14.Bölüm

3.3K 156 30
                                    

El olduk efendim,
Vel hasıl ziyan olduk,ziyadesiyle...
-Turgut Uyar

                           -Turgut Uyar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


*****

Pişman değildim, yaptığım hiç bir şeyden hiç bir zaman olmadığım gibi şuanda da pişman değildim. Yaptığımın arkasındaydım . Yerimde Alparslan olsa o da şuan bunu yapardı.

Şuan belediye binasının önündeydik, içeri bekleme salonuna geçtik, herkes burdaydı. Alparslan'ın ailesi , benim tüm ailem , tüm tim , sıramızın gelmesini bekliyorduk

"Nikaha geçmeden önce bilmenizi isterim ki bu evlilik formaliteden ibarettir, gerçek değildir, hafta sonu olacak nişanımız da artık söz konusu bile değildir, Karaca ile aramda as-üst ilişkisinden başka ilişkim yoktur"

Kafamı önüme eğdim ,oturduğum bekleme salonunun duvarları üzerime üzerime geliyordu. Ben böyle olsun istememiştim...

"Ne diyorsun oğlum sen! Dalga mı geçiyorsunuz siz! Çocuk oyuncağı mı bu"dedi Turan amca

"Noluyor Alparslan ?"diye sordu Demir abim

Eğdiğim kafamdan elimin üzerine düşen damlalardan anlıyordum ağladığımı, ruhum yerinde değil gibiydi. Bedenimi saran üşümenin hava sıcaklığı ile hiçbir alakası yoktu

"Ne oldu Binbaşım , düne kadar onaylamıyordunuz bu ilişkiyi şimdi ne değişti"diye sordu Alparslan sesi oldukça sertti

"Alparslan seni şurda çeker vururum benimle doğru konuş, ikiniz değil miydiniz çok seviyorum ölüyorum , bitiyorum diyen. Bu kadar adamı başınıza ayrıldığınızı söylemek için mi topladınız?"dedi Demir abim

Gelindim değil mi ben şuan? Üzerimdeki ispanyol paça yüksek bel siyah pantolon ve cropumun üzerine giydiğim şişme montumla pek gelin gibi durmuyordumda , teselli eder gibi elimden tutan kişiye kafamı kaldırıp baktım. Gülhan teyzeydi. Sorgular gözlerle bakmıyordu. Merhametle bakıyordu bana

"Onu kardeşine sor Binbaşı"dedi. Sesini kısıp etrafı kontrol ederek devam etti "Görev için yapılan bir evlilik bu sadece, görev biter bitmez boşanmak üzere başvurumuzu yaparız"dedi

Kafamı kaldıramadım. Yaptığımdan utandığımdan değilde gerçekten canımın yandığından, bu hayatta mutluluk bana haramdı. İki gün gülsem üçüncü gün mutlaka ağlıyordum ve artık çok bunalmıştım.

"Karaca Bozkurt - Alparslan Arslan" diye seslenildi içeriden sıramız gelmişti. Kimsede sevinç havası yoktu mesela, gülen yüzler, ayakkabının altına yazılan isimler, gelin odasına kitlenip istenilen paralar yoktu mesela, benim bir tuzlu kahvem bile yoktu, evet demiştim  , ve birazdan evet diyecektim

İki evet arasında dağlar kadar fark vardı. Birincisinde sevdiğim adamın gözleri parlıyordu. Birazdan diyeceğim evette ise sevdiğim adam diye bir şey yoktu artık

KARACA |Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin