8 Benim Nazendem

45 8 2
                                    

Sinir ve öfkem yerini şaşkınlığa bıraktığında, onun bana bakan gece hareleri iyice koyulaşmıştı.

Nefesimi tuttum. Bu adamın bakışları hiç iyi değildi. Saniyelerce öylece yüzüme baktı. Gece bakışları, bir dudaklarima bir gözlerime çıkıyordu. Sanki yüz hatlarımı aklına kazıyor gibiydi.

Boşta kalan eliyle yanağımı kavradı. Kocaman ellinin içinde kaybolmuştu yanağım. Baş parmağıyla sus çizgimdeki bene dokundu. Benimse nefesim içime kaçmıştı.

Bir müddet oyalandı o şekilde. Sözcükler dudaklarından  dökülünce nefesi yüzüme ulaştı.

"Melekler sana ne kadarda güzel dokunmuş Nazende!"

Belimi kavrayan tutuşu gevşedi. Yanağımdaki elini çekti. Usulca ayaklarım zeminle buluştu. Az önce yere bıraktığı tişörtünü alıp tek seferde üzerine  geçirip, kapıdan çıkıp gitti.

Sırtım duvara yaslı şekilde bir müddet bekledim. Kafamın içi allak bullaktı.  Yaşadığım büyük boşluk hissiyle onun kapıyı ardından kapantışını izledim.

Barış'tan

Evde olmadığını biliyordum. Yinede bir cesaret son bir haftadır gittiğim yere onun bahçesine gidiyordum. Memleketteydi. Eski askerdim sonuçta merakıma yenik düşüp, timden arkadaşım Olcay dan istemiştim onun nerede olduğunu öğrenmesini.

Günlerdir yüzünü görememek zor geliyordu yüreğime. Yıllar sonra bulmuşken kaybedemezdim. Biraz çakır keyiftim, çok içmezdim ama arkadaş ortamında nasıl olduğunu anlayamadan işler karışıyordu.

Beni bu vaziyette görmesini istemezdim. Ama onu gördüğümde bütün vücudum yeniden can bulmuştu. Odasına girdiğimde hem şaşkın hemde mutluydum.

Beni azarlaması umurumda dahi değildi. Bu yer buram buram o kokuyordu.

Bir müddet yanından ayrıldı. Gelmeyeceğini düşünüp yatağa uzandım gözlerimi kapadığımda kapı yavaşça açıldı. Geri gelmişti. Fakat gözlerimi açmadım.

Yatağın yanına ürkekçe yaklaşan adımlarını duyabiliyordum. Yanımda hafif bir kıpırtı hissettim. Yanıma uzanmıştı. Yok canım okadar da çok içmedim.

Gözlerimi açtığımda, ipek saçları karşıladı beni. Ölsem bile umurumda değildi. Elimi usulca beline atıp kendime çektim.

Ölüm onun elinden gelecekse razıydım.  Karnıma dirseğini geçirdiğinde ölümüm kesinleşti diye düşündüm.

Odaya sızan gün ışığıyla uyandım. Ipek saçları yüzümdeydi.  Başı göğsümün üzerinde, öylece yatıyordu. Hiç uyansın istemedim. Benim cennetim burasıydı. Dakikalarca öylece durdum nefes bile almayabilirdim. Yeterki o uyanmasındı.

Kapıdan gelen tıkırtı sesiyle kıpırdadı kollarımdaki narin bedeni. Aptala yatmaktan zarar gelmezdi. Gözlerimi kapadım tekrar nefesimi sabit tutarak.

Kapı ikinci kez çalınca bir hışımla çıktı kollarımdan. Benden ayrılmasıyla yerle buluşması bir oldu. Çok yandımı acaba canı.

Kayıtsız kalamayıp araladım gözlerimi. Sinirle yerinden kalkıp kapıya doğru gitti. Kardeşine sinirle saydırırken bir yandan da bana bakıyordu.

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Genç ve güzel bir kadın dı ve az önce kollarımdaydı. Peki bu sinirli halleri.

Kapının diğer tarafındaki kardeşiyle işi bittiğinde hışımla yanıma geldi. Onu zor durumda bırakmak niyetinde değildim. Fakat ondan uzak durmak niyetimde yoktu.

NAZENDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin