Feza Kılıç'tan
"Ne?" Karşımda şaşkınca bana bakıyordu. Onu sevmeyeceğimi düşünüyordu ama çabalayan her insanı severdim ben.
Yıllar sonra bile olsa, çabalasa yeterdi bana.
"Çabalarsanız severim." Gözleri doldu. Ağzından bir hıçkırık çıktı.
Daha onu dinlememiştim ama galiba geçerli bir nedeni vardı? Yani umarım.
Abim koltukta oturmuş bizi izliyordu. Özlemle bakıyordu karşımdaki kadına.
Kadın gözlerini abime döndürdü. Kollarını açıp gelmesini bekledi. Abim hiç düşünmeden yanımıza geldi.
Kadının göğsüne kafasını koyup ağlamaya başladı. "Seni çok özledim anne. Hepimiz seni çok özledik. Abimler seni aramaya başlamışlardı gelmeyeceksin diye ama sen sözünü tuttun. Bizi bırakmadın, geldin."
Abimler derken?
"Geldim oğlum. Hiç birinizi bırakmayacağım bundan sonra. Hepiniz yine annenizin bebekleri olacaksınız." Abim hıçkırdı ve kafasını kadına daha çok bastırdı.
Kadın onun saçlarını öptü. Abim kafasını kaldırıp kadına baktı, sonra bana döndü ve rahat ol anlamında gözlerini açıp kapattı.
"Ben sizi yalnız bırakayım."
Şimdi kadınla yalnızdık. Nedendir bilmiyorum ama bir anda ona anne dediğimi düşündüm.
Mutlu huzurlu bir şekilde o yemek yaparken bende ona yardım ediyordum hayalimde. Bana laf çarpmıyordu. Yanlış birşey yaptığımda kızmıyordu.
Kafamı iki yana sallayıp hayalimden çıkmaya çalıştım. Keşke böyle birşey daha önceden olsaydı dedim kendi kendime.
"Anlatmamı ister misin, yoksa ilk olarak sindirmek mi istiyorsun?" İlgiyle sormuştu bu soruyu. Aslına bakılırsa içim sıcacık olmuştu. Benden bağımsız şekilde dudaklarım yana kıvrıldı.
"Anlatabilirsiniz." Sindirmek istemiyordum. Şuan.
"Beni kesmeden dinlemeni istiyorum kızım." Sondaki sözcük... O kadar güzel hissettirmişti ki... Kafamı salladım ve devam etti.
"Sana hamileydim. Baban bir kızı olacağını öğrenince çok mutlu oldu. Çünkü 5 erkek çocuktansa kız çocuk daha cazip geliyordu. Senin adına bir şirket açtırdı. Yatırımlar yaptı. Ev değiştirdik. Türkiye'nin sayılı zenginlerinden olduğumuz için bunları yapmak kolaydı.
Senin doğduğun gün, Sinem yani senin yıllarca anne bildiğin kadın hastanedeydi. Bana yardımcı olmak için duruyordu. Çok yakın arkadaştık. Severdim onu. Ama sonra, şirketler birden batışa geçti. Toparlamaya çalıştık. Sen 3 yaşına gelinceye kadar bir şekilde idare ettik ama sonrasında baban... Onu vurdular. Şirketleri boşvermiş sadece babanla ve çocuklarımla ilgileniyordum.
Günler böyle geçip giderken şirketler tamamen battı. Bundan sonra geri dönüşü yoktu. En büyük abini, Oktay abini, okula gönderemedik. Sadece Oktay abinde değil. Berkin ve Uraz'da gidemedi. Kıvanç ise senden 2 yaş büyüktü. Onuda bir sene sonra anaokuluna göndermemiz gerekiyordu.
Sonra bir karar verdik. Sizi yetimhaneneye yerleştirdik. Her ne kadar canım yansada zorundaydık. Karnımızı doyuramayacak kadar güçsüzdük.
4 amcan vardı ama 4'üde bize düşmandı. Sizi onlara bırakmak istesekte onlar bunu kabul etmediler. Günler geçip giderken biz batan şirketleri bir şekilde tekrar kurduk.
Sizi yetimhaneden almaya gelecektik ama yoktunuz. Seni ve abini çoktan evlat edinmişlerdi. Oktay, Berkin, Uraz ve Kıvanç ise başka yetimhanelere dağılmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değildim Yalnız
Teen Fiction"İki yüzlü kahpe." "Başkalarının hayatını kurtarmak iki yüzlülük demek... Ee siz niye birilerinin hayatını kurtarmadınız öyleyse?" "Ne alaka lan bizimle!?" Uraz birden üstüme yürüyünce irkilmiştim ama yine belli etmedim. Bol giyindiğim için vücud...