Bölüm 10

254 15 0
                                    

Düşmana Merhametim Yok

Yasaklar ihlal edildiğinde hele ki bu yasakları koyan bir adamsa, kaçacak delik aranmalıydı. Telafisi olmayan, izahı kabul edilmeyen hataları yapan kimse Rezan Ağanın affina sığınamazdı. Rojin sığınmanın hatasını da yapımıştı.

İçindeki sıkıntının nedeni gözü önünde yaprak gibi titrerken, Rezan yanındaki kadına zarar vermemek için kendisiyle var gücüyle savaşıyordu. Kız kardeşini hayatından çıkarmışken, onun yerine sevmediği bir kadını yanına, koynuna almışken, Rojin hangi cesaretle bu eve gelmişti. Bu da Zuxari gelini olmanın cesaretiydi. Başka açıklaması yoktu.

Mizgin korku dolu gözlerle kocasına bakarken, yapacağı en ufak bir harekette kendi canını kurtarmak için koşmaya hazırlanmıştı. Rezan onun canını yakmadan hemen toz olmalıydı. Ama Rojin'e bir zarar verirse, kendinden vazgeçecekti.

"Senin burada ne işin var?" Rezan'ın genzinden kopan gürültü, konağı yerinden oynatmış, yıkılmayan Yadě Piroz'u bile torununun öfkesinden bir adım geriye itmişti. Böyle olacağını biliyordu.

Dilber Hanım kızına zarar vermesinden korktuğu oğluna, çaresizce seslendi: "Rezan, kuremin." Haftalardır merak ettiği kızını bugün görmüştü. Daha yeni kavuşmuşken, daha yeni baba evine ayak basmışken, kör talihli kızı ağabeyine yakalanmıştı. Dün oğlunun çiftlikte kalacağını bilseydi, kızını kendisi çağırırdı. "Yadê hişbe." Rezan annesinin sözünü keserken bakışlarını
bir saniye bile Rojin'in üzerinden çekmemişti. "Bıremin..." Alt dudağı titreyince güçlükle konuştu Rojin. "Ben ailemi..özle..."

"Çık dışarı!"

"Rezan ağabe.."

"Çık dışarı dedim sana!"

Tekrar bağırması Rojin'in umut kırıntılarını hepten yok etmişti. Buraya ailesini özlediği için gelmişti. Kaynanası ısrarla ağabeyin seni kabul etmez, gitme kalbin kırılır, demesine rağmen kimseyi dinlememiş, her şeye inat babasının evine gelmişti. Fakat kaynanasının söyledikleri doğru çıkmıştı. Görmek bile istemiyordu Rezan. Bakrnaya dahi tahammülü yoktu. Vicdanı sızłamadan evden acımasızca kovuyordu.

İçinden kalan ufacık cesaretle ağabeyine doğru giden kadın Mizgin'in korku dolu bakışlarını görmezden geliyordu. Hayır, onu korkutmamaları gerekiyordu. Cesaret verip Rezan'a doğru gitmesine izin vermeleri gerekiyordu. Lakin hiç kimse o cesareti vermedi. Rezan'ı tanıyan hiç kimse o cesareti veremedi.

Titreyen sesiyle ağabeyine konuştu. Sesini işitsin, bunları yapmaktan vazgeçsin istiyordu. "Rezan..ağabey..yapma..kız kardeşin evine geldi. Kovma..kırarsan..kanadı kırılır..."

"Güvenim kırılmış benim. Çık git bu evden hemen." Gözleri kararmış, suratı kıpkırmızı kesilmişti. Kardeşini de annesini de şu an için tanımıyordu. Kendini zapt etmeyi öfkesine yenik düştüğünde unutuyordu. Bunu en iyi bilenler arasında Rojin varken nasıl bu hataya düşmüştü, aklı almıyordu.

Korkudan hiç kimse sesini çıkarmıyordu. Arkalarında duran Sedef ise sadece onları izliyordu. Rezan'ı tanıdığı için ise sessiz kalmayı tercih etti. Çok öfkelendiği zaman etrafında kırmadığı insan bırakmıyordu.

"Hamit!" diye bağıdı Rezan. İki adımda yanına varan adama bakışlarını çekmeden konuştu: "Çıkart bu kızı bu evden."

Bunu yapamayacak kadar vicdan sahibi ve küçük Rojin'e ağabey gibi bağlıydı Hamit. Kendi elleriyle kovamazdı. Ne yapmış olursa olsun yüzünü dönmez, onu kırmazdı. "Ağam..." Sesi yapma diyen derin bir mana içeriyordu.

"Çıkart dedim sana!"

Genç adam el mahkûm, kadının yanına varmıştı. Bakışlarında mecburum ifadesi vardı. Koluna girerek evden çıkartmaya çalıştı.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin