***
Açılan kapıyla birlikte Kamer'in neredeyse her zaman çatık olan kaşları yine aynı şekilde Tansu'yu buldu. Bu sefer aksine karşısındaki genç adamın da ondan bir farkı yoktu. Kamer'in ona attığı bakışları Tansu arkasında Ilgaz olduğunu bildiği bedene dikmiş bakıyordu.
Tansu gözlerine hakim olamayıp aynı bir kaç yıl öncesinde de ona nefretle bakan adamın, kafasındaki bandaja baktığında bütün sinir dalgaları anında kaybolmuştu. Tek istediği aynı ameliyattan önceki gibi sevgilisini sarıp sarmalamaktı.
Göğsü aldığı nefeslerle inip kalkarken Kamer'in yeşil gözleri ona bakmayı kesmiş arkasındaki açık kapıya takılmıştı. Ne yani Tansu doğru mu söylüyordu? O da mı burada yaşıyordu dediği gibi.
Hemde kendi dairesinin karşısında. Hafızasındaki boşluklar bunu anımsamasına engel oluyordu. Sanırım gerçekten doldurulması çok zor ve derin boşluklar bırakmıştı girdiği ameliyat.
"Hocam saat geç oldu. İlgilendiğiniz için sağolun ama Kamer'le bundan sonra ben ilgilenirim." Tansu'nun dişleri arasından kendine hakim olmaya çalışarak söyledikleri Kamer'in de dikkatini hemen arkasında duran okuldaki Tarih hocasına çekmişti.
Adam oldukça olgun bir o kadarda ilgiliydi. Kamer tabii ki farketmişti bu tavurlarının kendisine karşı özel olduğunu ama gerektiği yerde tavrını koyuyordu. Eskilerden tanıdığı bir kaç kişi arasında Ilgaz hocasıda vardı. Ona epey bir yardımı dokunmuştu ve şimdi Tansu'nun kovar nitelikteki ses tonu hiç hoşuna gitmemişti.
"Sakin ol Tansu. Çıkarım birazdan arkadaşının tek kalmasını istemedim." hiçbir zaman zekiliğini küçüksemediği adam şimdide kendisini unutmuş olan sevgilisi yanında, arkadaş imasında bulunuyordu.
Ortamdaki gerilim aslında gergin olmayan Kamer'i bile içten içe sıkıntıya sokmuştu. Hafifçe arkasını dönerek omzunun üzerinden uzun boylu adama baktı "Sağolun hocam ben hallederim saat geç oldu." zaten saatlerdir onunla evde tek olması garibine gitmiş olduğundan bu fırsatı kaçırmak istemedi.
Hem neredeydi yakın arkadaşları? Şu an onların ilgilenmesi gerekirken neden Tarih hocası onun yanındaydı?
Tansu görmekten iğrendiği hatta sinirden ne yapacağını bilemediği bu sima karşısında sadece evden çıkıp gitmesini bekliyor ısrarla yerinden kıpırdamıyordu.
Ilgaz hareketlenip içeri geri girdiğinde iki bedende birbirine bakmaya başladı "Ne arıyorsun sen burada?" Tansu karşısında ona neredeyse patlayacak bir bomba gibi bakan yeşil gözlü gence cevap vermiyor onu daha da kışkırtıyordu adeta.
Biraz sonra elinde çantasıyla gelen Ilgaz'dan gözünü çekmek yerine her hareketini takip etmeye başladı. Ayakkabısını giyinerek merdivene yönelmesi bile Tansu'nun ondan gözünü çekmesini engellememişti.
Ilgaz arkasını dönüp son bir kez Kamer'e bakınca Tansu sabırlar çekerek havaya baktı. Bu adam gerçekten fırsat kaçırmıyordu. Şu an yaşadığı durumdan bunu net bir şekilde anlamıştı. Ne yapıp edip sevgilisine yaklaşmak için elde ettiği fırsatı kullanmış olması deli ediyordu Tansu'yu.
"Bana bak." yeşil gözlü çocuk daha fazla sabredemeden kolundan tutup onu kendine çevirdi "Sana diyorum neden buradasın?" kendine gelmeye çalışarak gülümsedi Tansu "Nur cemalini göreyim dedim. Kötü mü etmişim?"
Bu sefer derin nefeslerle sakinleşme sırası Kamer'deydi. Ne olup bittiğini anlamıyordu. En son hatırladığı anılarda Tansu onun peşindeydi, biliyordu ama sevgili falan değillerdi. Tansu'nun onu bunaltmasından o zamanlarda da nefret ederken şimdi daha da beter olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çemberdeki Duman (B×B)
Teen Fiction•Yarı texting (Gay) +18 Beynindeki kist sebebiyle ameliyat olan Kamer'in son bir yılını ve sevdiği adamı unutmasıyla başlayan, geçmişini hatırladıkça gerçeklerin açığa çıkmasıyla aslında kim olduğunun farkına varır.