İyi okumalar dilerimm.
Korktuğum kişi şuan karşımdaydı ve ben sessiz kalmaktan başka birşey yapamıyordum. Olduğum yerde kaskatı kesilmiş, olanlara anlam veremiyordum.
"Ne oldu Sinem? Sustun kaldın."
"Ha...hayır" dedim geriye doğru çekilerek.
"Koktun mu yoksa? Bence kork."
Bir adım attı, geriye doğru çekildim. Bir adım daha attı, tekrar geriye çekildim. Şuan aramızda iki adımlık mesafe vardı. Tekrar bir adım daha atacağı esnada avazım çıktığı kadar çığlık attım.
"Tekrar görüşeceğiz küçük şeytan" dedi sinsi bir şekilde ve hemen yan tarafımda bulunan balkonun kapısına hızla yönelip kapıyı çarpıp çıkıp gitmesi bir oldu.Korkudan nefes nefese kalmıştım. O sırada tüm kızların bağırışımla uyanıp Ece'nin de ışığı açması bir oldu. Hepsi başıma toplandı.
Nazlı, "Sinem ne oldu?" dedi endişeyle.
Ben ise dizlerimi karnıma kadar çekmiş dizlerime sarılmaktan başka birşey yapmıyordum. Diğer yandan da titriyordum."Sinem bana bak, Sinem" dedi Emel. Oysaki korkudan karşımda duran duvara bakmaktan başka birşey yapamıyordum.
O sırada odanın kapısı tıklanmaya başladı.
"Hayır hayır hayır!" dedim ellerimi saçlarıma geçirerek.
"Sinem bana bak lütfen korkuyorum Sinem birşey söyle" dedi Ece omuzlarımı elleyerek.
"Girebilirsiniz" dedi Zeynep."Berk lütfen birşey yap. Sinem iyi değil" dedi Nazlı. Ağlıyordu. Berk tam karşıma geçti, iki elimi yavaşça tutup saçlarımın arasından çıkardı.
"Sinem bana bak. Ben yanındayım. Sakin ol" dedi. Yüzümü iki elinin arasına aldı, eğmiş olduğum yüzümü yukarı doğru kaldırıp ona bakmamı sağladı. Hafifçe gülümsedi.
"Geçti bak ben yanındayım. Sadece kâbus gördün" dedi.
"O geldi" diyebildim sadece. O an Berk'in yüzümde duran elleri yavaşça aşağı doğru indi. Yüzüme biraz baktı ardından arkasını dönüp Osman Abi'ye baktı. Herkes bu odaya toplanmıştı. Bunu daha yeni fark etmiştim.
Osman Abi yanıma yanaştı, Berk'in yanında diz çöktü,
"Bak sadece kâbus gördün ve bunu gerçek sanman çok normal Sinem" dedi.
"Geldi, geldi, o geldi, konuştu benimle, benim" dedim ve sustum konuşmakta zorlanıyordum. Sanki boğazımda bir yumru oluşmuştu.
"Benim" diyerek tekrar ettiğim sırada gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
"Üzerime geldi..." o sırada Berk sözümü kesti,
"Sinem bak o buraya giremez yerimizi nereden bulabilir. Bak kâbus gördün etkisinde kaldın kendine gel lütfen." Sesinde endişe vardı, büyük bir endişe.
"Sinem hadi al iç" dedi Emir elindeki bir bardak suyu uzatarak.
Bardağı aldım zarzor iki yudum içebildim çünkü ellerim titriyordu bardak elimden düşebilirdi. Emir bunu fark etmiş olmalı ki hemen yanıma gelip bardağı elimden aldı. Aldığı sırada,
"Ellerin titriyor Sinem. Ece götürün yüzünü falan yıkayın biraz kendine gelsin" dedi. Ece ve Zeynep yanıma geldi. Berk ve Osman Abi ayağa kalktı ikisine de yön verdi. Ece ve Zeynep beni ayağa kaldırdı, kapının oraya yönelirken Osman Abi,
"Kızlar Sinem'e gözkulak olun onu sakinleştirin birşey olursa kapımıza vurun" dedi.Lavaboya gittik, Zeynep beni tutarken Ece yüzüme su değdiriyordu. İkisinden de çıt çıkmıyordu. Sadece endişelilerdi yüzlerinden belli oluyordu. Ece yüzümü kuruladıktan sonra tekrar odaya doğru yöneldik. Berk gitmemişti kapının orada bekliyordu.
"Siz gidin Sinem benim yanımda rahat olun" dedi ve kızlar bana son kez bakıp odaya girdiler.
"Bak, şimdi olanları unut aşağı inelim sana en sevdiğin salçalı tosttan yapayım. Ben biraz acıktım sanırım. Bana da eşlik etmiş olursun."
"Sen de bana inanmıyorsun değil mi?"
"Sinem bak kâbus gördün ama kabul..."
"Ben cevabımı aldım Berk. Sana iyi geceler."
Gözlerim dolmaya başladığında hızla odanın kapısını açıp içeri girip kapıyı kapattım. Neden inanmıyorlar bana anlamıyorum. Kâbus değildi, gerçekti.Kızların hepsi yattığı yerinde oturmuş bana endişeyle bakıyorlardı. İstemiyorum. İstemiyorum artık birinin bana endişeli bakmasını.
Emel, "Sinem hadi gel yat uyu."
"Siz de inanmıyorsunuz bana değil mi?"
Zeynep, "Sinem bak o yerimizi bilmiyor. Bu saatte buraya gelemez. Söylemek zorundayım ama kâbus gördün Sinem."
"Ece, Nazlı siz? Siz inanıyor musunuz bana?"
Nazlı biran ayağa kalktı. Gözleri kıpkırmızıydı.
"Ya Sinem bak o adam bilmiyor yerimizi bilse bile buraya kolay bir şekilde giremez. Ya ben... Ben senin için korkuyorum burada sen gelmiş inanmak inanmamaktan bahsediyorsun!"
Bana hayatında ilk defa bağırmıştı. Üstelik söylediği bu şeyler canımı yakmıştı. Son çare olarak Ece'ye baktım. O ise bana gözlerini kaçırarak bakıyordu. O da bana inanmıyordu.
Sessiz bir şekilde,
"Tamam iyi geceler hepinize" deyip ışığı kapattım. Yerime doğru gittim fakat nefes alamadığımı hissettim. Ya da alıyordum bana öyle geliyordu. Tek çare balkona çıkıp biraz hava almaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Mevsimi
Ficțiune adolescențiİçinde ki iyilik yüzünden nasıl tuzağa düşebilirsin ki? Sinem düşmüştü o tuzağa. Sınıfında ki asosyal kızla ilgilendi fakat nereden bilebilirdi, o kızın babasının bir suçlu olduğunu. Bir suçlu tarafından 11 öğrenciyle birlikte rehin alındı fakat en...