklit ederken sinirim bozulduğundan sırıtmaya başladım. İlk şokunu atlattığında bağırmaya başladı.
"Evet onu düşündüğümden! Ne demeye vuruyorsun gerizekalı!"
"Başlatma düşünmene. Sanki düşüncen olsa ağzından çıkacak."
"Ben sadece elimden geleni yapıyorum. Ailesiyle arasının bozulmasını istememem kötü mü?! Seviyor annesini!"
"Severse sevsin Jaemin, adamın onu dövdüğünü evimin camından gördüm. Geri dönmeyecek oraya. Elinden gelenmiş, sanki her dediğini sana ben söylememişim gibi."
"Mark-" Kapıya bakıp sustu, duymasını istemedi belli ki. İşaret dilinde konuşmaya başladı sonra. Hyuck kadar akıcı değildi. Ne onun kadar çok öğrenmişti, ne de benim yanımda olup pratik yapmıştı sonuçta. "Yemin ederim sadece her şeyin en iyisi olsun istedim."
"Herhalde en iyinin seni içermediğine karar verdin öyleyse." Cevap vermedi. Yüzü kızardı, gözleri doldu ama cevap vermedi. Göğsüme oturan bir ağırlık hissettim öfkeyle birlikte. Bir yumruk daha atmak istedim suratına. Sen böyle değildin. "Defol madem. Biz de seni adam yerine koyuyoruz." Susmaya devam etti, gözlerini yere dikip bir an bile ayırmadan, bir yaş dahi akıtmamak için büyük bir çabayla kapıyı açtı, sonrasında dış kapıdan sessiz sakin çıkıp gitti. Öfkeden patlayacak gibi hissettim. Kendi için söyleyecek tek bir sözü bile olmaması zaten sinirlendiğim şeydi.
Salonun kapısından bakıp Hyuck'u göremedim. Gözlerim her yerde onu ararken mutfakta elinde bir bardak suyla gördüm onu. Yanına gidip elindeki bardağı nazikçe elinden aldım ve tezgaha koydum. Elinden tutup salona doğru ilerledim, o da hiç direnmeden geldi. Koltuğa oturup kollarımı ona sımsıkı sardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dudaklarından dökülmeyecek kelimeler ve bir avuç papatya | markhyuck
Fanfictionmarkhyuck soulmate au | Donghyuck pov başlama tarihi: 02.04.23 bitirme tarihi: 31.05.24