18.Bölüm

3.2K 192 103
                                    

"Eğer bir şeye sahip değilsen, onu kaybedemezsin."
                                  -Dostoyevski

"                                   -Dostoyevski

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




      ******

Atlasla ve ailemle son kez vedalaşıp, bizi bırakacak zırhlı aracın içindeydik şuan , öyle pisti ki üzerimdekiler , kurban olayım kamuflajıma diye geçirdim içimden , Tuğrul Yüzbaşı dalgındı

"Bir sorun mu var komutanım"dedim

"Yok"dedi sadece, ne ketum adamsın ya ağzından kerpetenle laf alırdık zaten , bu 6 ay nasıl geçecekti onu düşünüyordum

Araç bizi bıraktığında elimiz yüzümüz kirliydi , Tuğrul yüzbaşının kaşında iyisinden bir yarık vardı, Salih abi sağolsum 'görev için aslanım yoksa o güzel yüzüne kıyabilir miyim ben senin' deyip geçirmişti yumruğu 'Allahtan kıyamıyorsun abi' dedi başı sağ tarafa düşen Tuğrul komutan ama sonra sarılıp helalleştilerde yola çıkabildik.

3 kilometre yürüdükten sonra çadırlardan oluşan kampa geldik, uzaktan saydığım kadarıyla 16 çadır vardı. Yaklaştığımızda bizi durduran iki şerefsiz silahlarını çekmişti.

"Kimsiniz"dedi sıska olan

"Geçen hafta patlatılan güney kampından sağ çıktık, bizi Şiyarın yanına götür"dedi yüzbaşı

"Adınız ne?"

"Ben Baran bacımda Delal"dedi soğukkanlılıkla

"Duydum daha önce adınızı, Şiyara haber edeyim burda bekleyin"dedi yanımızdan ayrılmadan hemen önce

Bir süre sonra yanımıza geldi giden adam "Beni takip edin"deyip düştü önümüze kamptaki en büyük çadırın önüne geldiğimizde "Benim adım Hasan sağ koluyum Şiyarın, içeriye geçin"dedi

İçeri girdiğimizde Tuğrul önde ben arkada girdik, onun arkasındaydım. Pek konuşmamayı tercih edecektim

"Geçmiş olsun nasıl sağ kurtuldunuz o kamptan , cehennem gibiydi diyorlar"dedi Şiyar

Şiyar çirkin sayılmayacak bir adamdı,Uzun boyu kara kaşı, kara gözü , yapılı vücudu baya iyiydi, şerefsizdi ama gözleri bir farklı bakıyordu. Anlam vermemiştim.

"Ben burda komutan değilim, buranın başı Zahittir, Zahit  olmadığında baş benim, bacını da al . Bir çadır ayarlasınlar size, bu sıra büyük bir eylem var ona çabalıyoruz, ayak altında dolanmayın, geç oldu gidin yatın"dedi

Kapıya çıktığımızda bir kadın karşıladı bizi "Evli misiniz"dedi ikimize bakıp

"Abim" dedim

"Abin ha, böyle abi mi olur maşallah"deyip Tuğrul yüzbaşıyı süzdü

"Delal yorgun, yatacağımız yeri göster"dedi Baran yani yüzbaşı

KARACA |Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin