21 • Svik og Krig

5 3 6
                                    

İhanet ve Savaş



Lilith kardeşi Julian ile güneş batar batmaz yola çıktı. Endişesi yoktu, ne yapması gerektiğini biliyordu.
Julian pek bir şey bilmese de ablasına her zaman güven duyuyordu. Özellikle de sayıları bu kadar azken, Linfaları riske atacak bir şey yapmayacağına emindi. Bu zamana kadar planladığı ve gerçekleştirdiği her şeyi Linfalar için yapmıştı. Kendini bir an bile düşünmemişti. O mükemmel bir liderdi ve Julian bunu kimsenin sorgulamasına izin vermezdi.

Araba büyük binanın önünde durdu. Julian bu yerin Viperalara ait olduğunu biliyordu ancak böyle korumasız bir şekilde neden geldiklerini anlamamıştı.
Onlar arabadan iner inmez iki vampir yanlarına geldi. Biri üstlerini arayıp hançerleri ve tabancalarını aldı.

"Leiti bi*", dedi diğer vampir ve geniş kapıdan geçti.
(*Beni izleyin.)

İçeri girip geniş alanda sağda kalan asansöre ilerlediler. Bu sırada Lilith kardeşinin bakışlarını yakaladı ve ses çıkarmadan bir şey söyledi. Julian onun dudaklarını okudu ve karşılığında sadece başıyla onayladı. Zaten belli ki görüşmeye gelmişlerdi neden olay çıkaracaktı ki?

Aaron çoktan ona gelen haberle toplantı odasına geçmiş, Lilith'i bekliyordu. Bu sırada Bryce da odanın bir köşesinde oturuyor ve her zamanki gibi öfkeli görünüyordu.

"Daverda miw non daverda Linfa Menlori. Sei nofen yale Del Morte. Hemp ciettio sei, dim mene lare.*"

(*Linfa Lideri'yle konuş ya da konuşma. Mortelere gidemezsin. Seni öldürecekler, bu çok açık.)

Bunu üçüncü söyleyişiydi. Ancak daha öncekilerde olduğu gibi yine cevap alamadı. Bryce, meselenin Miriam'ı kurtarmaktan öte Aaron'ın ölmemesi olduğunu düşündüğü için başka bir yol bulma taraftarıydı. Gerçi Anabelle denen Mortenin gidişinin üstünden bir gece geçmişti. Henüz hem Miriam'ın ölmeyeceği hem de Aaron'ın oraya gitmeyeceği bir yol bulamamıştı.

Kapı tıklatılıp açıldığında içeri Lilith ve kardeşi girdi. Dörtlü birbirine baş selamı verip masaya geçti ve karşılıklı oturdular.

"Uzatmayacağım. Buraya gelerek Mortelerle yaptığım işbirliğini sonlandırmış oldum. Size yardım edeceğim ve karşılığında Linfalara kesinkes dokunmayacağınızı belirten yazılı bir söz istiyorum."

Aslında bu beklediği bir dönüştü. Çünkü tüm vampir soyları bilirdi Mortelerin ne kadar acımasız olabileceğini. Linfa Lideri sırf ölmemek için onlarla işbirliği yapmış olabilirdi. Ya da tamamen karaktersizdi ve arkadan bıçaklamayı seviyordu. Ancak Aaron onu az çok tanıyordu. Lilith iyi bir vampir değildi ama ardında bıraktığı Linfalar için yapmayacağı şey yoktu.

"Yani Jasper'ın elinde tuttuğu insandan haberin var", diyerek sorar gibi baktı Bryce.
Çok teferruatlı bir plan yapılmadığına kanaat getiren Aaron, Bryce'ın artık etki altında olmadığına emin oldu.

"Tante hial. Fe qianve cietti sei de peil qi amnefi, non marle giawne dim.*"

(*Sadece duydum. Seni anlaşma için çağırıp öldürmeyi planlıyordur, bunu tahmin etmeye gerek yok.)

Julian ablasının söyledikleriyle daha da hayrete düştü. Belli etmese de o da her zaman Mortelerin başa bela olduğunu düşünmüştü. Yinede Vipera gibi güçlü bir vampir topluluğunun liderini öldürme fikri fazla çılgıncaydı. Ellerinde kimi tutuyorlardı merak etmişti.

"Wilse bi maldi sei*", diye sordu Aaron.
Şu an kaybedecek bir şeyi olmayan tek vampir Lilith'ti ve bu biraz da olsa tehlikeliydi.
(*Sana nasıl güveneceğim?)

Dyrebar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin