2 • Beslutning

19 4 8
                                    

Karar



Akıp giden dakikalar herkeste garip ama bilindik bir ürpertiye sebep oluyordu. Yolculuk gittikçe uzuyordu sanki.
Saat akşam altıya gelirken herkes daha da sessizleşmiş ve gözlerini dört açmış bir şekilde dışarıdan gelecek herhangi bir saldırıya odaklanmıştı.

Güneşin son ışıkları ufukta kaybolduğunda hala yoldalardı ve mecburen yolun kenarında durdular. Kamyonetin kasasında oturan Stefan ve Ezra arka koltuğa, Soobin de Miriam'ın yanına öne geçti ve her ne kadar sıkışsalar da tek kelime etmeden yola devam ettiler. Artık tehlike zombilerden çok vampirlerdi çünkü. Bu karanlıkta da kalplerini hedef almak zor olurdu. Riske atamazlardı.

Metroya varmalarına çok kalmamıştı ancak bu anı kollayan vampirler sokaklara, daha doğrusu binaların tepelerine çıkmıştı. Gözleri insanlarınkinden yüz kat daha keskin olduğundan kolayca ayırt edebiliyordu insan ve zombileri. Üstelik gördükleri bir arabaydı. Zombiler araba süremezdi ve bu içlerinde doğan heyecanla onları izlemeleri için yeterliydi.

Sokağın başına geldiklerinde önlerine atlayan vampirle direksiyonu sola kırdı Harry. Araba güçlükle manevra yapmayı başarıp vampiri geride bıraktı.

"Çok mermi harcamadan ateşe başlayın. Ve Harry, ne olursa olsun ayağını gazdan çekme."

Hepsi Miriam'ı onaylayıp işe koyuldu. Camlar indirildi ve arka koltuktan Bedelia ile Stefan, ön koltukta da Soobin ateş etmeye başladı.
Miriam bir yandan önlerindeki haritada metroya ne kadar kaldığına bakarken diğer yandan vampirlerin nerden geldiğini anlamaya çalıştı.

"Metro yolunda daha çok vampir olacaktır. Burdan sağa dön."

Harry denileni yapıp sağa döndüğünde ateş edenler sarsılıp bir süre duraksamak zorunda kaldı.
Miriam hızlıca düşünmeye çalıştı. Bu arabayla ne kadar kaçabilecekleri belliydi. Savaşmak zorundalardı.

"Ah hayır", diye isyan etti Harry.
Miriam haritaya bakmayı bırakıp önüne baktı. Birkaç silüet arabaları elleriyle kolayca kaldırıp yolun üstüne atıyor ve çalışan alarmlar zombileri oraya çekiyordu. Gidecekleri yolun üstüne!

"Pekala, sakin ol Harry. Geçip gideceğiz tamam mı, fren yok."

Harry giderek artan bir telaşla başını sallarken Miriam ateş eden ekibe içeri girmelerini söyledi.

"Herkes sıkı tutunsun!"

Gerek birbirlerine gerekse arabaya, denileni yaptılar ve Harry de önlerindeki arabalara doğru son sürat sürmeye devam etti.

Arabalara son hızla çarpıp şiddetle sarsılan kamyonetin etkisiyle Soobin'in dirseği Miriam'ın başına çarpmış, arkadaki dörtlünün de kafaları tokuşmuştu. Sorun şuydu ki, bazı malzemeler yola saçılmış ve kamyonet de epey hasar almıştı.

"Aman Tanrım başın kanıyor yüzbaşı!"

Soobin telaşla torpidodan yırtılmış bez parçaları çıkardı ve Miriam'ın şakağının beş santim yanına bastırdı.
Miriam bezleri kendi tutup dikiz aynasından arkayı kontrol etti.

"Herkes iyi mi?"

"Ne kadar iyi olabilirse", diye yanıtladı hemen Ezra.

"Sola dön Harry."

Araba beklenen şekilde hızını düşürüp garip sesler çıkarmaya başladığında hala peşlerinde olan vampirlere zombilerin de eklendiğini görünce sıkıntılı bir nefes verdi Owen.

"Yüzbaşı, zombiler de peşimizde artık."

Miriam yan aynalardan olabildiğince arkayı kontrol etti ve Soobin'le yer değiştirdi çabucak.

Dyrebar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin