Gelen ses ile yerimde sıçramıştım, daldığım için beklemiyordum böyle bir şeyi. Ne mi oluyordu? 5-1 gerideydik ve Nefise matarayı fırlatmıştı. Şu an Atakan ile Ogeday oynuyordu. Nefise de az önce Seda ablaya verdiği sayı için hala sinirliydi. Bugün büyük ödül için yarışıyorduk. Kazanan takım yemek, masaj ve villada kalmaya hak kazanacaktı. Bu yüzden Nefise'nin sinirine hak verdim, gerçekten böyle bir şeye çok ihtiyacımız vardı. Evet, ivme son zamanlarda bizden yanaydı, doğru, birçok ödülden yararlanabilmiştik ama bu farklıydı. Offf, kesinlikle almamız gereken bir oyundu.Hilmi Cem: "HADİ HADİ TAKIM, DÜŞMEK YOK! KENARA GEÇİYORUZ, HADİ!"
Oyuncular atışa gelmişlerdi. Hilmicem de bağırarak kenara gidiyordu. Düşmek gibi bir lüksümüz zaten yoktu ki, bunun için de daha çok erkendi. Survivor ne geri dönüşler, ne skorlar gördü. Ben de takımın yanına gitmek için kalktım. Gözlerim Nefise'yi aramıştı. Gerçekten mi? Ya hayır, ne alaka şimdi? Berna ile konuşuyordu. İki benchin arasındaki alandaydılar. Onlara doğru ilerlemeye başladıkça seslerini duyuyordum. Berna, az önceki matara olayıyla ilgili konuşuyordu. Onun üstüne vazifeydi sanki ya.
Berna: "Emin ol, sen elinden gelenin fazlasını yapıyorsun. Dediğim gibi, bu kadar yüklenme kendine."
Berna'nın dediklerini duyunca gözlerimi devirdim. Bir insanın bir insana her dediği batar mı? Meraktan soruyorum, ben mi nefret ediyorum Berna'dan yoksa mümkün mü yani normal şartlar altında bu? Hayır sana ne oluyor, sen kimsin? Karşı takımda yarışan birisin, sanki çok çok yakın arkadaşlar da... Ya sabır.
Aleyna: "Nefo, gel hadi canım, bizi bekliyorlar. Ne yapıyorsun burada?"
Nefise: "Yok, ben şimdi gelmeyeceğim Aley. Birazdan gelirim, sen git istersen."
'Gelicek misin?' dedim sanki. Hayır, soru mu sordum? İnsan gibi gel dedim, canım bile dedim. Niye bozuyorsun beni şunun yanında yani?
Aleyna: "Nefise, benimle gelir misin?"
Berna: "Aleyna, şimdi iyi hissetmiyor. İyi hissedince gelir zaten."
Sadece Nefise'ye bakıyordum, daha da ciddileşmiştim. Artık milli beka meselesi olmuştu resmen.
Aleyna: "Sen karışma Berna."
Nefise derin bir nefes verip benden gözlerini çekerek Berna'ya dönmüştü.
Nefise: "Teşekkürler hayatım, şimdi gideyim. Aley haklı, hala oyundayız. Sonra görüşürüz."
Şu an sarılıyorlardı. Ne dokunaklı bir veda, sanki her gün görmüyoruz birbirimizi. Bir de HAYATIM dedi şu kıza, ya inanmıyorum yok artık gerçekten. Kollarım önümde bağlı, arkamda bir adet Nefise ile yürüyordum. Burnumdan soluyordum resmen. Bir anda durup arkama döndüm, bir tık afallamış gibiydi, beklemiyordu.
Aleyna: "Nefise, kimsenin seni telkin etmesine ya da avutmasına gerek yok. Sen Nefise Karataysın. Bir sayı mı kaybettin, iki sayı mı kaybettin, eee ne olmuş? Aldığın sayıların yanında verdiğin sayılar devenin yanındaki pire gibi anca durur. İstersen bir hafta boyunca bir kere bile sayı alamamış ol, kimse sana hiçbir şey diyemez, kimsenin hakkı yok çünkü. Kendi getirdikleri oyunlar ile senin getirdiğin oyunları kıyaslasalar oturur ağlarlar. Zaten sana bir şey diyen yok, diyemezler de. Sen bile diyemezsin, gerekirse ben dedirtmem, müdahale ederim ki sana dahi."
Tek nefeste söylediğim şeyler şok etkisi yaratmış gibiydi. Bir şey söylemesini beklemiyordum, gerek yoktu zaten. Bunlar kendi düşüncelerimdi ve çok haklı olduğumu biliyordum. Gerekirse ona karşı bile onu savunurdum.