10.Bölüm

1K 94 32
                                    





Merhaba herkese
Bildiğiniz gibi Wattpad erişim engeli geldi ve App Store, play store gibi uygulamalarda da artık yok. Geri geleceğini, düzeltileceğini düşünmüştük ama sanırım öyle olmayacak. İnsanların elinde ücretsiz olarak kullandığı, eğlendiği, vakit geçirdiği, ortak paydada buluştuğu insanlarla sohbet ettiği, yazdığı, kurguladığı bu platformu geri almamız şimdilik mümkün görünmüyor ama umudumuzu yitirmeyelim. Her ne kadar şu an ciddiye alınmamış olsa da emeklerimizin karşılığını alacağımızı inanıyorum.

Elimizden geldiği kadar yetkili kişilere ulaşmaya, elimizden aldıkları okuma özgürlüğümüzü geri almaya çalışalım.

Ben yeni bir yazar olsam bile elimden geldiği kadar bölümleri atmaya, yazmaya devam edeceğim, elimden geldiği kadarda sesimi çıkaracağım.

Eğer sizde yardımcı olmak, beraber çalışmak  ya da sohbet etmek, sorular sormak isterseniz biodaki Instagram adresimden bana ulaşabilirsiniz.

İyi okumalar



OY VERMYİ VE YORUM YAPMAYI ✨UNUTMAYIN✨







Uykusuz ve bol baş ağrılı gecelerinin ve düşüncelerinin ağırlığı altında ezilmesinden dolayı aceleci olmamaya karar veren Aziz,  apar topar kalkıp gideceği Esin'in yanına daha gidemeden Yarbay'la karşılaşmış ve bu ani gerçekleşen planından vazgeçmişti. Belki de doğrusu buydu, bu kadar aceleye getirmeyip en doğru ve güvenilir şekilde söylemek en doğru yoldu. O an gecikmeli olarak söylemeye karar verdi.

Gördüğü dosya, duyduğu bilgiler, tanık olmaya gücünün bile yetmeyeceği anılarla karşılaşmak ona beklediğinden fazla yara açmış, bir süreliğine planından dönme kararı aldırmıştı.

İkindi saatiyle akşam arası bir vakitte elinde iki demli çayla çıktı dışarı Aziz, bir süre kendine gelmesi, zihnini boşaltması için meşguliyet gerekmiş, o da günlerini  evle karargâh arasında mekik dokuyarak geçirmişti. Şimdi biraz akıl alma, danışma zamanıydı. Adımlarını birbirleri hakkında azda olsa bir şeyler bildiği, sırtını sorgusuz sualsiz yaslayabileceği silah arkadaşının yanına, oturduğu çardağa çevirdi. Tek başına oturan Civan, dalgın düşünceler ve sigarası eşliğinde oturuyor, siyah gözleri buğulu buğulu bakıyordu.

İlk önce çardağa girdi, elindeki iki karton bardaktaki demli çaylardan birini tek oturan Civan'ın önüne koyduktan sonra yanına kuruldu, kendi bardağını da elinde tuttu.

"Hayırdır, bu saatte ne işin var burada?" diyerek ilk önce Civan'ı konuşturmaya, derdini öğrenmeye çalıştı. Sessizliğinden bile kendini açıkça belli ediyordu.

"Niye, bu saatte gidecek bir yerim mi var?" diyerek soruya soruyla cevap verdi Civan, kafası karışıktı.  Ama gidecek, görecek bir yeri yok muydu? Öyle biliyordu Aziz.

"Yok mu?"

"Var mı?"

"Yok mu oğlum Leyla?" diye sordu Aziz. Cevap Leyla değil miydi Civan için, hem de her zaman...

"Var mı oğlum Leyla?" diyerek soruya soruyla karşılık vermeleri devam ettiğinde Aziz durumun daha başında ne olduğunu anladı. Durum Leyla'ydı.

"Leyla'yla mı bir şey oldu? Ondan mı keyfin yok?" diyerek tekrar bir soru sordu Aziz.

İlk cevap vermedi Civan, önüne koyulan karton bardaktaki demli çayı aldı eline, boş bakışlarla içti bir kaç yudum. Acı tat boğazından aşağı kaydı usulca.

GÖNÜLÇELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin