9.ONLARIN SAVAŞI

3 1 0
                                    

☆☆☆

Keşke anılarımız filmlerdeki gibi gözümüzün önünden geçebilseydi.

Elime tezgâhtan bir bez aldım ve yere çöktüm. Keskin uçtan yayılan kanı bezi yere sürterek temizledim. Kanın tamamen gittiğinden emin olduğumda bez olmayan elime bıçağı aldım.

"Ignis." Yangın.

Bez ve bıçak saniyeler içinde küllere dönüşerek ellerimden ayrıldı. Açık camdan gelen rüzgâr külleri alıp oraya buraya savurdu. Ne yazık ki külleri de yok etmek mümkün değildi.

Nora'yı takip edemiyordum, sürekli bir yerlere gidiyordu. Sanırım tek istediği benden uzak kalmaktı. Benimse yalnız ona ihtiyacım vardı, iyi bir açıklama yapmalıydı.

Hızlıca mutfaktan çıktığımda mutfak kapısını o kadar sert çarpmıştım ki çarpma sesini duymamla beraber yerimde sıçradım. Birkaç saniye içinde Eli yanıma gelmişti.

"Bir şey mi oldu?" diyen endişeli yüzüne baktım. Çok şey oldu, o kadar çok şey oldu ki delireceğim.

"Nora nereye gitti?"

Eliyle sarayın çıkış kapısını gösterdi. "En son göle doğru gidiyordu."

"Teşekkür ederim." Hızlı adımlarla kapıya doğru yöneldim. Kapının oradaki çizimlere bakmayı ihmal etmedim. Orada benim de çizimimin olmasını o kadar çok isterdim ki.

Saraydan çıkıp yeşil çimlerin üstüne adımımı attığımda gölün kenarına oturmuş Nora'yı gördüm. Dizlerini kendine çekmiş, kollarını da dizlerine sarmıştı. Buradan bakınca bir çocuk gibi görünüyordu. Bu çökmüş görüntü çok tanıdıktı.

Yavaş adımlarla yanına geldim. Ona yaklaşan her adımımda yeni bir hatıra hatırlamak için kendimi zorladım. Dişlerimi sıktığımı o an fark ettim, çenem uyuşmaya başlamıştı. Başım ve burnum ağrıyordu, yanaklarım acıyordu. Hasta olacağıma veya olduğuma emindim. Bir bu eksikti zaten.

"Otursana."

Sağ tarafına tıpkı onun gibi oturdum. Gölün mavi suyunu ve gölün üstünde uçan her renk kelebeği izledim. Biri gelip parmağımın ucuna kondu, gülümseyerek ona baktığımda bir kanat çırptı ve mavi rengi beyaza döndü. Beyaz renginden yavaş yavaş soğumaya başladığımı hissediyordum. Her yerde beyaz görünce kendimi hasta sanıyordum. Hoş, bir hastadan çok da farkım olduğu söylenemezdi.

"Anlatmamı istediğini biliyorum ama daha kendim kabul etmedim bunu."

"Neyi kabul etmedin?"

KÖTÜLERİN OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin