0.4

37 7 0
                                    

***

Merdivenleri atlayarak inerken aslında ne kadar soluksuz kaldığını farkedemeyecek kadar öfkeliydi. Nasıl olurda buraya gelmeye cesaret edebiliyordu bu adam, anlayamıyordu.

Sevgilisinin unuttukları mı ona bu cesareti veriyordu? Fakat bu dünyada Tansu yaşadıkça kimsenin Kamer'e karşı şansı olmayacaktı.

Arkasından gelen Samet'i önemsemeden inmeye devam ederken sonunda aştığı merdivenler son bulmuştu. Duyguları o kadar karışıktı ki mantıklı düşünemiyordu halbuki her adımını önceden belirleyerek atar kendini ve sevdiklerini tehlikeye atmazdı.

Demir kapıyı sertçe açarak kendini dışarı attı "Bak ben sinirlerime hakim olamıyorum. Nereden geldiysen oraya dön hoca!" bağırmamıştı, bağırmasına da gerek yoktu. Ona göre her zaman sakinlik baştan çıkarıcıydı.

Karşısında paltosuyla dimdik duran Ilgaz hocası da Tansu'yla aynı düşünceye sahip ki aynı tavır ondada vardı belki de bir tık fazlası, rahatlık. Buraya etrafta görünmeseler bile bir çok korumayla geldiğini biliyorlardı ama adam bundan rahatsız olmadan gayet sakin bir şekilde karşılarında dikiliyordu.

"Öğrencimi ziyarete geldim Tan. Bu seni neden bu kadar rahatsız ediyor?" her şey Tansu için şaka niteliği taşıyordu. Bu adam mala yatıyordu resmen. Gerçekten Kamer'in unutmuş olmasını kullanarak kendini başka biriymiş gibi lanse ediyordu. Sanki yıllardır yaptıklarını o değilde başkası yapmış gibi konuşuyordu karşısında.

"Çok agresifsin biraz sakin ol. İstersen sana okuldaki rehberlik hocasından seans ayarlayabilirim." Tansu onun alay konusu olmaya kesinlikle katlanamıyordu. Bütün nefret duygusunu bu adama harcıyordu. Ondan yaşça büyük bu adamın heybetli duruşu onu korkutmuyor aksine keyiflendiriyordu.

Kendiside az değildi. En az büyük bir olgunluğa ulaşmış Ilgaz kadar yapılı bir vücuda ayrıca tıpkı onun gibi kıvrak bir zekaya sahipti. Tek sorun şu ki Ilgaz onu neresinden vuracağını çok iyi biliyordu.

"Benim değil ama senin en iyi psikoloğa gitmek gerekiyor. Bu sapıkça düşünceler senin bile bünyene çok fazla." sonunda kendini rahatlatmayı başarmış işaret parmağı ile karşısındaki gerilmiş suratlı adamı boydan boya göstermişti.

"Aslında seninle uğraşmak yerine Kamer'i aramalıydım. O beni seve seve yanında ister... Senin aksine." işte bu cümleler Tansu'yu çıldırtmaya yetiyordu. İçindeki öfkesine hakim olması Ilgaz'ın buradan çekip gitmesine bağlıydı.

"Ne yüzsüz herifsin lan sen. Elimde kalmadan siktir git buradan! Kamer benim sevgilim amına koyayım sevgilim." bu sefer sakin olamamış ona sırıtarak bakan uzun boylu adamın üstüne atılacakken Samet onu son anda yakalamıştı.

"Sakin ol kardeşim. Ne yapacağı belli olmaz bunun. Hem Kamer duyacak şimdi hadi gidelim." Samet kollarına yapıştığı Tansu'yu bir türlü alıkoyamıyor bu yüzden büyük bir güçle onların birbirlerine girmemeleri için uğraşıyordu.

"Ne dedin duyamadım." sesli kahkahasının ardından Ilgaz yeni çıkmaya başlayan hafif kirli, kahve sakallarını kaşıdı "Alemsin Tansu. Neyse ki elimin altında ezebileceğim bir durumda bile değilsin. Senden nefret eden Kamer'ken ondan sevgilim diye bahsedebiliyorsun."

Artık duramıyordu. Dişleri arasına yuvarladığı alt dudağını sıkmaktan ağzında demir tadı baş göstermişti. Samet'ten kolunu çekip kurtarmasıyla aylardır dağıtmak istediği, Ilgaz'ın pürüzsüz suratına inen yumruğuyla son bulmuştu.

Adam beklediği yumruk karşısında bu kadar sarsılmayı ummuyordu. Bir kaç adım geri sendelemiş ancak dudağının kenarında kanı eliyle sildiği zaman durumun farkındalığıyla kendine gelmişti.

Çemberdeki Duman (B×B) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin