Ege'den
Boş duvara dalıp gitmiştim. Feza'nın yüzü canlanıyordu aklımda sürekli.
Birden enseme birinin vurmasıyla yerimde sıçradım. Bu tabikide Atalay'dı.
"Ne vuruyon oğlum?" Diye çıkıştım.
"Feza'yı mı düşünüyorsun doğruyu söyle!" Çatık kaşları ve sinirli bakan gözleri o an bana onun Feza'dan hoşlanabilme ihtimalini düşündürdü.
Ama yalan söylemedim. "Evet? N'olmuş düşünüyorsam?" Dedim sakince.
Birden yüzü aydınlandı. Gözlerinin içi parladı. Sonrada yüzüne sinsi bir gülümseme yerleşti.
"Söyleyeyim mi Feza'ya ondan hoşlandığını?" Dedi sinsi sinsi.
Gözlerim kocaman açılırken Atalay çoktan arkasını dönmüş bizimkilerin yanına gitmeye başlamıştı. "Atalay eğer ki kıza söylersen senin yedi ceddini s-"
"Ck, ck, ck, sana hiç yakıştıramıyorum Egeciğim, bide Feza'nın yanında küfretmememizi söylüyordun." Dedi sırıtarak.
"Şerefsiz, piç." Sinirle fısıldadım.
"Lan bakın buraya gerizekalılar. Bunun hoşlandığı biri varmış. Hemde baş harfi Feza. Hemen şimdi gidip söylüyoruz Feza yengemize Ege'nin onu sevdiğini." Dedi ve kapıya yürümeye başladı. Bizimkilerde sanki bunu bekliyormuş gibi evin kapısına doğru gitmeye başladılar.
"Ulan mal mısınız!? Bi durun amına koyayım!"
"Ege hiç yakışmıyor sana." Dedi Samet sinsi gülüşüyle. Göz devirip peşlerinden gitmeye başladım. Bunlarla uğraşılmazdı.
Alaz amcanın evi bizim eve yakın olduğu için yürüyerek gidecektik. "Oğlum siz niye her gün bizim evdesiniz?" Dedim her gün olduğu gibi.
"Annen çağırıyor. Ama varya annenin tatlılarına aşığım be." Dedi Talha. "Bir ben bilmiyorum zaten annemin tatlılarının tadını anasını satayım." Kendi kendime homurdanmıştım.
"Ye kanka sana yeme diyen mi var?" Atalay'ın konuşmasıyla sinirle kafamı ona döndürdüm.
"Lan davar! Sizin yüzünüzden ben 9 senedir tatlı yemiyorum! Bide ye diyor, anasını satayım bıraksanız yiyeceğim!" Dedim. Ama hepsi anirmaya başladı.
"Ye oğlum, bize ne. Annen gelin tatlı yaptım deyip çağırıyor." Samet gözündeki yaşı silerken konuşmuştu.
"Sizin ben şecerenizin içine sıçayım." Dedim ve önden yürümeye başladım.
Evin önüne geldiğimizde bizi Ferhat abi karşıladı. "Ege hadi abiciğim, gidin. Burası yasaklı bölge." Dedi. Muhtemelen Feza'nın başına birşey gelmesi olasılığı için kimseyi almıyorlardı içeriye.
"Tamam abi." Dedim ve geri döndüm. Bizimkiler bana n'olduğunu sorar gibi bakıyorlardı. Kısaca özetleyip tekrar bizim eve doğru yürümeye başladık.
Birden kalbime bir sızı girdi. N'olduğunu anlamamıştım ama kötü bir sızıydı bu.
Eve vardığımızda tekrar duvara bakmaya, Feza'yı düşünmeye başladım.
💫💫💫
Feza Kaos'tan
Ege giderken kalbime bir sızı çöktü. Sanki başına kötü birşey gelecek gibi hissetmiştim.
Yukarıdan adının Ferhat olduğunu öğrendiğim asker abi Ege'yi kibarca göndermişti.
Birden dışarıdan silah sesleri gelmeye başlayınca olduğum yerde sıçradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değildim Yalnız
Novela Juvenil"İki yüzlü kahpe." "Başkalarının hayatını kurtarmak iki yüzlülük demek... Ee siz niye birilerinin hayatını kurtarmadınız öyleyse?" "Ne alaka lan bizimle!?" Uraz birden üstüme yürüyünce irkilmiştim ama yine belli etmedim. Bol giyindiğim için vücud...