6.ONLARDAN BİRİ

15 2 0
                                    

☆☆☆

Benden çok şey saklandığını anlamıştım. Anlaşılan düşündüğüm kadar basit biri değildim. Benden saklanan her şeyi öğrenmeden durmayacaktım. Zamanı gelince herkesin gerçek yüzünü ortalığa serecektim. Bu da benim kendime verdiğim sözümdü.

Birkaç günde yaşadıklarımı özet geçmek gerekirse bu mükemmel diyara gelmiştim. Sanorya adında bir prenses tarafından kurtarılmış, ardından bir idam izlemek zorunda kalmıştım. Ertesi gün prens Dean -namıdiğer mükemmel avcı- beni sorguya çekmiş, ardından burada yaşamanın ilk görevini vermişti. Bir idamdan kalanları temizleyecektim. Özenle hazırlanıp idamın yapılacağı saraya gitmiştim ve Sanorya'nın benim ne olduğumu bildiğini öğrenmiştim. Üstelik Dean'a görevim ile ilgili fikri veren de oydu. Beni korumaya çalıştığını ve bir büyücüye aşık olduğunu söylemişti. Onun hakkında ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.

Sonrasında zincirlerden kurtulan güçlü bir büyücü olan Nora karşıma çıkmıştı. O da bu zamana ait değildi, tıpkı benim gibi bir görev için burada olduğunu söylüyordu. Bana yardım teklifinde bulunuyordu, kabul etmek istiyordum.

Çok fazla sorum vardı, hem de herkese. Nora'ya, Sanorya'ya, Dean'a, kendime ve hatta anneme bile. En güzel sorularımı anneme ayırmıştım. Yapmadığım için üzüntü duyduğum şeylerden en büyüğü anneme nefretimi kusmamaktı. Yüzüne bakıp içimden geçen her şeyi ona söylemek isterdim.

Ama ben onu üzemezdim. Ruhsuzdu, kendi dışında hiçbir şeyi umursamıyordu. Bazen annem gibi olmak isterdim, boşlukta olmaya tercih ederdim.

On sekiz yaşıma geri döndüm.

Gözlerimi açtığımda annem tam karşımdaydı. Salonun ortasında bir sandalyede oturuyordum, ellerim ve ayaklarım sandalyeye bağlanmıştı. Ne ara bu duruma geldiğim hakkında hiçbir fikre sahip değildim. Düşünemiyordum, kafamın içinde bir savaş varmış ve iki taraf da kaybetmiş gibiydi. İki taraf da aynı anda kaybedebilir miydi?

Dışarıdan gök gürültülerinin sesleri geliyordu ve arada bir çakan şimşek karanlık salonu aydınlatıyordu. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun sesi dört bir yanımdaydı. Karanlıktan hiçbir şey görülemez hâldeydi, seçebildiğim tek şey annemin sarı saçlarıydı.

KÖTÜLERİN OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin