25.bölüm(Alışamamak)

770 28 3
                                    

İstanbul'daki hayatıma alışmaya çalışıyordum ne kadar alışmak denirse burası Mardin'den çok farklıydı ben daha köyümden dışarı adım atmamıştım ki bu koca şehirde ne yapardım.

Herzaman merak etmiştim burayı ama Murat'la gelmeyi çok isterdim onunla sabahtan akşama kadar heryeri gezmeyi çok isterdim en çokta Sultan Ahmet camiyi , ayasofya camiyi, Topkapı sarayını , kız kulesini , galata kulesini , adaları İstanbul'u saymakla bitiremezdim. Hiç görmediğim o masmavi denizine bakmayı sahilde yürüyüş yapmayı çok isterdim. Yanımda Murat olmadığı için buraları gezmek içimden gelmiyordu. Murat aklımdan çıkmıyordu acaba beni özlemiş miydi merak ediyormuydu bunca zaman olmuştu sesini bile duymamıştım ayrı kalmak tek ona değil banada ceza olmuştu.

Nasuh babam burada küçük bir ev tutmuştu bana kapıda koruma duruyordu. Okula gelip giderken onunla gidip geliyordum ki zaten kendim gitmeyede cesaretim yoktu.

Buradaki okul ortamı da çok farklıydı herkes çok rahattı kendimi aralarında çok yabancı hissediyordum içimden bas bas bağırıyordum ben buralara ait değilim diye.

Yinede hiç bir şeyi umursamadan derslerime konsantre oluyordum olmak zorundaydım mezun olduğumda memleketime geri dönecektim hemde öğretmen olarak.

Üniversite de 3.sınıfım bitmişti son sınıfa geçiş yapmıştım hem okula gidiyor hemde küçük mahalle okulunda staj yapıyordum.

Bugün okulda derslerim vardı ona gidiyordum sadece bir tane arkadaş edinebilmiştim adı da Eda'ydı. Bana en yakın davranan kişiydi diğerleri gibi tuhaf bakışlar atmıyordu onunla sohbet etmek okuldan sonra biraz gezinmek iyi oluyordu. İçi dışı bir açık sözlü ama bir okadar edepli bir kızdı.

Okula geldiğimde sınıfa doğru gidiyordum ki Onur'un önüme geçmesiyle durdum. Onur kim mi burada ki baş belam.

'Onur çekil önümden'

'Kızım sende ne nazlı çıktın be alt tarafı numaranı istiyoruz konuşalım tanışalım diyoruz nuh diyorsun peygamber demiyorsun.'

'Sen ne laftan anlamazsın ya kaç sefer dedim sana benim kimseyle işim olmaz evliyim diyorum nesini anlamıyorsun ya'

'Evliymiş nerede lan ozaman kocan seni bırakıp başkasına mı gitti yoksa eğer öyleyse harbi malmış senin gibisi bırakılıp gidilir mi parmağında yüzüğün bile yok'

'Kes sesini seni ilgilendirmez ne olduğu karşıma çıkma' diyip sınıfa girdim Eda'nın yanına oturdum.

'Noldu Ayşe yine Onur mu bunalttı seni'

'Evet ya anlamıyor herif daha kaç sefer ikaz etmem lazım'

'Okulun serserisi işte sen yüz vermedin ya inada bindirdi o yüzden yapıyor takma kafana çok zorlarsa söyle korumalardan birine baksınlar icabına'

'Ay yok başka yerden bulsun belasını ben hayırlısıyla şu senemide atlatayım hemen memleketime döneceğim'

'Sen gidince ardından bende gelirim merak ediyorum oraları belki hayırlı kısmet bulurum aşk meşk bana göre değil buradakilerde bir halta yaramaz harbi adam lazım'

'İlahi Eda buluruz tabi nasibinde varsa neden olmasın' Eda'nın böyle konuşmasıyla aklıma tek müzmin bekar Asaf abi geldi. Kesin çok yakışırlardı Asaf abiyi dizginleyecek tek kişi Eda'ydı.

Derslerimin bitimiyle okuldan çıktım. Eve gidip ders çalışacaktım önümde kpss vardı benim için çok önemliydi Nasuh babam sınavım geçtikten sonra gelebileceğimi söylemişti. Aklıma düşmüşken Nasuh babamı aramak istedim bu saatlerde Murat şirkette olurdu rahat konuşabilirdik.

Gül'AYŞE'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin