4. BÖLÜM: GERÇEK SANDIĞIMIZ YALANLAR

27 4 35
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz.

Bol bol yorum yapmayı unutmayın. Uzatmadan bölüme geçiyorum.

...

Bazen geçmişimiz harika olsa da aslında gelecekte o mutlu, harika zamanların bedelini öderdiniz. Bedelimi ödediğimi düşünüp hayatın bitmediğine inandım. En azından annem ve babam için mutlu olmalıydım. Unutmamıştım elbette onları ancak acısını unutmuştum. Çok kısa bir sürede olmuştu bu ama en azından bir doktor olarak hayatların sona ermesine alışmıştım. Hep o kadar acı verici olmadığına inanmıştım ölümün çünkü dünyanın daha kötü bir yer olduğuna inanmıştım. Düzenin bu olduğunu kabullenmiştim. Biri ölür, diğeri doğar... Bir kaç gün üzüntümü yaşadıktan sonra eski hallerime dönmüştüm Herkes başta şaşırsa da ben bu süreci ne kadar uzatırsam o kadar delirecektim. Böyle olması gerekiyordu.

Karşımda ağlayan Çiğdem'e baktım.

" Ne oldu Çiğdem? Anlat bana." Onu kolundan tutup sandalyeye oturttum ve sandalyesinin yanına çöktüm.

" Sana anlatmam gerekenler var Hilal ama burada olmaz lütfen başka bir yere geçelim."

Titreyen sesiyle konuşması canımı yaktı.

O tam ayağa kalktı ki odaya bir hışımla Ekin girdi. Gözlerinden alev çıkıyordu resmen.

" Çiğdem!"

"Ne var? Ne var?" İkisinin de harareti beni dumura uğrattı ne oluyordu böyle?

Ekin Çiğdem'in kolunu kavradı ve dışarı çıkardı.

" Bunu açıklayacak kişi sen değilsin!" dedi.

Hiçbir şey anlamadığım için sordum.

" Ne oluyor burada? Neyiniz var sizin? Kızın kolunu da bırak."

Ekin aval aval suratıma baktı bir an ne diyeceğini düşündü ve en sonunda cevapladı.

" Sana anlatmamız gerekenler var ancak bunu yarın anlatacağız. Yarın sana konum atacağım ve oraya gel ikimiz de orada olacağız. Bugün anlatmayı çok isterdim ancak bugün iş çıkışı Koralp'in seni alacağını biliyorum bu nedenle yarın."

Ne anlatacaklardı ki bana? Bu sabah Koralp de bahsetmişti zaten. Kurcalamadım.

" Tamam." dedim yalnızca ve tekrar muayene odama girdim.

...

DİLSU BOZKURT

Dün geceden dolayı holde sızıp kalmıştım. Normalde hiç böyle biri değildim ve bu hallerime ben bile şaşırmıştım ancak dün tanıştığım adam beni bambaşka biri yapmıştı.

Barçın Kağan.

Dün gece telefon numarasını vermişti bana ve bende ona vermiştim. Telefon elimde numarasına bakarken telefonum çaldı.

Evet, görev vardı.

Valizimi hazırladım.

Siyah bir kot pantolon ve üstüme de siyah bir gömlek giyindim. Kahve saçlarımı arkadan sıkı bir at kuyruğu yaptım.

Salona geçtiğimde Alina, İslim ve Afra hep birlikte oturuyorlardı.

" Kızlar." dememle üçü de bana baktı. Valizimi görünce yüzleri düştü.

"Gidiyorum..." dedim.

Üçü de ayağa kalktı.

Vedalaştık.

HİLAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin