" Aşk öyle ansızın gelir ki karşısında elin ayağın karışır. Farklı duygu selinde yalpalar durur insan... İşte o zaman Aşk, Aşk işte o zaman Aşk olur..."
Multimedya:Pera-Zehir
☆
☆
☆
Dünya Eroğlu 🌋
"Merhaba bu elbisenin beyaz rengi var mı acaba?"
"Olması gerekiyor. Bir depoya sordurayım hemen döneceğim size."
Evet şuan neler mi yaşanıyor?
Sabahın ilk ışıkların da Lalin Hanımın telefonu ile uyanmıştım. Neymiş efendim bu akşam çok özel bir akşam olacakmış mış öyle hissediyormuş muş o yüzden de kahvaltı yapmama dahi izin vermeden otele yakın bir yerde buluşmuş, o mağaza senin bu mağaza benim diye diye geziyorduk.
Şimdi ise bir mağazanın önünden geçerken vitrin arkasından adeta beni al dercesine bana bakan bir elbise görmüştüm. Ama elbisenin rengi farklıydı ve ben bu elbisenin modeline beyazı çok yakıştırmıştım. Mağaza da çalışan görevliye de tam bunu söylemiştim.
Peki Lalin nerede mi?
"Ya Dünya sence bu bana olmuş mu?"
Gözlerimi ben soru sorana kadar en az üç elbise değiştiren Laline baktığımda üzerinde beyaz tenine yakışan kırmızı bir elbise giymişti. Sarı bebek saçları elbisenin yanlarından süzülmüş ve onu seksi bir kadına dönüştürmüştü. Ve tabi aralarında en yakışanı da bu elbise olmuştu.
"Kesinlikle bunu almalısın Lalin sana çok yakışmış."
"Ya gerçekten de hoş olmuş muyum?"
Konuşmasını tereddüt içinde soran Laline de hak vermiyor değildim. Önceki denediklerini beğenmemiştim.
"Gerçekten de çok hoş olmuşsun canım. Ve hatta çok seksi olmuşsun."
Elbette son kelimemi kısık sesle söylemiştim. Rezil olmak istemiyordum.
"Evet hanımefendi beyaz elbiseyi arkadaş getirdi. Buyurun deneyin."
Laline bakmayı keserek elinde ki beyaz elbiseyi uzatan görevliye döndüm. Ve ne kadar doğru bir karar verdiğimi de elbiseyi elime alınca anladım.
Elimdeki elbisem ile kabine geçerek soyundum. Ve beyaz elbisenin güzel dokusunu tenimin her yanında hissederek kabinin içinde ki aynaya döndüm ve baktım.
Otelden çıkmadan kızıl saçlarımı dağınık topuz yapmıştım. Ve bu elbiseye de akşam için daha güzel bir dağınık topuz yapmakta karar kıldım. Bu elbisenin altına beyaz kalıplı altı kırmızı bir topuklu ayakkabım olduğu aklıma geldi. Yakışırdı.
"Hadi Dünya sende çık da bakayım nasıl olduğuna."
"Çıkıyorum."
Kabinden dışarıya çıktım. Etrafımda bir tur dönüp nasıl olduğumu sordum.
"Kesinlikle bunu almalısın Dünya. Bedenine o kadar güzel oturmuş ki kendine şu dünya da aşık edebilirsin."
"Abartma Lalin. Ben bu elbiseyi alıyorum. Bence sende kırmızı elbiseyi al. Saat çok geç oldu. Ve hala kahvaltı yapmadık."
Sitemli sözlerime karşı Lalin daha fazla bir şey diyememişti. Elimizdeki elbiseleri alarak üst katta olan yemek bölümüne geçtik.
Cihan Hancıoğlu ⛰️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Evren Bir Aşk
Teen Fictionİki Evren Bir Aşk Bir şehir düşünün. Öyle büyük öyle kalabalık öyle rastlantıların, binde bir ihtimallerin olacağı bir şehir İstanbul. Ve bir kadını düşünün. Tıpkı ateşi andıran kızıl saçları. Gözlerinde gökyüzünü taşıyan, teni sanki karlara bulanmı...