"Kaldıramayacağımız acılar bizi sarmalar ve daha sonra gömer. Sevgi ise gömüldüğünüz toprağı sular ve şefkatle besler..."
Keyifli okumalar...
Dinçer Ecevit
17 yaşındaki herkes gibi benim de kanım kaynıyor ama o kanın akmasına izin vermiyordum. Yine üçümüz parkta oturmuş sohbet ediyorduk. Çardakta Azize annenin verdiği keki yiyorduk, daha doğrusu benden kalanları onlar yiyordu. "Harbi öküzsün Dinçer oğlum kim önünden alıyor keki? Ulan biz yemeyelim diye bir de önüne çekmiş, şerefsize bakar mısın Ufuk!" Gülmeye başladığımda Ufuk kaşlarını çattı ve yüzünü buruşturdu. "Ağzını kapa iğrenç herif ya. Ulan sana tımar lazım vallahi, hani şu atlara yapılandan." Onları takmadım ve omuz silktim. Gazozumdan bir yudum aldım ve yediklerimi yuttum. "Hiç kusura bakmayın oğlum size evde yapan birilerini var ben ayda yılda bir Azize annem yapınca yiyorum. Ablam sürekli çalışıyor evde gördüğüm yok."
"Abi şu an cidden kek için bize duygu sömürüsü yapıyor farkına mısın?"
"Ekin vallahi ben artık takmıyorum bunu kafaya bu çocuk aç. Dünyaları da yese doymuyor. Bunu yaparken bizden fazla ne olmuş da bu sürekli aç biliyorum."
"Hep kıskançsınız hem de pissiniz ha!" dedi ve onlara en işareti çektim. Herkes telefonuna bakarken yemeğim bittiğinden sıkılmıştım. "Lan oğlum yeter Facebook'tan kızlara konuştuğunuz az sohbet edelim diye geldik hep telefona bakıyorsunuz." dediğimde ikisi de bana baktılar. "Birader benim ne zaman kızlarla konuştuğumu gördün. Konuşursa anca bu Ufuk zamparası konuşur. Kim bilir yine hangi kızın umutları ile oynuyor evleneceğiz seninle diye kandırıyor."
"Lan oğlun vallahi ha! Bak ilerde bunun cezası bulur seni. Bir kadın gelir kök söktürür sana. Senin oynadığın gibi oynar aklını alır. Allah'ın adaleti bu şaşmaz, etme bulma dünyası."
"Nasihatiniz bittiyse susar mısınız?" dedi Ufuk uyuz bir sesle. Bazen o salak suratına yumruğu geçirmek istiyordum. Kardeşine bok gibi davrandığı yetmiyormuş gibi bir de kızların duyguları ile oynuyordu. "Bakın, bakın!" dedi heyecanla Ekin. Elindeki telefonu daha kendine çekmiş bir eliyle bizi kendine çekmeye çalışıyordu. "Bir soru var. İstediğin zamanda geriye gideceksin ama hafızandan birini sileceksin, siz kimi silerdiniz?"
"Kimseyi silemezdim sanırım ya..." dedim kendi kendime. "Hadi oradan aklına gelmiyor elbet silersin birini." dediğinde Ufuk gözlerimi devirdim. "Sen söyle o zaman sen kimi silerdin madem o kadar biliyorsun."
"Benim cevabım net değil mi?" Bu çocuk gerçekten aptalın önde gideniydi. Annesi babası olmayan küçük bir kızı kıskanan ve ona kin besleyen bir aptaldı. "Senim cidden tedavi olman gerekiyor Ufuk."
"Ekin haklı senin bu nefretin normal değil çünkü."
"Siz bu konuyu çok abartıyorsunuz. Bu konuya karışmayın." dediğinde tepemin tası attı. "Kimiz lan biz söyle de bilelim. Bir şey deriz ona karışma buna karışma! Neyiz lan biz eşek başı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fecir
Teen Fictionİki dünya bir cihan bir araya gelse düzelmeyecek bir dostluk. Yarım kalmış onlarca kalp. Ben Dinçer Ecevit, Yalan damarda kan olsa ben ölmeyi tercih ederdim. Çünkü babam bana böyle öğretmişti. Eski beni kaybetmiş üzerime mesleğimin ağırlığı çökmüş...