Bölüm 5

341 19 7
                                    

Palavra Oyunlar

Kendini hâlâ evlenmediğine o kadar inandırmış olduğuna pişmandı. Bir kadınla öyle ya da böyle bir hayat kurmuştu. Yarım, noksan, tatsız ve isteksizdi belki ama sonuç değişmiyordu. Rezan Şahmaran bir kadınla evlenmişti!

Karısının kahveye güm atan gözlerine bakarken, içinde anbean kabaran öfkesine dur diyemiyordu. Bağırmasının sebebi neydi? Bu kadının aklından zoru neydi ki Rezan'ı bulmuştu?

"Rezan, kuzulkurt* (zıkkımın dibi)  ne yaparsın gene?"

Babaannesinin aksi sesi üzerine kapı kolunun inmesi Rezan'ı çıldırttı. Karısına yaslanarak kapıyı hızlıca kilitledi. Yine bağırmaya başlaması adamı mezarın dibine gönderecekti.

"Lan niye bağırıyorsun?" Avucu kapadığı ağzına yetmiyordu. Karısı ısrarla bağırmayı huy edinmiş, dışarıdakilerin korkusunu katlıyordu.

Mizgin ağzından dökülecek tek kelimenin sersemliğine kapılsa da cevaplamadan geçmeyecekti. "ÇIPLAKSIN!" derken belerttiği gözleriyle dikkat çekmeye çalışıyordu. Çıplaktı ve bu Mizgin'i şaşırttığı kadar utandırıyordu da.

"Rezan!" diye bağıran babaannesi delirmek üzereydi.

"Gelinini öldürmeye çalışıyordum, Piroz!" Hırlayarak bağırması üzerine kapıya ardı ardına yumruklar inmiş, Rezan ismi Şahmaran korosunun ağzından korkuyla inmişti. Rezan kollarını kapıya yaslayıp ne yapacağını bilemezken altında ezilen Mizgin'in bayılacak gibi olan halini fark etmemişti.

"Ne istiyorsun karından? Aç şu kapıyı, Rezan!"

Dilber Hanım'ın kızgın sesi duyulunca Rezan kafasını çenesine çarpan karısına öldürecek gibi baktı. Şu an için bir şey istemiyordu.

"Kapıdan gidin, bir şey yok!"

"Ağabey aç kapıyı!" Kardeşi Aslan'ın temkinli sesini duydu. Zaten aralarında bir akıllı o vardı, Rezan bu öfkeyle giderse onu da yoldan çıkaracaktı.

Mizgin ağlamamak için direndi. Kendisine ağırlığıyla yaslanmış kocasının çıplak olduğunu bilmesi bağırmaktan başka bir çare vermiyordu. Gözleri çıplak suretinden uzuvlarına istemsizce kayınca utanç dolu bir inleme koyuverdi.

"Gözlerimi kapa, gözlerimi kapa..." Gözlerini sımsıkı kapatan kadın, dudaklarını da birbirine bastırmıştı.

Yok, bu kadın iflah olmazdı. Rezan çığlığı üstüne bir de isteklerini sıralamasına tek kaşını kaldırdı. Kapı arkasında ayırı dertler varken bu kadın hâlâ konuşuyor muydu?

"Sen canına susamışsın. Lan seni öldür..."

"Kure kere (eşşeğin oğlu)", kapıyı kırdırtma bana. Gelinime dokunma, kapıyı aç!"

Yine hakaretlerini sıraladığına göre babaannesi kızmıştı. "Git kapıdan, Piroz." Onu ikna etmeden gönderemezdi. "Gelinine bir şey yapmıyorum!"

"Kızın bağırmaktan ciğeri söküldü. Bırak gelinimi, aç şu kapıyı!"

Rezan bu kadınla uğraşmaktan ömrünün tükeneceğini biliyordu. Ağzını açamadan Piroz Şahmaran'ın kapı arkasında verdiği emri duydu.

"Aslan, Revenk! Kapıyı indirin!"

Mizgin kocasının çıplak haliyle yakalanacağı düşüncesiyle bir çığlığı daha savuracakken Rezan'ın bakışlarıyla karşılaşınca dudaklarını yine birbirine bastırmıştı.

"Bir şey yok, Piroz!" İsmini bağırarak söyleyen genç adam tehdidini keskin bir tınıyla etmişti. "Bu evi hepinizle beraber yakarım. Hepinizi yakarım, aşağıya inin!" Kapıya yumruğunu indirerek toplanan ahaliyi korkuttu.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin