29. BÖLÜM - ESKİ DOSTLAR

330 29 79
                                    

Yeniden merhaba🔥

İki bölüm art arda parylaştığımı yeniden hatırlatmak istiyorum. 28'i okuduysanız, hoş geldiniz✨🤗

Yazarınız iyi okumalar diler ve hepinizi teker teker öper😚💖

Oy verin ve bildirimlerimi bir sürüüüü yorumlara boğun🫶🏻😘

Instagram: mirayggy / gokyuzunun_icinde

//Taylor Swift: New Romantics

//Taylor Swift: New Romantics

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Perde arkası.

"Beni öldürmen umurumda değil. O yeminin sana hiçbir faydası olmayacak."

Yıldız Kralı başını bir yılan gibi çevirip ona döndü. Dudakları sinsilikle kıvrılmıştı. "Senin umurunda olmayabilir ama Tanrıçanın umurunda olacak," dedi.

Yıldız Prensi dudağından akan kanı, babasının gözünün içine bakarak yaladı ve sonrasında kanlı dişlerini göstererek gülümsedi. "Onu o kadar etkileyecek biri değilim." Aklına bir fikir gelmişçesine kaşları havalandı ve gülümsemesini genişletti. "Bunu yaparsan ruhunu serbest bıraktığın için sana teşekkür bile edebilir."

Kralın sinsi gülümsemesi titrese de yüzünden silmedi. "Öyle mi dersin, evlat?"

Prens omuz silkti. "Öyle diyorum babacığım," dedi minik bir çocuğun taklidini yaparak.

Yıldız Kralı onunla konuşurken parmağında evirip çevirdiği yüzükleri düzeltti ve oğlunun suratına atmaya doyamadığı yumruklarından birini attı. Yıldız Prensi'nin başı yumruğun etkisiyle geriye düştü ve kendinden geçti. Onu duyamayacağını bilmesine rağmen son lafını söyledi Yıldız Kralı.

"Yerinde olmayan başını o kaltağın ayaklarının dibine atınca güzel yüzündeki ifadeyi senin de görmeni çok isterdim."

Ardından yarattığı portasyona girerek gözden kayboldu.

Zindanlar bir tünel gibi karanlığa doğru uzuyordu. Yıldız Prensi dışında görünürde kimse yoktu. Etraftaki bütün kafesler boştu. Bir yerlerden su damlıyor ve boş zindanlarda yankılanıyordu. Rutubetli, boğuk ve pislik içindeydi her yer. Yıldız Prensi sessizliğin gürültüsüne kendi karanlığını katmıştı.

Bir an sonra Yıldız Prensi'nin peşinden getirdiği karanlığı güçlü bir ışık kaynağı böldü. Güneş zindanlara getirilmişti adeta. Güneş Prensi en büyük düşmanıymışçasına karanlığı defetti, umursamaz tavrıyla yerinde otururken ışığıyla beraber bütün meşaleleri ateşiyle tanıştırdı.

Bacak bacak üstüne atmış ve kollarını göğsünde bağlamıştı. Oturduğu yerden kalktı ve içine girdiği zindanın kapısını açarak dışarı çıktı. Yıldız Prensi'nin olduğu kafese doğru ilerlerken elleri ceplerinde, ıslık çalarak kendince bir ritim tutmuştu. Sonra alkışlamaya başladı. Yankılanan alkışlarına kahkahaları eşlik ediyordu.

Gökyüzü'nün İçinde 2 - Kanlı Kehanet (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin