Selam!
İyi okumalar diliyorum ve sizi kelimelerle başbaşa bırakıyorum💖🫶🏻Oy vermeyi ve yorumlarda buluşmayı unutmayınız✨
Instagram: gokyuzunun_icinde / mirayggy
//Selin: HUMAN
Gökyüzü'nün süzülen adalarına geri döndüğümde ertelediğim nihai işimi gerçekleştirmek için hızlı hızlı hazırlıklara başlamıştım. Sonunda başka boyutları ziyaret edecektim. Görmek istedikleri Tanrıçayı onlara gösterecek, eğer benimlelerse onlara Güneş'lerini, Ay'larını ve Yıldızlar'ını geri verecektim. Tabii eğer tam tersini seçip bana karşı çıkarlarsa karşılarına bizzat Gökyüzü'nü almış olacaklardı.
Umalım da karşı çıkan olmasın.
Gökyüzü'nün asil soyluları o denli kafayı yemişlerdi ki onlar adına net bir şey söyleyemiyordum. Yerinden oynamış dengenin çatlakları her yerde kendini belli ediyordu. En çok da bizzat dengeyi temsil eden soylularda.
"Nora, senin de benimle gelmeni istiyorum," dedim usulca.
Gece olalı çok olmuştu. Gündüzün Prensesi'nden bunu istemem biraz bencilceydi, onun da dinlenmesi gerekiyordu ama Güneş'in kanını kontrol etmeyi öğrenene kadar yanımda onu istiyordum. Bir dahaki sefere ne kadar şanslı olurdum bilmiyordum. Üstelik yanımda kalan Öz ailemden kendimi o kadar uzak hissediyordum ki, bütün evren arkamda olsa dahi yalnızlığın esiri olmak üzereydim. Elio'yla aramız hala iyi miydi, bilmiyordum. O şenlik gününden sonra doğru düzgün oturup konuşmamıştık. Davin'e uzun bir süredir güvenmiyor ve olabildiğince ondan uzak duruyordum ama dün gece ve birkaç saat önce yaşanılanlardan sonra bir daha konuşur muyduk onu da bilmiyordum. Geriye Güneş Prensesi kalmıştı. Yanımda Nora'nın varlığını hissetmek istiyordum. Hala bir ailem olduğunu hatırlamak istiyordum. Umudumu ayakta tutan yegane şey buydu.
"Tabi ki," dedi Nora ılık bir sesle. Su elfi üzerimi giyinmeme yardım ederken yanıma geldi. "Bir sorun var mı?"
Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi sıkıca yumdum. Derince bir iç çektim ve bu defa gülümseyerek gözlerimi açtım. Benden başka kimse göremese de parmağımdaki iplik hala kendini gözüme sokarcasına parıldıyor ve gitmesi gereken yolu biliyormuş gibi doğrudan kapımın altındaki aralıkta gözden kayboluyordu. "Yalnızca... Bütün bunların bir an önce bitmesini diliyorum," dedim.
"Yirmi gün," dedi. "Yirmi gün sonra o kralları beraber alt edeceğiz ve her şey yeniden yoluna girecek. Öz'ümüze döneceğiz ve hak ettiğimiz gibi tahtımıza oturacağız."
"Yıldız Krallığı'nın tahtı boş," diye mırıldandım.
Sesli bir şekilde iç çekti. "Yıldız Prensi bizimle." Yere diktiğim bakışlarımı ona kaldırınca çekimser bir ifadeyle bana baktığını gördüm. Laura ve Davin'in hala bir Yıldız Prensesi sözü olduğunu düşünüyordu. Davin'in birkaç saat önce bana anlattıklarından ve şu anda parmağımda sinir bozucu bir şekilde parlayan iplikten haberi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü'nün İçinde 2 - Kanlı Kehanet (TAMAMLANDI)
Fantasy"Bu doğru mu bilmiyorum ama onun canını acıtabilmek için her şeyi yapabilirim."