yoonbjkgi:
cırtlak kırmızı gülüm benimneden kaçıyorsun benden
çok üzülüyorum vallahi
lionseok:
ne kaçacağım ulan sendenyoonbjkgi:
MXISKSHSLAKXJSLAŞhalı sahaya bile gelmiyorsun
eve kapandın
böyle kaçabileceğini mi düşünüyorsun cidden
lionseok:
henüz beni dövmediğine göre,kaçabiliyormuşum
yoonbjkgi:
yokben sana izin verdiğim için oldu o
jackson piçiyle o kadar meşguldüm ki
sıra sana gelmemişti
ama artık vakit senin vaktim
kaç aslanım kaç benden kaçabildiğin kadar
hele seni bir elime geçireyim o zaman nasıl o taşı senin götüne sokuyorum
oynat bakalım.
lionseok:
senin gibi tinerciden korkan senin gibi olsunyiyorsa köpeklerini toplamadan adam gibi tek gel
yoonbjkgi:
tamam lanama ağlama sonra anne diye
çünkü ben sana acımayacağım velet.
𓄂𓅌𓄂𓅌𓄂𓅌𓄂𓅌
götüm tutuşmuştu.
tam olarak hislerimi tanımlayacak söz buydu. okul biteli yaklaşık elli dakika kadar olmuştu. koskoca okulda tek başıma bekliyordum demek isterdim ama korkudan jungo ve minhyun'u da eve göndermemiştim. klavyeden artistlik taslamak kolaydı ama gerçekte durumlar öyle değildi.
aslında ufak tefek bir şeydi yoongi. dışardan bakıldığında ben onu döverim gibi duruyordu ama çok ufak bir detay vardı. yoongi deliydi.
adamda deli gücü vardı. sinirlendiğinde gözünün bir şey görmediğini geçen gün kendi gözlerimle görmüştüm. jackson nereden baksan onun üç katı kadar vardı onu o hale getirdiyse beni ne yapardı tahmin bile edemiyordum.
o günün üzerinden üç gün geçmişti ve bugüne kadar yoongi'den ses çıkmayınca beni unuttuğunu düşünmüştüm. ama işte deli, ruh hastası olduğu gerçeğini gözden kaçırmışım.
"daha ne kadar bekleyeceğiz lan, patlayacağım sıkıntıdan." dedi minhyun telefonunu cebine koyup.
"harbi sanki biz taş attık adamın kafasına, neden biz de beklemek zorundayız?" jungkook, minhyun'a katılıp ayaklandığında endişeyle kolunu tuttum.
"yalnız mı kalayım ben jungo? sikecek oğlum yoongi beni. arkadaş değil miyiz bekleyin işte benimle." yalvarırcasına gözlerine baktığımda tuttuğu nefesi sıkıntıyla verdi.