Bölüm 8

300 16 2
                                    

Bölüm 8

Eski Aşklar

“Çocuk istiyorum, Mizgin. Bana bir çocuk vereceksin!" Dudaklarından koptuğunda asıl niyetini karısına açıklamıştı. "Kız ya da oğlan fark etmez. Şahmaran torunu bu evde bizi uyutmamalı!"

Nefes nefese isteğini belirten adarnın kararan gözbebeklerine baktı kadın. Kısmetinde varsa bu çocuğu verecekti. Onu öpen adama kendi sevgisiyle karşılık vermişti. Rezan Şahmaran o kadar acımasızdı ki, sevgi dolu öpücüklerini de yok etmişti.

Mizgin'den bir çocuk istiyordu. Masumiyetiyle babalık sevgisini arşa çıkaran bir evlat istiyordu sadece. Bundan gayrı da Mizgin Şahmaran'dan bir şey istemiyordu.

Gözlerini açtığında kendini kocasının kolları arasında bulmuştu. Nefret etme eylemini gerçekleştirip kendini aşk grevine atacaktı Mizgin. Onu görmeyecek, sevmeyecek, hissetmeyecekti. Fakat kocası sanki eylemini hissetmiş gibi hiç başlamadan son vermişti. Daha dudaklarının arasından bile çıkmadan Rezan Şahmaran yok etmişti. Beyninden o çılgın düşünceyi silip çocuğa itmişti. Göğsünde yatmak, uzunca sarılmışlığının tadını çıkarmak istiyordu. Yanağını çıplak göğsüne sürterek gülümsedi. Sırtını dönerek uyandığı sabahlardan daha farklıydı. Yüreği taş kesilmiş adamın kalp ritimlerini dinleyerek uyanmıştı. "Ah Rezan..."

Yüzüne bakmak için kafasını kaldırdı. Uyuyan adamın güzelliğini izlerken kendinden geçti. Durulmuş yüzünü, dokunmak isteyip korktuğu çenesini, gür simsiyah kaşlarını gözleriyle sevdi. Yıllarca uzaktan sevdiği adamın göğsünde yatıyor olduğuna inanamıyordu. Nefretini, onu istemediğini o anlığına unutmuştu Mizgin. Anlık bir mutluluk bile bir kadının sevgisini güçlendirebiliyordu. "Mizgin..."

Yüzünü aşkla izlediği adamın ismini fısıldarnasıyla baştan aşağı titredi Mizgin. Neye uğradığını şaşırınca gözlerini kapatarak, belini sardığı adamı ayarını kaçırarak sıktı. "Ne yapıyorsun?"

Uyku mahmuru sesini dinlerken istemsizce gülümsedi Mizgin. Onunla uykudan uyanıp konuştuğu ilk sabahtı. "Uyu..uyuyorum.." diye yarım yamalak bir cevap verdi. "Şu an bir kene gibi yapışmışsın." Durumdan oldukça rahatsızmış gibiydi.

"Uyuyordum. Farkında değilim."

"Yalan söyleme."

İkisinin de gözleri kapalıydı.

"Seninle uyandım."

"Ne kadar çok yalan söylüyorsun."

Gözlerini tekrar açarak Rezan Şahmaran'ı izledi. Gözlerini açmamakta ısrarcı ve bu ısrarıyla Mizgin'e işkence çektirmeye kararlıydı. Hayır, Mizgin, aşk meşk yapma sırası değildi. Zatenistese de yapacağı bir şey değildi. Çünkü ortada ne aşk vardı. Ne de yapacağı bir meşk...

"Yorulduğum için kalkamadım."

Cevabı açmak istemediği gözlerini açmasına yardımcı olmuştu Rezan'a. Karısıyla göz göze geldi. Muhtemelen bu kızda utanma diye bir şey yoktu. Fakat Rezan'ın aklındaki fesat düşüncelerle Mizgin'in aklındaki masum düşünceler bir değildi.

Kocası uyuduktan sonraki birkaç saati uykusuz geçirmişti. Rezan'ı izlemeye bir türlü doyamamıştı. Uykusunu tam alamayan kadın haliyle yorgundu ve yataktan çıkası da yoktu. Tek kaşını imayla kaldırdı. "Yoruldun?"

"Şey uyuyamadım yani," dedi gözlerini adamdan kaçırmamaya gayret ederek. "Sen uyuduktan sonra ben de..." Diline kepenk mi düşmüş de kadın konuşmayı beceremiyordu?

"Mizgin..."

"Aklına kötü bir düşünce gelmesin." Ah çekerek yüzünü adamın göğsüne gömdü. "Tamam, daha fazla rezil olmadan susacağım." Sesi boğuk ve anlamsız çıkmıştı.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin