Bölüm 7

1K 37 1
                                        

Baba Adayı Rezan Şahmaran

Gördüklerinin hayal olma imkânı sıfırdı. Ama o sıfırın bir sayı olmasını isterdi. En azından bir ihtimal umudu olurdu hayal olduğuna dair. Önündeki tablo çok saçma ve pek yoruma açık değildi. Eleştiriye peki? O konuş konuş bitmezdi.

Aslan'ı arkasında bırakıp avluyu hızlı adımlarıyla geçtiğini, merdivenleri indiğini, Yadê Piroz ve kaynanasının ortasına kadar kendini sürüklediğini fark edemeyecek kadar şuurunu yitirmişti. Kendisi dahil herkeste elim bir kızgınlık ve hayret vardı. Ancak Mizgin'in gözünü öfke bürümüş, aklı durulmuştu. "Jinap.. bu... bu..." Konuşamayan kadının sözleri yarım kaldı.

"Sus, Mizgin..." Kaynanası konuşacak gücü bulamadı. Yadê Piroz toparlanıp bastonunu alarak torunu Rezan Ağanın yanına doğru tedirgin adımlarıyla seyir aldı. Yılların düşü renediği kadını görmedikleri de düşürmeyi başaramıyordu. Fakat Rezan olacak torununun getirdiği misafirleri yaşlı kadının kalbine indirecekti.

Karşı karşıya gelen ikilinin bakışları da birbirinden farklıydı. Roller değişmişti bugün: Rezan Şahnaran keyifli, Yadê Piroz ise öfkeliydi.

"Piroz Hanım?" Kucağındaki küçük kızın yanaklarına bir öpücük kondurdu Rezan. Babaannesine kayan bakışlarda alay besbelli görülüyordu. Yanına gelen yaşlı kadının kızgınlığını görmek keyfini daha bir yerine getirmişti.

Evlendiğinden beri ilk defa güldüğünü gördü Mizgin. Yanındaki kadın güzelliğiyle canına kast etmişti. Uzun kumral rengi saçlarının dağınık tutamlarıyla arkada toplanışını, kahverengi gözlerinin içindeki mahcubiyeti, güneşin altında kızarmaya hazır beyaz teni, uzun boyu Rezan'ın omuzlarına kadar uzanan küçük omuzları çocuk sahibi olmasına rağmen deforme olmayan kıvrımlı hatlarıyla ve üzerine oturan elbisesiyle Mizgin'e meydan okuyordu.

"Bu kız kim, bu kadın kim? Kocası nerededir? Sen onunla yalnız mı geldin? Evli adamsın, yabancı bir kadınla sokaklarımızdan mı geçtin?"

Üst üste sorduğu sorulara gülen Rezan Ağa cevaplamak yerine yanına gelen kadına dönmüştü. "Sedef, babaannen Piroz. Türkçe bilmez." Adının Sedef olduğunu öğrendiği kadının kocasının dibinde bitişiyle Mizgin'in diz bağları çözülmüş, düşeceği sırada arkasındaki kızlar tarafından tutulmuştu. Eğilip yaşlı kadının elini öpmüştü Sedef. Gelmeden önce nasıl konuşacağını söyleyen Rezan sayesinde gülümseyerek ve ne tepki vereceğinin biraz da heyecanıyla konuşmaya çalışmıştı. "Yadê Piroz..."

Yaşlı kadın torunundan öfkeli bakışlarını çekmiş, evine gelen misafirine zor da olsa gülümsemişti. Yadě Piroz demişti değil mi? "Keçamin..."

Rezan çevirisini yapmıştı. Konuşmaya çalışan ve aynı dili bilmeseler de hoşgörüyü aralarından eksik etmeyen ama bütün öfkenin kendisine olduğunu bilen adam göz ucuyla karısına bakmıştı. Rengi solmuş kadının kuzenleri tarafından tutulduğunu görünce gülmemek için kucağındaki miniğe dönmüştü.

"Aleyna bak babaanne!" diyerek Aleyna'yı babaannesiyle tanıştırdı Rezan. Kucağındaki küçük kız yabancılara alışık olmadığından kafasını boynuna gömmüş, kimseye bakmamıştı.

"Seni sevmedi, Yadê..." diye yaşlı kadının damarına bastı. Yadê Piroz torununa ters bakışlarını iade edip, misafirine döndü. Bu güzel kadının kim olduğunu bilmiyordu. Üstelik Mizgin'in ne yapacağını kestiremiyordu.

Rezan Ağa özel misafirini herkesle tanıştırmıştı. Karısını bilhassa sona bırakan adam umarsızca tanıştırmaya girişmişti: "Mizgin..."

Sedef tek kaşını kaldırarak Rezan'ın anladığı bakışlarını atmıştı. "Mizgin senin..."

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin