***"Bu denli yas tutacak ne var? Anlamıyorum. Onu orada bırakan sendin." kolunu banka yaslayarak omzunun üzerinden arkasında kalan otuzlarındaki adama baktı.
"Buradan kaybolmak için iki saniyen var." Ilgaz'ın kulağına ulaşan imalı ve otoriter ikaz hoşuna gitmişti. Ellerini paltosundan çıkartıp banka doğru yaklaşarak yaslanma yerine ellerini dayadığında kumral bedene doğru eğildi.
"Öğrencilerimden emir almam fakat seninle alâkalı ufak tavizler verebilirim." kendisine üstten bakan adamın verdiği nefesleri Kamer saç diplerinde hissediyordu.
Onu umursamadan dalgaların kıyıya vurarak çıkardığı seslere kulak astı "Güzel, beynini kullanabilen insanları severim."
Ilgaz'ın biraz daha yaklaştığını hissettiğinden dolayı bedeni kasılmıştı. Gerginliği ufak kırıntılar halinde vücudunu yakıyor patlamasına maâl olacak durumu körlüyordu. Dudağını dişlemeye başladı.
Adamın nefesini artık hissetmiyordu çünkü o bütün çıtaları aşarak burnunu kendisinin kısacık saçları arasına değdirdi aynı zamanda sesi duyduğu keyiften dolayı oldukça erotikti;
"Madem bazı şeylerin farkındasın o zaman şunu bil sana karşı her zaman kalbimi kullanıyorum beynimi değil." kumral çocuğun ensesinde hissettiği olmayan iğneler batmaya başlamış oldukçada rahatsız ediyordu.
Alt dudağını ıslatarak güldü kafasını yukarı kaldırdığında Ilgaz'la göz göze geldiler. Adamın kahve gözlerinin hedefi direkt olarak parlayan dudaklar olmuştu "İlk olarak o gözlerine sahip çık. Şimdi beni iyi dinle Tarih dersini seviyorum eğer hocadan soğursam derstende soğurum."
Ilgaz'ın kaşları merakla havanlandı bu da Kamer'e devam etme olanağı sağladı "Yani mesafeni koru ve beni dersimden mahrum etme." dişlerini sıkarak denize bakan adamı bir kaç saniye yeşil gözleriyle talan etti.
"Aslında amacım tarih dersine en çokta bana ısınmandı. Neyse böyle olmayacak başka yöntemler deneriz." Kamer kafasını kaldırarak adamın kulağına fısıldadı "O yöntemlerin Tan'dan uzak dursun. Bu seferki tutumlu tavrım o zamanda aynı kalmaz."
Ilgaz derin solukla doğrulurken bankın arkasından çıkarak Kamer'in yanına oturdu "Vicdan mı yapıyorsun?" ormanı anımsatan gözlerini yanındaki adama değdirip geri çekti "Hayır."
"Keyfi yani?" kafasını salladı "Aynen, keyfi."
"Hafızamdaki boşlukları dolduramıyorum." yalan konusunda çığır açmış biriydi. Her geçen gün yeni bir gerçekle uyanıyordu "Hayatımdaki yerini anlat, yalan istemiyorum."
"Pekala, az çok benim hakkımda söylenenlere kulak asmışsın. Yalan söylemeyeceğim, pek hoş bir ilişkimiz yoktu." aslında bir ilişkileri yoktu. Kamer bunu en başından biliyordu.
"Devlet okulunda öğretmenlik yapan bir adamdan fazlasısın." bunu zaten herkes biliyordu. Pürüzsüz yüzündeki hafif çıkan sakalları es geçerek adamın şekilli saçlarını geri atmasını izledi, kendinden emin görünüyordu "Fazlasıyım."
"Abime güvenmiyorum. Eskiden arkadaş olduğunuzu var sayarsak sende abimden haz etmiyorsun." Ilgaz'ın yüzüne kondurduğu tebessümüne takıldı "Neyse ki abin konusunda her koşulda doğru kararı verebiliyorsun." aldığı cevap tatmin olmasına yetmişti.
"Onun hakkında ne biliyorsun?" omuzları oldukça geniş olan adam onları silkerek karşılık verdi "Hiçbir şey. Sen ne düşünüyorsan onu düşünüyorum. Sence bir insan dokuz yıl sonra neden kardeşinin karşısına çıkar?"
Kamer her şeyin daha bir farkındaydı. Karşısında oturan adamın düşüncelerine hak veriyordu "Değil mi? Yerine oturmayan çok şey var."
"Can şimdi otuzuna mı girecek?" onayladı Kamer "O kaza... Hayatından sadece abini almadı ama sen sadece abini almış gibi davranıyorsun." kaza gecesini hatırlamamak üzere üstünü örtmüştü zihni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çemberdeki Duman (B×B)
Teen Fiction•Yarı texting (Gay) +18 Beynindeki kist sebebiyle ameliyat olan Kamer'in son bir yılını ve sevdiği adamı unutmasıyla başlayan, geçmişini hatırladıkça gerçeklerin açığa çıkmasıyla aslında kim olduğunun farkına varır.