14.BÖLÜM

9.7K 203 14
                                    

HİRA

Kırmızı rujunu sürmeden önce aynada kendimi süzdüm. Rujumla aynı renk askılı mini elbisem ve altına giydiğim siyah topuklu ayakkabılarımla hazırdım. Arslanı yemek boyunca çıldırtmak için de iç çamaşırı giymemiştim.

Arslan: Güzelim, geldim.

Arslan: Aşağıdayım.

Arslan'ın mesajlarını görünce oyalanmadan rujumu sürdüm. Çantamı alıp evden çıktım. Sanki onu ilk kez görecekmişim gibi heyecandan bacaklarım titriyordu. Midemde uçuşan kelebeklerle evin kapısından çıktım.

Arslan tam karşımdaydı. Arabasının önünde telefonuna bakıyordu. Çıkan sesle başını kaldırdı ve gözlerimiz kilitlendi. Baştan aşağı onu süzmeye başladım. Sarı saçları her zamanki gibi dağınıktı, vücuduna oturan beyaz gömleği ve siyah bol kumaş pantolonuyla çok yakışıklı gözüküyordu.

Ufak adımlarla yanına yaklaştım. Tek kelime etmeden beni izliyordu. Boğazını temizleyip ve gözlerini kırparak "Bebeğim, sanat eseri gibisin. Bakmaya dahi kıyamıyorum." dedi.

Utanarak ellerimle yüzümü kapadım. Yanıma yaklaşıp ellerimi yüzümden çekip bana sarıldı.

"Bu utanmalarına bayıldığımı söylemiş miydim?"

Kafamı göğsüne gömmüşken iki yana salladım. Parfümü o kadar güzel kokuyordu ki başımı hiç kaldırmak istemedim. Biraz da olsa utanmam geçtikten sonra kollarımı boynuna dolayıp "Sen de çok yakışıklı olmuşsun." dedim.

"Yanına yakışmaya çalıştım."

Gerçek olamayacak kadar mükemmeldi bu adam.

Tam onu öpmek için uzanmışken kırmızı ruj sürdüğümü hatırlayıp geri çekildim. Neden geri çekildiğimi anlamayıp kaşlarını çattı. Ellerimle kaşlarını düzelterek "Çatma hemen şu kaşları, eğer öpüşürsek rujum her yere bulaşır ve ben de gittiğimiz yerde rezil olurum." dedim.

Somurtarak "Sana bu kadar yakışan bir şeyi silmek isteyeceğimi hiç düşünmezdim." dedi.

"Sakın aklından geçirme, Arslan. Bu ruju düzgün sürebilmek için saatlerimi verdim." diyerek biraz abarttım.

Kulağıma fısıldadı. "Dudaklarının sikimin etrafındayken nasıl gözüktüğünü görmek için sabırsızlanıyorum."

Sahte sinirimle; elimle göğsüne yavaşça vurarak "Arsız." dedim.

Göğsündeki elimi tutarak öptü. Arabanın kapısını açıp beni oturttu. O kendi tarafına giderken ben de emniyet kemerimi taktım.

Arabayı hareket ettirmesini beklerken torpido gözünü açıp küçük bir kutu çıkardı. Üzeri kurdeleli kutuyu bana uzattı. Kaşlarımı kaldırarak merakla kurdeleyi çözüp kutuyu açtım. İçindeki kolyeyi görünce ufak çaplı bir şok yaşadım. Bir ay önce bu kolyeyi mağazada görüp çok beğenmiştim daha sonra alırım diye düşünüp o gün almamıştım.

Ucundaki deniz kabuğunu tutarak kutudan çıkarırken "Arslan, bu çok güzel." dedim.

Kaşını kaşıdı. "Görünce seni hatırlattı."

NABIZ +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin