11. Bölüm

8 1 0
                                    

"Aşkın sarhoş edici bir etkisi olduğunu söylerler. Bazen bir fırtına gibi gelir, yıkar geçer her şeyi. Yada bir medcezir gibi, duygularda yükselir ve dinginleşir.

Sahi nedir Aşk?

Gecenin karanlığında mı belli olur? Yoksa güneş gökyüzünde parladığında mı?

Sahi neydi Aşk?

Bir insan kendisinde olmayana mı Aşık olur? Yoksa kendisine benzeyeni mi arar durur?

Sahi Aşk tam olarak nedir?"

Multimedya: İkilem-Bana Sorma

Keyifli Okumalar

Dünya Eroğlu 🌋

İnsanın ardında birini bırakması ne kadar da zormuş. Bunu atandığım zaman anlamam gerekti fakat bu bambaşka bir şeymiş.

İstanbul'dan Giresun'a geleli tam iki hafta olmuştu. Cihanı otelin kapısında bırakalı tam tamına iki hafta. Kısa sürede benliğime o kadar işlenmişti ki sanki bir sabah kalktığımda şirkete yanına gidecek ardından da vakit geçirecekmişiz gibi.

Ben o şehri, Cihanı ne kadar gerimde bıraksam da tamamen kopmamıştık. Neredeyse her gün telefonla görüşüyorduk. Hatta bazen görüntülü bile konuşuyorduk. İnsan birinin yanında ne kadar çekinse de telefonda konuştuğu zaman yada mesajlaştığı zaman daha rahattı.

Cihan da benim Giresun'a gelmem ile beraber Norveç'e gitmişti. Bana hoşuna giden yerlerin fotoğrafını atıyordu. Hatta Tromso'da kuzey ışıklarının fotoğrafını atmıştı. O kadar güzeldi ki beğendiğimi söylediğimde Cihan birlikte tabi eğer bende istersem oraya tekrar gidebileceğimizi söylemişti. Kabul etmiştim. Neden etmeyeyim?

İki hafta da dört ülke gezmişti. Çok çalışıyordu. İyi bir yöneticiydi. Zekası muhteşemdi. Hatta Pamir'den öğrendiğim bir bilgi üzerine zekasına boşuna hayran olmadığımı anlamıştım. IQ seviyesinin yüz elli olduğunu öğrenmiştim.

Ve şimdi Cihanı havalimanında bekliyordum. Ne kadar kendisinin gelebileceğini söylese de ben gelmek istemiştim. Ne kadar erken görürsem o kadar iyiydi.

Aileme de Cihandan bahsetmiştim. Arkadaşlarımın geleceklerini biliyorlardı. Ailem erkek arkadaşlarımın olmasını sorun etmiyorlardı. Çünkü bana güveniyorlardı. Kısacası ailem evde beni ve Cihanı ve tabi ki Pamir'i bekliyorlardı.

Ordu- Giresun havalimanında bir sağ bir sola gidiyor bir yandan kolumda ki saate bakıyordum. Çoktan gelmiş olmaları gerekiyordu. Sıkıntıyla yerimde ofladığımda 'Dünya!' adımın seslenilmesiyle saate olan gözümü hemen kaldırdım. Tam karşımda siyah takım elbisesi ile bana bakan adam ile yüzümde benden habersiz bir tebessüm yayılmıştı.

Adımımı ileri attığımda onlarında bana adım atmasıyla ortada buluşmuştuk.

"Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk."

"Nasıl geçti yolculuk?"

"Kısa sürdü. Bilseydim bu kadar kısa süreceğini beklemez hemen gelirdim."

"Evet abimi yerinde zapt etmek o kadar zordu ki! İşten başını kaldırmayan adam o mu diye sürekli kontrol ediyorum."

Pamir'in dalga geçerek konuşmasına hiç bozuntu vermeden konuşmayı ele aldım.

"Peki o halde ailem bizi kahvaltıya bekliyor. Siz de yorgunsunuzdur bir an önce gidelim."

"Dünya biz ailene rahatsızlık vermek istemiyoruz."

İki Evren Bir AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin