Herkese merhaba! Sonunda asıl bölüm ile gelmek çok keyifli. Bölüm sayısı ilerledikçe bölümler daha uzayacak. Yavaş yavaş ilerlemek istedim, kendim nasıl okumak istiyorsam öyle olsun istedim. Lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın, desteklerinize ihtiyacım var...
"Gönül bahçemin en güzel çiçeği, Asilam , gecem gündüzüm, dalımın en güzel çiçeği..."
Keyifli okumlar..
Yıllar önce bu mahalleye ilk geldiğimde çok küçüktüm. Buraya muhakkak iki haftada bir gelirdik, teyzemlerle bizim evimiz çok yakındı. Annem ve teyzem ailesi öldükten sonra daha çok birbirlerine kenetlenmişlerdi aralarındaki bu samimiyet çocukluğumun büyük bir kısmına da yansıdı. Ama bu kez farklıydı ben buraya daha önce hiç gelmediğim bir şekilde geliyordum. Annem yoktu, bir daha gelmemek üzere gitmişti. Herkes iyi olduğunu ama bir daha gelmeyeceğini söylüyordu anlayamıyordum başlarda. Annem niye beni ve babamı görmek istemiyordu ki? Hem nereye gitmişti? Gittiği yerde bize yer yok muydu da bizi götürmemişti. Ön koltukta babamın bağladığı emniyet kemeri beni sıkıyordu hareket etmemi zorlaştırıyordu buna rağmen kafamı çevirip zor da olsa onu izliyordum. Sanırım içime doğmuştu, babama daha önce hiç bu kadar dikkatli bakmamıştım. Küçük yaşımda çehresinin her bir detayının aklıma kazıdım. Dağınık saçları ve annem gittiğinden beri kesmediği sakallarıyla yıkıntıya benziyordu. Gözleri kan çanağıydı, eski babamı özlüyordum, annemi özlüyordum.
Babam konuşmuyordu, defalarca merakla sorular sorsam da tek gelime etmiyordu hem bana da bakmıyordu. Yola tamamen odaklanmıştı. O an babamdan ilk defa korkmuştum. Keyifle geldiğim bu yollar bana zehir olmuştu. Annem giderken babamı da mı götürmüştü, peki bu adama kimdi? "Babacığım niye konuşmuyorsun benimle? Yoksa sende annem gibi bana küsüp gidecek misin? Söz veriyorum odamı toplayıp yaramazlık yapmayacağım uslu bir çocuk olacağım..." sesim titriyordu babamın da gitmesinden deli gibi korkuyordum. Söylediklerim babamın dikkatini çekmişti kafasını bana çevirdiğinde ağladığını fark ettim. Korktum, yüreğim pırpır etti. Ağlamamak için zor durdum, eğer yaramazlık yaparsam babam da giderdi. Yüzümü bir süre inceledi ve önüne döndü. Kendimi tutamadım kafamı eğdim ve kırmızı kurdeleli botlarıma bakmaya başladım. Babama göstermeden ağlıyordum, yere değmeyen ayaklarımı birbirine vuruyor ses çıkarıyordum ki burnumu çekerken ses çıkmasın diye. Teyzemin evinin önüne geldiğimizde teyzem dışarıda sanki bizi bekliyordu. Tamam dedim şimdi teyzem ile konuşacak iyi olacaktık. Hem teyzem anneme çok benziyordu ben onu görünce özlemiyordum annemi belki de babam annemi özlediği için bizi buraya getirmişti. Araba durduğunda babam hızla indi. Teyzemle tartışıyor gibiydiler. Babam en sonunda kapımı hızla açınca irkildim. Kemerimi çıkarıp beni indirmeye çalışırken tepiniyor arabadan inememek için her şeyi yapıyordum. "Baba söz bir daha yaramazlık yapmayacağım. Lütfen derslerime çok çalışacağım babacım lütfen beni bırakma!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fecir
Teen Fictionİki dünya bir cihan bir araya gelse düzelmeyecek bir dostluk. Yarım kalmış onlarca kalp. Ben Dinçer Ecevit, Yalan damarda kan olsa ben ölmeyi tercih ederdim. Çünkü babam bana böyle öğretmişti. Eski beni kaybetmiş üzerime mesleğimin ağırlığı çökmüş...