6.Bölüm

1.5K 154 84
                                    





OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI ✨UNUTMAYIN✨

İyi okumalar✨💗






Karşısında duran ceylan gözlerin onu pür dikkat izlediğini gördüğünde panik olduğunu belli etmemek için başka yöne çevirdi kafasını. Planı bir süre alaydaki askerleri izlemek, ona doğrultulan bir çift yeşil gözün odağından kaçmaktı. Öyle de yaptı, ceza olarak eliyle otları yolması gereken askerleri, yeni gelen erlerin şaşkınca etrafta gezişini, bazı rütbeli askerlerinde can sıkıntısına uğraşmak için yaptığı acımasız tavırların hedef olduğu çavuşları izledi.

"Habersiz geldim ama sıkıntı olur mu?" diye konuşan Leyla'ya baktım. Bakıp infazımı gerçekleştirmek, bir çift yeşil gözde boğulmak hele de o gözlerin sahibi yeni gelmişken ecelime kavuşmak istemesemde bakmıştım.

"Sıkıntı olmaz, merak etme sen." dedim buraya kadar beni  görmeye gelen kadına.

"Ne zaman geldin, oldu mu bayağı?" diye sordum. Sormadan edemezdim çünkü onu kanlı canlı karşımda görmüşken bir de baldan tatlı sesini duymak istemiştim.

"Öğlen gibi uçaktan indim, bavullarımı eve bıraktım. Sonra da buraya geldim. Daha Kenan ustayla, Pembe teyzenin yanına uğramadım ama onların yanına seni görmeden gitmek istemedim." dediğinde tek bir şeye takıldım.

İlk beni görmek istemişti ve saat şu an akşam vaktine yakın bir vakitti, yani beni görmek için bu saate kadar dışarıda beklemişti.

"Buraya da mı yeni geldin ? Yani çok bekledin mi?" diye sordum. Benim onu üç yıla aşkın beklediğim gibi o da beni bu saate kadar beklemiş olsa bana yeterdi. Fazlasında gözüm yoktu, sadece beni bir süre beklediğini bilsem başım göğe erecekti.

"Yok, yeni gelmedim. Bekliyorum kaç saattir, söyledim de, adını da verdim senin. Ne içeri aldılar ne de seni çağırdılar. Bende yapacak bir şey kalmayınca sen gelene kadar bekledim. Zaten aradım onu da görmedin." diyerek üzüldüğünü ve sinirlendiğini belli eden bir ses tonuyla konuşuyordu. Ama sinirlenmesine herhangi bir tepki gösteremedim çünkü beni beklemiş olma fikriyle çoktan leyla olmuştum.

Aklıma yazılan ilk şey, girişte nöbet tutan hangi iki dingilse sağlam bir dayak yiyecek, Leyla'yı dinlememesinin ve bu serin hava da bekletmesinin cezasını çekecekti. Sikerlerdi, kadını üç yıldan fazladır görmüyorken bu süreye ek bir süre katıp geciktiren herkesi sikerlerdi.

Aklıma yazılan ikinci şey ise Leyla'ydı. Üç yıl içinde değişip büyüyen Leyla...
İlk kez yazılmıyordu ama sanki ilk kez yazılıyormuş gibi heyecanlıydım.

Babaannesinin ölümünden ve o lavuğun malum olayından sonra kabul aldığı okula gidince buraya pek uğramak istememiş, istese bile ben gelmemesi için ikna etmiştim. Öyle de olmalıydı, uzun bir süre en azından okulunu bitirene kadar gelmeyip orada kendi ayaklarının üstünde durmalıydı. Belli ki yapmıştı da çünkü karşımda üç yıl önce gördüğüm o kadından biraz daha farklı bir kadın görüyordum.

Hemen yanımda, yanı başımda çardakta benimle birlikte oturan kadın tahminimden bayağı bir değişmişti. Amerika'da geçirdiği üç yıl içinde ilk olarak değiştiğini fark ettiğim şey bakışlarıydı, etrafa olan bakışları. Onu gitmeden önce son gördüğümde, ürkek, saf ve gözlerimin içine anlamsız bakarken şimdi karşımda duran kadın bunun tam aksine daha cesur, özgüvenli ve derin bakıyordu. Tabi yine yılların getirisi ile yüz hatları daha çok oturmuş, saçları en son gördüğümden sonra biraz daha kısa kesilmiş ve sanırım biraz zayıflamıştı.

İştahı olmayabilir mi acaba? Pembe teyzeye mi gitsem, güzel bir yemek yapsa, yedirsek mi?

"Antrenmandaydım o yüzden duyamadım, kusura bakma Leyla." diyerek oturduğum yerde rahatsız bir şekilde hareket ettim. Rahatsızdım çünkü hazırlıksız bir şekilde yakalanmıştım ve etrafta beni tanıyan her asker bana şaşıran ve cüretkar bakışlarla bakıyordu. Aslında yalnızca bana değil, aynı zamanda yanımda oturan Leyla'ya da bakıyorlardı. Yanımda bir kadın varlığının olması buradaki insanları fazlasıyla şaşırtıyordu.

GÖNÜLÇELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin