White Fear TÜRKÇE ÇEVİRİ KİTAP

Kedi Kavgası

Marinette iyi bir uykuyla biraz daha iyi hissederek uyandı ama Cat Blanc hâlâ aklından çıkmıyor, sanki bu kötü kediyi hiçbir şey durduramazmış gibi. Nereye giderse gitsin, onu her yerde takip ediyor. Dinlenemeyen bir hayalet gibi.

Alya'ya Kara Kedi'nin iyi bir uyku çekmesine yardımcı olmak için geceleri uğradığını mesaj attı ve en iyi arkadaşına bu konuda blogda bir makale yazmamasını söyledi.

"Aww.... prensesim sonunda beni görmezden gelmek için mi okula gidiyor? Yakında sizi delirteceğim leydim" dedi Cat Blanc, kurbanının dikkatini çekmeye çalışarak.

"Unut gitsin Blanc. Kahramanımız Noir" Marinette onu görmezden gelmek için elinden geleni yaptı.

Önünde belirdi, "Ve Uğur Böceği, puuurrr kıymetli kedisini daha ne kadar incitecek? Senin yüzünden akumatize olacak. Kabul et Marinette. Sen korkunç bir koruyucusun!" Ona hırlayarak yatak odasının duvarına yaslanmasını sağladı.

"Bunun olmasına izin vermeyeceğim ve Uğur Böceği olarak yokluğumu ona telafi edeceğim!" Marinette çaresizlik içinde ayakta duruyordu.

"Ama olacak, Marinette. Kara kedini her zaman incitiyorsun ve er ya da geç zihinsel bir çöküşe girecek. Şimdi okula gidin, leydim. Gittiğin her yerde seni izliyor olacağım." Bir manyak gibi güldü.

"Kapa çeneni!" Marinette onun yanından geçti.

-

Daha sonra okulda Marinette derin bir nefes alarak Adrien'i aradı. Ona gerçekten ihtiyacı vardı çünkü onu sakinleştiren ve Cat Blanc'ın zihninde kaybolmasını sağlayan tek kişi oydu.

"Neredesin, Adrien?" Aramaya devam etti.

"Aww....look. Fırıncı kız Adrikins'in gelmeyeceğinden korkuyor!" Chloe güldü.

Marinette yanından koşarak geçti. Cat Blanc her yerdeydi ve bu onu çıldırtıyordu. Sakinleşmek için kızlar tuvaletine saklanması gerekiyordu.

"Aman Tanrım! Aman Tanrım! Aman Tanrım! Kendine gel Marinette!" Acı içinde başını tuttu.

"Marinette?" Adrien'i gördüğünde tanıdık bir ses onu irkiltti.

"Ah, Adrien" Marinette onu gördü.

"Ne yapıyorsun burada? Burası erkek tuvaleti" dedi Adrien.

"Ha?" Marinette kapıya doğru koştu ve tabelayı gördü, "Aceleyle gitmiş olmalıyım. Sakarım ben" diye iç geçirdi Marinette.

Adrien onun hâlâ çok üzgün göründüğünü fark etti, "O günlerden sonra nasılsın?" diye sordu.

"Kara Kedi sayesinde biraz daha iyiyim," dedi Marinette.

Gerçi Cat Blanc arkasında mırıldanırken ve Adrien onu göremezken bu bir yalan.

"Peki, seni bu kadar korkutan ne?" Diye sordu ve cevabı biliyordu.

Marinette, "Sana söylersem bana inanmayacaksın," dedi.

"Princ--Marinette, senin iyiliğini önemsiyorum. Her ne olursa olsun, senin için buradayım" dedi Adrien, Marinette'in neden korktuğunu bilmiyormuş gibi davranarak.

"Ben sadece Kara Kedi'nin akumatize olması halinde kötüleşebileceğinden endişeleniyorum. Ne kadar tehlikeli olabileceğini hayal bile edemiyorum" diye konuştu Marinette.

"Ne demek istiyorsun?" Adrien sordu.

"Gerçek şu ki.....Cat Blanc'la ilgili kâbuslar görüyorum." Marinette utanç içinde alnını onun göğsüne yasladı.

"Cat Blanc mı? Kara Kedi'nin zıttı mı?" diye sordu.

"Evet, tamamen beyaz ve solgun, mavi gözlü. Tüm Paris'i, ayı ve kâbuslarımdaki herkesi yok etti." Marinette ağlamaya başladı.